Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, dün Belediye Meclis Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, geçmişi karalama döneminin sona erdiğini belirterek, "Bizim geçmiş dönemlerde yapılanlardan dert yanma gibi bir lüksümüz yok. Kozlu'da barış ve huzur istiyoruz. Kozlu'da birilerini karalayarak veya yıpratarak kendimizi haklı çıkartma gibi bir çalışmamız olmadı, olmayacak" dedi.
Kozlu'nun kimyasının bozulduğunu belirten Bektaş, şunları söyledi;

"KARALAMA DÖNEMİ SONA ERDİ"
"Bizim geçmiş dönemlerde yapılan hatalardan dert yanma gibi bir lüksümüz yok. Biz Kozlu'da barış ve huzur istiyoruz. Kozlu'da birilerini karalayarak veya yıpratarak kendimizi haklı çıkartma gibi bir çalışmamız olmadı, olmayacak. Dört dörtlük bir tablo almadığımızı halkımız bilsin. Daha sonra bir şey yapamadığımız zaman halkımız, 'Bunun da bir sebebi vardı' diye bilgileri olsun. Kimse ile işimiz olmayacak. Biz önümüze bakacağız. Çünkü Kozlu'nun bir sürü sorunu var. Bizim de Kozlu'da yapacağımız çok çalışma var. Geçtiğimiz 5 yılda Ali Bektaş karalandı, Ali Bektaş kötülendi. 'Ali Bektaş şöyle belediye bıraktı, Ali Bektaş böyle belediye bıraktı' denilerek 5 yıl geçti. O karalamaların ne geçmiş döneme faydası oldu, ne de Kozlu'ya faydası oldu. Halkımız, belediyenin gelir ve gider tablolarını, belediyeye nereden para geldiğini ve nereye para gittiğini belediyenin internet sitesinden görecek. Mayıs ayından itibaren belediyenin bütçesini halkımıza açıklayacağız. Harcamalarımızı nereye yaptığımızı halkımıza bildireceğiz."

"BORCU 24 MİLYON TL'YLE
BIRAKTIK 51 MİLYON TL'YLE ALDIK"
"Kozlu Belediyesi'ni 24 milyon TL borç ile bıraktık. Şu anda, Kozlu Belediyesi'nin borcu 51 milyon 274 bin TL'dir. Benim dönemimde İller Bankası'ndan Kozlu Belediyesi'ne gelen para 5.5 milyon TL'ydi. Son dönemde İller Bankası'ndan Kozlu Belediyesi'ne gelen para 16.2 milyon TL. Arsa satışımızı yapamadığımız zamanlar hacizliydi. Yapılandırma dışına çıkınca belediyenin haczi kapandığı için yaklaşık 5 milyon TL'de arsa satışı oldu. O kadar para gelirine karşılık bu kadar borcun nasıl yapıldığını merak ediyorum. Hadi bizim zamanımızda ekonomik krizler, depremler, İller Bankası'ndan para gelmiyor ve bu sıkıntıya rağmen borç yapmamız normaldi. 'Ben hep borç ödedim' dediğinizde borcun kalmaması lazım. Eski Kozlu Belediye Başkanı Hüdai Dökmeci, yıllarca 'borç ödedik' dedi. 'Borç ödedik' diyorsan borcun kalmaması lazım. Bizim bıraktığımızdan belediyenin iki katı borcu çıktı önümüze. Ben, 'Niye borç yaptın?' diye eleştirmiyorum. Eğer kamuda bir iş yapacaksanız bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti de borçlanıyor, belediyelerde borçlanıyor. Kozlu'ya kim bir çivi çaktıysa teşekkür ediyoruz. Bunun yanında bu kadar gelire rağmen bu kadar borcun artması kafalarda soru işareti bırakıyor. Hadi bizim zamanımızda borç yapıyorduk ve her şeyi de açıkladık. Mahkemeye de çıktık borçlar yüzünden. Kimse bana 'haram para yedi' diyemez. O zor koşullarda yapılan hizmetlerin en iyisini yapmaya çalıştık. Ben Ankara'da milletvekili danışmanı iken gelen her yerel gazeteyi okuyordum. Benim hakkımda çıkan haberlerde de 'Ali Bektaş şöyle belediye bıraktı, yok böyle belediye bıraktı, işçi kredilerini ödemedi' diye haberler çıkıyordu. Tamamen yalan ve yanıltma. Ama 5 yıl içinde bir daha böyle basın toplantısı görmeyeceksiniz."

