* Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem, global finansal krizin Kdz.Ereğli'de  gemi inşa sanayi üzerindeki olumsuz etkileri ve tersanelerin geleceği konusunda ayrıntılı bilgi verdiği basın toplantısında bölgenin geleceğinin karanlık olduğunu vurguladı.

* Erdemir'in maaş indirimi ve tersanelerin sıkıntılarının bölgenin ekonomisini çökerttiğini belirten Erdem, "Ereğli bu çöküntüden zor kurtulur, tedavisi uzun sürer, 2015'den önce hiçbir şey olmaz" dedi.

* AKP iktidarını gündemi çabuk değiştirdiği için kutlayan Erdem, "Senaristler editörler bile bu kadar güzel gündem yaratamaz. Her gün ülkede gündem değişiyor. Ülkenin sıkıntısı belli işsizlik, istihdam, ekonomi ama nelerle uğraşılıyor. İşsiz insan evine ekmek götüremeyen insan yalnızlaşır kutuplaşır ve radikal olur bir yere toplum kayar. Benim kendi görüşüm Mart ayında insanlar evlerine hava kararmadan gidecekler" sözleriyle konuştu.

* Deniz Ticaret Odası olarak üyelerini koruyacaklarını ve her kurumun kendi üyelerine sahip çıkması gerektiğini,  bankaların tüm sektörün kan ağladığı dönemi kârlı kapattıklarını vurgulayan Erdem, Türkiye'de bankalardan 100 TL'lik havaleye 25 TL havale parası ödendiğini ve dünyada böyle bir soygun düzeninin bulunmadığını belirtti.

Dünya ekonomisini derinden sarsan küresel krizden ülkenin de olumsuz yönde etkilendiğini, Ekim 2008'de etkisini hissettirmeye başlayan ve giderek etkisini arttıran krizin özellikle demir ve çelik sektörü ile gemi inşa sektörü üzerindeki etkisinin yıkım seviyesine ulaştığını belirten Deniz Ticaret Odası Batı Karadeniz Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Erdem, Kdz.Ereğli'de 8 kişilik ekibe 2.5 ayda hazırlattığı ekonomik göstergeleri içeren dosyanın içerisinde yer alan ve devletin yetkili kurumlarından alınan bilgilerle gidişatın çok kötü olduğuna parmak bastı.

PARLAYAN IŞIKTI
Türkiye'nin birçok ilinden önde olan ve ülkenin parlayan ışığı olarak gösterilen Kdz Ereğli krizle birlikte başlayan olumsuz gelişmeler sonucunda göç vermeye başladığı, ekonomik birikim ve deneyimlerini yatırıma yönelten, iş ve aş üreten sanayicilerin büyük sıkıntı içinde olduğunu söyleyen Erdem, "Sanayicilerimiz yılların birikimi yatırımlarını, bölge insanımız iş ve aşını bir daha bulamamak üzere kaybetme noktasındadır. İşsiz kalan çalışanların çaresizliği toplumsal barışı bozabilecek boyutlara ulaşma noktasındadır" dedi.

ERDEMİR'İN MAAŞ İNDİRİMİ
Dünya demir ve çelik sektöründeki krizden önemli oranda etkilenmesine rağmen tersanelerde gemi imalatındaki sac ihtiyacının karşılanma nın ücretlerini geçici bir süre de ol sa yüzde 35 oranında azaltmak zorunda kalmasını ilçe ekonomisini olumsuz etkilediğini belirten Erdem, "Erdemir bunu yapmakta haklımıydı, haklıydı. Başka rekabet şansı yoktu. Bunu yapmazsa bundan sonra gelecek şok dalgalarla Erdemir büyük sıkıntıya girerdi. 2010 veya 2011'de Erdemir'in bunu telafi edeceğine inanıyorum. Erdemir Genel Müdürü basiretli davranmıştır. Bazı reçeteler ağır ve acı olur uygulamak zorunda olursun. Çünkü ekonominin kendine has kuralları vardır, değiştiremezsin. Dünyada çelik 400-500 dolara satılıyorsa sen 600 dolara satamazsın" dedi.

TEMELİ  BAŞBAKAN ATTI
Batı Karadeniz bölgesinde özel sektöre ait tersanelerin 2003 yılına kadar 91 bin 954 m2 alana sahip iken, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın 24 Mayıs 2003 tarihinde Gülüç Çengelburnu'nda yapılan temel atma töreni ile her bir tersanenin kendilerine tahsis edilen deniz sahil bandındaki dolgu çalışmalarına başladığı ve projelerine uygun olarak 532 bin 100 m2 alanı kısa zamanda doldurup alt yapı, bina, vinç ve kızak yatırımlarını tamamlayarak 2005 yılı başından itibaren yeni gemi inşaatlarına başladığını böylece toplam kullanım alanının %678 artışla 624 bin 48 m2'ye ulaştığı bilgisini veren Erdem, 2005 yılında 10 bin 300 DWT, 200'da 27 bin 550 DWT, 2007'de 20 bin 900 DWT, 2008'de 75 bin 120 DWT olan rakamın 2009 yılında 16 bin DWT'ya gerilediğini söyledi.

ŞUBAT VE MART'TA TERSANELERDE İŞÇİ YOK
Kriz öncesi ilçe ve bölgede iş ve aş kaynağı olan tersanelerin krizle birlikte başlayan iptaller ile iç hacimlerinin önemli oranda daralması sonucu işçi çıkarmak zorunda kalmalarının ciddi sıkıntılar doğurduğunu belirten DTO Batı Karadeniz Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Erdem, kriz öncesi fiili çalışan sayısının 5 bin 500 olduğunu Kasım 2009 itibariyle yüzde 73.6 azalarak bin 450 kişiye düştüğünü, 2010'un Şubat ve Mart ayında ise tersaneler bölgesinde çalışacak bir işçinin bile kalmayacağını söyledi. 2005-1.260, 2006-1.585, 2007-2.157, 2008-5.500 işçinin istihdam edildiği tersaneler bölgesinde 2009 Kasım ayı itibariyle 1.450'ye gerilediğini belirten Erdem, "Şubat ve Mart ayında tersaneler bölgesinde bir işçi bile kalmayacak" dedi.

