‘Medya Mensupları İçin Avrupa Semineri’nde konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış;

MUSTAFA KEMAL BEKTAŞ ANTALYA'DAN BİLDİRİYOR-

Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nin düzenlediği “Medya Mensupları İçin Avrupa Semineri”,  Antalya Dedeman Otel’de gerçekleştirildi. Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Antalya protokolü, Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır, Avrupa Parlamentosu eski Başkanı ve Avrupa Hareketi Başkanı Pat Cox ile 53 medya temsilcisi katıldı.

MEDYANIN ZİRVESİ ANTALYA’DA

Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet, Anka Ajansı, İHA, Anadolu Ajansı, Cihan Haber Ajansı,  Zaman Gazetesi, Türkiye Gazetesi, TRT Haber, Refleks Gazetesi, KKTC Dış Basın Birliği, Meltem TV, Beyaz TV, Referans Gazetesi, ATV Avrupa, Taraf Gazetesi, Habertürk, Olay Televizyonu, Fox TV, BBC Türkçe, Dünya Gazetesi, Zonguldak’tan Önder Gazetesi ile Halkın Sesi Gazetesi, Çorum Hakimiyet Gazetesi, “Medya Mensupları İçin Avrupa Birliği Semineri”nde bir araya geldiler.

AÇILIŞ KONUŞMASI BAĞIŞ’TAN

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, seminerin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Batı’ya dönük rotasını değiştirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini vurguladı. Herkesin farklı endişeleri, şüpheleri olabileceğine işaret eden Bağış, "AB süreci, bütün bu endişeleri geride bıraktığımız bir süreç" diye konuştu.

“KORKANLAR BULUNUYOR”

Türkiye’nin üyelik sürecinden AB’nin de çok şey kazandığını belirten Bağış, sürecin "kazan kazan" platformuna dayandığını; bu karşılıklı sürecin daha iyi anlaşılabilmesi için böyle eğitim programları düzenlediklerini söyledi. Bağış, şöyle konuştu: +

"AB üyeliği sürecini hâlâ algılamakta zorluk çeken, korkan, endişe duyan vatandaşlar, siyasiler bulunuyor. Bu korkular, maalesef Avrupa’da da var. Bunun üzerinden siyaset yapanlar var. İletişim bu nedenle çok önemli. Hem Avrupalıların Türkiye’yi daha iyi anlaması, hem bizim Avrupa’yı anlamamız için projelerde sizin de katkınıza önem veriyoruz."

"EKSEN KAYMASI YOK"

Bağış, Türkiye’nin son dönemde iki konu üzerinden yanlış anlaşıldığını söyledi. Türkiye’nin, BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a ek yaptırımlar uygulanmasına "hayır" oyu vermesini Türkiye’nin dış politikasında eksen kaymasının göstergesi olarak algılayanlar olduğunu belirten Bağış, "Güvenlik Konseyi’nde fikirlerimizi dile getiririz, oyumuzu kullanırız. Ama Güvenlik Konseyi bir karar aldıktan sonra, biz de o kararı uygularız, uyarız" dedi.

Bağış, Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan konvoya, uluslararası sularda, tamamen hukuka aykırı bir şekilde müdahale edilmesi sonrası gösterilen tepkinin de "eksen kayması" olarak algılandığını hatırlatarak, "Eğer gemide hayatını kaybedenler başka ülkelerin vatandaşları olsaydı, o ülkelerin liderleri sessiz kalacak mıydı?" diye sordu.

"Türkiye, ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı" diyen Bağış, "Uluslararası hukuka saygılı bir şekilde İsrail’in özür dilemesi, yaptığı korsanlığın yanlış olduğunu önce kendi anlaması ve dünyaya anlatması için fırsat verildi. Maalesef hayatını kaybedenlerin ailelerinden hâlâ özür dilenmiş değil" dedi.

“KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ”

Türkiye’nin Batıya dönük rotasını değiştirmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğine dikkat çeken Bağış, Türkiye’nin, uluslararası arenada çok farklı ve önemli platformlarda önemli roller aldığını vurguladı.

“AB TAM ÜYELİK SERÜVENİNİN YOLU TBMM’DEN GEÇER”

Başmüzakereci Bağış, Mevlüt Çavuşoğlu’nun AKPM Başkanlığı görevine de değinerek, Çavuşoğlu’nun Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı’nı ilk defa Viyana’nın doğusuna taşıdığını, kendisiyle çok gurur duyduğunu söyledi. "AB tam üyelik serüveninin yolu TBMM Genel Kurulu’ndan geçer. Biz sıkıştığımız her dönemde, reformlarla tıkanıklıkları aştık" diyen Bağış, "Bundan sonra da bu engelleri aşmanın yolu, kendi reformlarımıza ağırlık vermek olacaktır. Bu reformları iyi anlatabilmek için sizlerin yardımlarına ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.

