İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, “Bizi Türkiye’de böle, böle böldüler. Bizim bölünmeye değil, bütünlüğe ihtiyacımız var” dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği Alaplı Şubesi’nin davetlisi olarak ilçeye gelen ve bir konuşma yapan Kocasakal, Günümüzde işgaller çok daha sinsi bire şekilde tek mermi atmadan tek asker sokmadan zihinlerde gerçekleştirildiğini söyledi.

Kocasakal, Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle beraber tam bağımsızlığını yitirdiğini ve Türkiye’nin Milli Ordusunun kalmadığını öne sürerek şunları söyledi:

 

GÖRÜNMEZ SİNSİ DÜŞMAN

“100 yıllık bir kavga ile karşı karşıyayız. Türkiye’de halen İttihat ve Terakki ile hürriyet ve itilaf arasındaki mücadelenin iz düşümü var. Türkiye de bizi öylesine böldüler ki Alevi Sünni, inan inanmayan, başı açık başı kapalı, Kürt Türk, böle, böle böldüler. Bizim bölünmeye değil bütünlüğe ihtiyacımız var. Günümüzde asıl benim için değerli olan ayrım milli misin gayri milimlisin, ulusalcımız küreselcimizin, benim için ayrım budur.

Görülür bir düşmana karşı mücadele çok daha kolaydır. Görünmez sinsi bir düşmana karşı mücadele çok daha zordur. Nasıl gerçekleşti bu işgal. Türk milletinin kimyasıyla oynanarak, genleriyle genetikleri oynanarak değerleriyle oynayıp değerleri erozyona uğratılarak gerçekleşti. Ve daha kötüsü bu işgal içerikleri boşaltılmak suretiyle tıpkı kurt’un üzerine kapatılan kuzu postu gibi kullanılarak sözde bir demokrasi özgürlük barış nidalarıyla gerçekleşti bu işgal. Benim yaptığım saplama şudur ki. Bu gün Türkiye işgal altında bir ülkedir. Türkiye asla bağımsız bir ülke değildir. 18 Mart topla tüfekle tankla o boğazla geçemediler ama daha sonra başka bir yolla o boğazlardan geçip Türkiye’nin kalbine İstanbul,  Ankara, İzmir’e çıktılar başka askerler var. Bu daha kötü yerli uşakları işbirlikçi uşaklarıyla bunu yaptılar. Bunu değerlerimizi oynayarak yaptılar.

 

SİZ SİLAHSIZ KUVVETLERSİNİZ

Kocasakal, Türkiye de Cumhuriyetin ilanıyla birlikte karşı devrimin başladığını belirterek, “Türkiye de kırılma noktaları var. Bunların en başında Atatürk’ün ölümdür. Biz sanki bir rüya gördük. Cumhuriyet devrimi oldu fakat yarım kaldı. Atatürk’ün ölümüyle birlikte yarım kaldı. Bize kalan görev bu yarım kalmış cumhuriyeti tamamlamaktır. Ben Kemalist değilim Atatürkçüyüm, bana göre Atatürkçü olmak daha Laik bir kavram ama Kemalizm onun ideolojik kalıbıdır. Bir diğer kırılma noktası ise, Türkiye NATO girmesi tam bağımsızlığın bittiği gündür. NATO’ya girdiğimiz gün Türkiye’nin milli ordusu kalmamıştır. Eskişehir’de konuşma yaptım olay olmuştu. Birinden muhtıra yedim. Bazıları okuduklarını anlayamayacak kapasitedeler. Eskişehir’de dedim ki artık kimse Silahlı Kuvvetlerinden medet umasın artık dedim siz varsınız. Siz Türk silahsız kuvvetlerisiniz ve olaya siz el koyacaksınız. Bunu basın şöyle yansıttı. Baro başkanında darbe çağrısı, ben tam tersini söylüyorum. Türki silahlı kuvvetleri şöyle anlamış Baro başkanı bize Türk Silahsız Kuvvetleri diyor. Ben size değil halka diyorum. Kaldı ki benim ne söyleyip ne söyleyemeyeceğimi ne konuşup ne konuşmayacağımı değil ki kimse genelkurmay başkanı veya hiç kimse karar veremez ben istediğim gibi konuşurum. Çok zedeleniyorsa buyursunlar gitsinler o yargıya istedikleri gibi. Biz öyle muhtırayla şey yapamayız.”dedi.