Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Belediye Meclis toplantısında köprüyle ilgili yaptığı açıklamada, “Belediye başkanı olarak belediyenin varlıklarını, halkın yararına, daha verimli bir şekilde kullanma gibi bir derdim var. Onun için sürekli arayış içindeyiz” dedi.

Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, Belediye Meclisi toplantısında gazetelere de konu olan Çaycuma köprüsü hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Aynı noktada yan yana iki köprü olduğunu ifade eden Kantarcı, “Yalnızca bir köprü bile karşısındaki bulvardan daha geniş ve dolayısıyla daha fazla taşıma kapasitesine sahip. Belediye başkanı olarak belediyenin varlıklarını, halkın yararına, daha verimli bir şekilde kullanma gibi bir derdim var. Onun için sürekli arayış içindeyiz. Geçtiğimiz günlerde hem köprünün bakımını yaptık, hem de bazı denemelerde bulunduk. Şimdi de Çaycuma’nın girişine bir turizm ve danışma bürosu kurduk. Köprünün üzerinde bir bölümü buna ayırdık. Trafik yine iki şeritten akıyor. Kazandığımız alanı park, bahçe gibi düzenleyeceğiz. Orayı çiçeklendirip oturma bankları koyacağız. Halkımız özellikle yaz günlerinde çoluk çocuğuyla oturup, dinlenebilecek, ırmağın üstünde hoşça vakit geçirebilecek. Köprüyle ilgili çok spekülasyon yapılıyor. Kamuoyuna sizlerin vasıtasıyla duyurmak istiyorum. Burada yapılan düzenlemelerin herhangi bir konuyla bağlantısı yok” dedi.

BELEDİYENİN TAZMİNATA MAHKÛM EDİLMESİ HAKSIZLIK

Geçmişte köprü faciasıyla ilgili yargılama yapılamadığını, sorumlunun hangi kurum olduğunun belirlenemediğini söyleyen Kantarcı, “Ancak ölenlerin yakınlarının açtığı tazminat davasında, Belediyemizin tazminat ödemesine hükmedildi. Bana göre çok haksız bir karardı bu. Yargılamanın henüz bitmemesine karşın, avukatlar tazminatların tahsili yoluna gitti. Biz de onlarla bir anlaşma yaptık, yaklaşık 2 milyon lira gibi bir tazminatı taksitlerle ödemeye başladık. Ben hem faciada yaşamlarını yitirenlerin yakınlarına, hem de avukatlarına anlayışlı davrandıkları için teşekkür ediyorum. Ama bu paranın hiçbir şekilde Çaycuma Belediyesinin ödemesi gereken bir para olduğunu düşünmüyorum. Ancak bu ülkede yaşıyoruz, hukuk böyle diyorsa, razı olmak zorundayız. Daha önce de ifade ettiğim gibi köprü üzerinde yaptığımız çalışmaların bununla hiçbir ilgisi yok. Çaycuma’yı dışarıya bağlayan ve bir tür aort damarı işlevi gören köprüyü daha iyi nasıl kullanırız, onun arayışı içindeyiz” dedi.

YAZILAN HABERLERİN HİÇBİR BANA SORULARAK YAPILMADI

Köprünün çöktüğü dönemde yeni yapılacak köprünün aynı yere yapılmaması için bir vatandaş olarak çok mücadele ettiğini de söyleyen Kantarcı, “Bu köprünün aynı yere yapılmasına hiç gerek yoktu. Plandaki iki köprüden herhangi bir yapılmış olsaydı Çaycuma’nın daha yararına olacaktı. Şimdi havaalanı gibi köprüden geçiyoruz, ucundaki trafik lambasına takılıyoruz. Işıklar Çaycuma’nın çıkışına adeta kelepçe vuruyor. Bu deneme süresinde Karayolları yetkilileriyle de görüşerek ışıkların zamanlarında düzenleme yaptık. Bunun sonrasında, tek köprü olduğu halde, trafiğin en yoğun olduğu cuma akşamlarında bile en küçük bir aksama olmadı. Bu deneme ile üç kazanım elde ettik. Işıklarda düzenleme yaparak bekleme süresini çok kısalttık. İkincisi trafik hızlarının elektronik olarak denetim altına alan TEDES sistemini hızlandırmak için diğer kamu kuruluşlarıyla mutabakata vardık. Üçüncüsü de, önceki yıllarda yıkım kararı alınmış tesisin, sağa dönüşlerin ışığa tabi olmaması için yıkımının zorunlu olduğu anlaşıldı. İşletme sahipleriyle de görüşmelerimizi yaptık, düğün sezonunun sonunda yıkımı yaparak sağa dönüşleri ışıktan kurtaracağız. Çalışmalarımızın amacı buydu. Benim ağzımdan yazılan ve gazeteciliğe hiç yakışmayan, ‘Köprü benim değil mi, kapatırım da, açarım da’ şeklindeki abuk sabuk haberler doğru değildir. Bana hiç sorulmadan yapılmıştır” dedi.