Seminer açılışında gösterilen, "Doğa İçin Çal" inisiyatifinin hazırladığı "Uzun İnce Bir Yoldayım" klibine değinen Bağış, "Rahmetli Turgut Özal, bu süreç için uzun ince bir yol demişti. Bugün farklı illerin, farklı kökenlerin, tarzların temsil edildiği bir kliple seminerin açılışını yapmayı uygun gördük" dedi. Klipte, Zonguldak’a da yer verildi.

Seminerin “Avrupa Birliği Yolunda Türkiye’deki Siyasi Reform Süreci” konulu ilk panelinin oturum başkanlığını Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Bozkır yaptı. Panelistler ise, Radikal Gazetesi Köşe Yazarı ve Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Ankara Üniversitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Çınar Özen, AB Genel Sekreterliği Siyasi İşler Başkanı Alp Ay oldu. Panelistler, Avrupa Birliği sürecinde Türkiye’nin konumunu ve gelişmelerini örnekleriyle masaya yatırdılar.

Öğleden sonraki “Gümrük Birliği ve Medya” konulu ikinci oturumun başkanlığını Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ABGS AB Hukuku Başkanı Doç.Dr.Sanem Baykan yöneltti. Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir, Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr.Erdem Denk, ABGS Tek Pazar ve Rekabet Başkanı Erkan Çakıroğlu, panelist olarak yer aldı.

Seminerin son panelinin oturum başkanlığını Avrupa Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Dr.F.H.Burak Erdenir yaptı. “Avrupa Kimliği ve Türkiye’nin Avrupalılığı” konusunun işlendiği oturuma, Akşam Gazetesi Köşe Yazarı Nagehan Alçı, Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr.Hakan Yılmaz, ABGS Sivil Toplum ve İletişim Kültür Başkanı Faruk Kaymakçı konuşmacı olarak katıldı.

COX DEĞERLENDİRDİ

Seminerin kapanış konuşmasını ise, Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Avrupa Hareketi Başkanı Pat Cox gerçekleştirdi. Konuşmasının başında semineri değerlendiren Cox, "Sizler çok tipik bir Avrupai tartışma ortamındaydınız" dedi. Seminerdeki konuşmacıların Türkiye'de spor haberleri çok okunurken AB ile ilgili haberlerin okunmayışına dair verdikleri örneklere atıfta bulunan İrlanda asıllı siyasetçi, Avrupa'da da bu durumun aynı olduğunu ifade etti.

Seminerde en çok gündeme gelen ikinci konunun kimlik sorunu olduğunu kaydeden Cox, "Biz de Avrupa'da kimlik tartışmasını çok severiz, siz de çok seviyorsunuz. Bana burası tam Avrupa gibi geldi" dedi. Seminerde herhangi bir Avrupa kurumunu temsilen bulunmadığına dikkat çeken Pat Cox, “Avrupa Hareketi” adlı sivil bir inisiyatifin başkanlığını yaptığını söyledi. Cox ardından bu hareketin faaliyetlerinden bahsetti.

Konuşmasında İrlandalı olduğunu hatırlatan Cox, İrlanda ile Türkiye arasındaki benzerliklere dikkat çekti. Avrupa ve Türkiye'yi birbirinden ayıran tek şeyin "birbirlerini anlamayışları" olduğunu ifade eden Cox, "Bu etkinliği Avrupa'da yapıyor olsaydınız bir fark olmazdı. Burada kendimi herhangi bir Avrupa ülkesinde gibi hissediyorum. Görüyorum ki günlük hayatımız hakkında bile birbirimizi tanımıyoruz." dedi. Osmanlı'nın miras olarak bir kültürel DNA'sı olduğunu belirten Cox, "Bu DNA Avrupa'da da var. Osmanlı Avrupa'da hafızalarda var. Türkiye ile ilgili, bazıları olumsuz olsa da hatıralar var. Dilde kalmış izleri var" diye konuştu.

“BİRLİK ÇİN'E YA DA ABD'YE KARŞI BİR SÜPER GÜÇ DEĞİL”

Ardından AB'nin yapısı ve kimliği hakkındaki görüşlerini aktaran AP eski Başkanı Cox, birliğin Çin'e ya da ABD'ye karşı bir süper güç olmayacağını vurguladı. AB'nin ikisi arasında kalıcı bir yere sahip olduğunun altını çizen Cox, ABD ile farklarını şöyle anlattı:

"Bana ‘AB ne değildir?’ diye sorarsanız, ‘bir federasyon değildir’ derim. Bir ABD değildir. Merkezi hükümeti yoktur. Washington'daki sistemi ararsanız bunu AB'de bulamayacaksınız. Böyle bir federasyon gelecekte de olmayacak."