"BELEDİYE BORÇ BATAĞINDA"
"Kozlu Belediyesi'nin durumu çok kötü... Belediye borç batağında… Bunun yanında Kozlu Belediyesi'ne her ay 110 bin TL elektrik parası geliyor. Bu elektrik parası da BEDAŞ özelleştirildikten sonra önceden tüketim vergisinden mahsuplaşıyorduk, şimdi oda kaldırılınca bütçemize her 110 bin TL, 20 bin TL'de baraj için 130 milyon TL  yük bindi. Kozlu Belediyesi için ciddi bir rakam bu. O dönemde maaş verememe sıkıntısı gelirlerin az olmasıydı. Biz 615 personel çalıştırıyorduk, şimdi ise 163 personelimiz var. O şartlarda hem geliriniz yok, hem de bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Tablo ortadadır. Şimdi siz diyeceksiniz ki, 'siz ağlıyorsunuz' kesinlikle ağlamıyorum. Ben bu tablonun önüme geleceğini biliyordum. Bu tablo ile de karşılaşacağımızı da biliyordum. Onu hesap ederek göreve geldim. Hüdai Bey benim dönemimdeki tabloyu biliyordu ve onu hesap ederek göreve geldi. 5 yıl boyunca şikayet edeceği yerde enerjisini başka bir çalışmaya harcasaydı orda çok daha farklı konuma gelirdi."

"KOZLU'NUN KİMYASI BOZULMUŞ"
"Bunun yanında TBMM'ye soru önergesi olarak sunulmuş bir konu var. Nedir bu; Kozlu Belediyesi'nin 5 yıllık dönem içinde Kozlu'nun 8 bin 700 metrekarelik yeşil alanının 4 bin metrekaresi yeşil alanından çıkartılarak satılmış. Resmi kurum olarak ayrılan yerlerin tamamına yakın olanları satılmış. Satıldıktan sonra kat artırımı ile ticaret bölgesine çevrilmiş. Benim dönemimde hata yapma payım vardı. İktidar belediyesi döneminde imar değişikliği kapsamında 500 yakın imar değişikliği yapıldı. 30'un üzerinde kat artırımı yapıldı. Ben bunları yapsaydım mahkemelerde beni asarlardı. Bir yıl burada tutmazlardı. İçişler Bakanı beni burada yarım gün tutmazdı. Bunlar yasal olarak soracaksınız bana ama bu yapılaşmalar Kozlu'nun kimyasını bozmuştur. Çirkin yapılaşma, bir taraftan 8 kat vermiş bir yere, bir metre yanındakine de 4 kat vermişler. Ne imar planına uyuyor, ne de projelere uyuyor. Ben maden mühendisiydim, hata yapma payım vardı. Onlar maden mühendisi değil, belediyenin çalışanlarıydı. 'Bunlar niçin yapıldı' diye sorgulamayacağım. Ama sadece tek kale maç yaparken, devlet memuru bir Ali Bektaş'ın hiçbir savunma hakkı olmadan 5 yıl boyunca tüm suçlamalara muhatap olmasıdır. Tüm suçlamalara hiçbir cevap veremedik. Devlet memuru olarak kimseye cevap vermeme hakkımız vardı. Yoksa verirdik, terbiyesizlik yapmadık. Kimse kimseyi kandırmasın. Gerçekler acıdır. Bu yapılaşma Kozlu Belediyesi'nin gelmiş-geçmiş imar katliamı olarak görülüyor. Yasalara uydurulmuştur, kılıf hazırlanmıştır. Projesi ve imar planı olmayan Kozlu Belediyesi tamamen saçma sapan bir şeyin içine girmiştir."