Avrupa Birliği'nin İMF ve BM'ye de benzemediğini belirten Pat Cox, farkları ise şöyle anlattı:

“Avrupa Konseyi'nin daimi bir başkanı var. Hükümet başkanları bir araya geliyor, doğrudan seçilmiş bir Avrupa Parlamentosu var. Her konuya bakan bir bakan var. Birlikte kanun yapıyorlar ve kanunlar bütün ülkeleri bağlıyor. Bir ihtilaf varsa Adalet Divanı gideriyor ve bu kararların hukuka üstünlüğü var. Avrupa Birliği bu açıdan BM'ye göre çok daha güçlü."

“AB'Yİ ABD'YE BENZETİRSENİZ ABARTIR, BM'YE BENZETİRSENİZ HAFİFE ALIRSINIZ”

Cox, bu yüzden AB'ye "BM ve İMF gibi kurumlar ile ABD gibi sistemler arasında kalmış bir sistem" diyebileceklerini ifade etti. AP eski Başkanı Pat Cox, "ABD'ye benzetirseniz abartırsınız, BM'ye benzetiyorsanız hafife alıyorsunuzdur" diye konuştu. İrlandalı siyasetçi, AB'nin şahsına münhasır egemen devletlerin bir araya gelip kendi mekanizmalarının bir kısmını bir karar mekanizmasında bir araya getirdikleri “bir sistem ve bir barış projesi" olduğunu kaydetti.

Avrupa'da eskiden bir ideolojik çıkar meselesi olduğunu hatırlatan Cox, "Ancak eskiden düşman olan ülkeler bir araya geldiler. Artık kimse eski düşmanlık günlerini aklına bile getirmiyor." dedi.

Cox, "Bugün Avrupa bir gazeteci için sıkıcı olabilir; ama bize sorsalar, 'Bu sıkıcı güncel halini mi yoksa kanlı tarihi mi seçersiniz' diye. Tabii ki günceli seçerim. Biz bir araya gelebiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

“AB BİR ERİME POTASI DEĞİLDİR”

Seminerde gündeme gelen Avrupa Birliği'ne üye olmanın bir kimlik değişimine sebep olacağı yönündeki korkuları yersiz bulduğunu ifade eden Avrupa Hareketi Başkanı Pat Cox, Avrupa Anayasası'ndaki "çeşitlilikte birleşmek" ifadesine dikkat çekti. Bu açıdan ABD ile AB arasında bir kıyaslama yapan Cox, "ABD'deki sistem bir erime potasıdır. Avrupa ise çeşitlilik içeren kültürel bir mozaiktir. Bir erime potası, herkesin homojenleştiği bir yer değildir."dedi.

“AB'YE ÜYELİK İÇİN TÜRKLÜĞÜNÜZDEN VAZGEÇMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ”

İrlanda AB üyesi olunca kendisini daha az İrlandalı hissetmediğini aktaran Pat Cox, son olarak şunları kaydetti:

"Bu kimliğinizi kaybetmek ile ilgili değil. Ötekine saygı duymanız, kendinize az saygı duymak haline gelmez. Kimliğin ne kadar güçlüyse, ötekine de o kadar saygı duyarsın. Siz Türklüğünüzden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bu birinin kazanıp birinin kaybedeceği bir şey değil. Her iki tarafın da aynı anda kazanacağı uyumlu bir oyun."

Seminer soru-cevap şeklinde sona erdi.

Seminere konuşmacı olarak katılan panelistlere, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından teşekkür plaketi verilirken, seminere davet edilen gazetecilere de, “Katılım Belgesi” takim edildi. Günün yorgunluğu ise, Dedeman Otel havuz başında Zafer Mutlu’nun sahne aldığı müzikli akşam yemeğiyle sona erdi. Pazar günü ise, Antalya’nın turistlik yerlerine gezi düzenlendi.

 

Seminere katılan gazeteciler onuruna ANTALYA Dedeman Otel havuzbaşında müzikli akşam yemeği verildi. Yemeğe, Anadolu Ajansı Antalya Bürosu’nda görev yapan Zonguldaklı Fikri Cinokur da katıldı. Arslanyılmaz, Bektaş ve Cinokur, sanatçı Zafer Mutlu’nun söylediği “Memleketim” şarkısına eşlik ettiler.

 

Halkın Sesi Gazetesi Sayfa Editörü Aydın Arslanyılmaz ile Ereğli Önder Gazetesi Sorumlu Müdürü Mustafa Kemal Bektaş, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a, Zonguldak halkında bilgiler verdiler. Bağış, Bektaş ve Arslanyılmaz’a seminere gösterdikleri ilgi dolayısıyla teşekkür ederek, “Zonguldak halkına selamlarımı iletin” dedi.