"KOZLU 70'Lİ YILLARA DÖNDÜ"
"Belediyeciliği bilmeyebiliriz, ama, güç olmasa kendi amatörce yaptırdığımız asfalt tesislerinden kullandığımız asfalt hala bozulmamıştır. Sadece Fatih Mahallesinde 80 metre bir asfalt için seçimi kaybettikten sonra 3 ay konuşulmuştu. Beni 'asfalt yapamıyorlar' diye eleştirmişlerdi. Bugün Kozlu'nun haline bakın. 1970'li yıllara döndük. Toz, çamur, rezillik. Sonuçta bu asfaltı döken ekibin problemi olabilir, ama onu kontrol edecekte devlettir. Milyonlarca TL para vereceksiniz asfalta Kozlu bu duruma gelecek? Tamam, 'ben acemiydim' diyorum, 80 metre asfaltı yapamamıştık. Kendi amatör düşüncemle ikinci el asfalt şantiyemle yaptığım asfalt Kozlu'yu ayakta tutuyor. Ruhsatsız yapılan bir asfalt tesisinde yapılan asfaltı görüyorsunuz. Bunları ben yapsaydım ve aynı durumda ben olsaydım beni tükürükle boğarlardı. Yapılan bu uygulamaları biz çadır büfenin kirası 300 ya da 400 liraymış gibi saçma sapan şeylerle mahkemelerde uğraşırken, belediye başkanlığını kaybettiğim gün özel idarenin müfettişi buraya kadrolu geldi. O müfettiş 5 yıl boyunca her şeyi inceledi. O dönemle ilgili hiçbir şey bulunamadı. Benim aldığım mahkemede kendi dönemimle alakalıdır. Sabahlara kadar uyuyamadığım ve ben bunları hak etmediğim günler olmuştur. Bir gün Ankara'da danışmanlık yaparken meclisten çıktım evime minibüsle gidiyorum. Minibüste de ayakta gidiyorum. Tam polis karakolunun önünden geçerken her akşam şoför 'çök çök' diye uyarıyor. Kendi kendime dedim ki, 'Ali sen maden mühendisiydin. Her akşam bu minibüslerde çöküyorsun. Otur evinde aşağıya, ne uğraşıyorsun bu dertlerle' diye soruyordum. Zor mu bunlar? Hayır, zor olanı kendim göreyim dedim. Sabahlara kadar uyumadığım günler oldu. Asla belediye başkanı olmak için bir derdim yoktu. Bazı şeyleri ispatlamak zorundaydık. Toplum eğer yargılarını yalancıları veya siyaseten popülist politika yapanları desteleyecekse medyada dahil buna o zaman Zonguldak'ın hiçbir çıkış noktası yoktur. Kozlu'daki yerel seçim, bir halk devrimidir. Parti yoktu, örgüt yoktu, para yoktu. Buna rağmen insanların gönlüne girdik. Onlar da bize güvendi, seçti."

"ARTIK ÖNÜMÜZE BAKIYORUZ"
"Artık projelerimizi hayata geçirmek zorundayız. En önemli projemiz sahil projesi. Polisevi'nin önünden asfalt tesisisin olduğu yeri yeniden düzenleyeceğiz. 1.5-2 sene içinde burayı tamamlayacağız.
Zonguldak halkına nefes aldıracağız. Belediye binamız çok eski. 1953 yılında yapılmış. İhtiyaca cevap vermiyor. Yeni bir bina yapmamız gerekiyor. Kozlu'ya yakışmıyor. Bunun için de çalışmalarımız sürüyor. Beldedeki plastik ve demir doğrama, marangoz atölyelerini bir yerde toplayacağız. Halkımıza kömür tozu yutturan lavuarı kapatacağız. Kesin ve kararlı davranacağız. Ödün vermeyeceğiz.
Asfalt şantiyesi yetkililerini aradık. Onlar da bize 'Döktüğümüz asfaltı kazıyacağız ve yenileyeceğiz. Ayıbımızı örteceğiz' dediler. Kozlu'nun tamamına Değirmenağzı'ndan su getireceğiz. Otobüs hatlarını, özel halk otobüsü şeklinde özelleştireceğiz. Buradan gelecek gelirle borçlarımızı kapatacağız.
Bu özelleştirmeyi yaparken de çok dikkatli olacağız. Belediyeyi kurumsallaştırmak ve saygı kazandırmak istiyoruz. Beldemizin kaderini değiştireceğiz. Dolmuşa gelmeyeceğiz, hata yapmayacağız. Geç olacak, ama her işi temiz yapacağız. 15 Mayıs'tan itibaren belde merkezinde parkı yasaklayacağız. Kozlu'yu, Teksas'taki kovboy kasabalarına benzetiyorum.
Kovboylar atlarını barın önüne bağlayıp içki içmeye gidiyorlar. Kozlu'da da sürücüler araçlarını park edip alışverişe gidiyor. Herkes istediği yere araba çekemeyecek. Ücretli otoparklar oluşturacağız. Kozlu Sahası'nı sentetik çim yapacağız.
Önümüzdeki sezona yetiştirmek istiyoruz. Sahildeki şantiyemizi iç kesimlere taşıyacağız. Sosyal Güvenlik Kurumu, bizden 8 bin metrekare arsa istedi. Buraya bölge müdürlüğü kurmak istiyor. Karayolları ile görüşmelerimiz sürüyor. Kozlu'ya araç muayene istasyonu getirmek istiyoruz. Kadın Doğum Hastanesi çok uzak… Hamile kadınlarımız zorlukla oraya gidiyor. Kozlu'ya doğum kliniği açmak istiyoruz."