KAZA VAR DİYE TERSANE KAPATILMAMALI
İşverenler olarak en büyük sıkıntıyı işçimizin eğitimsiz olmasından çekiyoruz. Çelik burunlu ayakkabı, baret giydiremiyoruz, gözlük taktıramıyoruz, siz varsanız işin başında giyiyor takıyor ama siz yoksanız giymiyor, çıkartıyor. Tersanelerimizin de hataları var gerekli emniyet tedbirlerini almamışlardır. Her tersanede bir ölüm o tersanenin kapanmasını sağlıyorsa yurt dışından kimse gelip size gemi siparişi vermez. Böyle bir mantık olmaz. Çünkü tersanelerin ne zaman kapanacağı belli değil. Siparişi vermiş gemiye başlıyorsunuz devlet geliyor kapatıyor. Tersaneci tedbirini alsın, kontrollerini de devlet yapsın. Kaza her yerde olabilir, geçen Kurban Bayramında trafik kazasında 200 kişi öldü şimdi tüm trafik polisleri mi suçlu, kafaların artık değişmesi lazım.

BANKALARIN SOYGUN DÜZENİ
Türkiye'de bankalardan 100 TL'lik havaleye 25 TL havale parası ödendiğini ve dünyada böyle bir soygun düzeninin bulunmadığını belirten Erdem, "Gazeteciler bunu yazmıyor. Böyle bir mantık olabilir mi? Türkiye'de tüm sektörler bitmiş, bankacılar para kazanıyorlar. Herkese kredi kartı dağıttılar şimdi kredi kartı batağı başladı. Tersaneci işçiler yürüyor, işçiler haklı, tersaneci de haklı. Kredi kullanmış 10 milyon Euro, parası gelmiş 10 milyon Euro, bankalar o paraya el koymuş. Tersaneci diyor ki paramın bir kısmını ver işçime dağıtayım, vermiyor banka. Kim yaptırım yapacak? Devlet diyemiyor ki, 10 milyon Euro getirdi bunun 3 milyon Euro'sunu ver de işçisine versin. Bankacılık sektörünün yüzde 44.8'i yabancıların elinde ne yapabilirsiniz ki? Bankacılık sistemi İngiltere, Fransa, Yunanistan'dan geliyor. İşletmenin kasasının anahtarı sizde değilse siz onun nesine sahip olabilirsiniz?

EREĞLİ'DE ZENGİN KALDI MI?
Adam ihracatını yapmış 400-500 işçisine maaş ödeyecek, 10 milyon Euro'nun 1-2 milyonunu ver, geri kalan 8 milyonla borcu kapat diyor. İşçiler haklı 5-6 ay maaş alamamışlar vermiyorlar. İşçiler yürümekte haklı tersaneciler de haklı. Tersaneci kazandığın hepsini tersanelere yatırmış. İş makinesi almış, iş binası yapmış kendine özel arsa, ev almamış ki.  Ereğli'de kimde var 1-2 milyon Euro. Ereğli'de zengin kaldı mı? Ayda dağıtılan 20 milyon dolar işçilik var, Ereğli'ye giren para bu. 7 Bin kişiyi çarpın 3 kişilik ve 4 kişilik ailesiyle toplam 28 bini buluyor. Türkiye'deki en büyük sıkıntılardan biri  İhtisas bankacılığının olmamasıdır. A Bankası hem gemiye hem eve hem de bireysel kredi veriyor, olmaz kardeşim. Sektörlerin ihtisas bankaları olur. Gemi kredisini A, kredi kartını B bankası verir. Köprü başında millete kredi kartı dağıttılar. Bunlar Türkiye'nin bir gerçeğidir.

ÖDEYEMİYORSAN ÇALIŞTIRMAYACAKSIN
Tersane sahipleri hatalı ücretini ödeyemediğiniz sigortasını yatıramadığınız işçiyi çalıştırmayın. Ödeyemiyor musunuz, kıdemli tazminatını öder maaşını öder iş bitti dersin. Hem maaşlarını ödeyemediler hem tazminatlarını veremediler, işçilerimizi ezdiler. Bu uygulama kesinlikle yanlıştı. Gemi siparişleri arttıkça tersane işçisine ihtiyaç duyuldu. O zaman da tersane işçilerimiz 100-150 TL'ye tersanelerini satarak yer değiştirdiler. Tersanenin birinden 1.500 TL alıyor bir diğerine 1.600'e geçiyor bir diğerine 1.700'e sigorta numarası da işyeri numarası da değişiyor. İşçi arkadaşlarımızın da böyle hataları oldu. Sendikalardan korkmaya gerek yok, sendika olsaydı iş kazası olmazdı, sendika olsaydı işçiler paralarını alırdı. Sorumlu sendikacı olurdu tersaneci olmazdı. İşveren sendikacıdan öcü gibi korkuyor, neden korkuyorsun ki?

1 PAKET SİGARA 50 KG. ÇİMENTO AYNI PARA
Ereğli zor kurtulur, tedavisi uzun sürer, sıkıntılı. 30-45 Yaşındaki işadamlarına valizlerini alıp yeni üçüncü ülkelerine gidip orada iş kurmalarını öneririm. Türkiye'de 1 paket sigara 4, 50 kg. çimento da 4 TL. Bir işyeri açmak için 13 tane bakanlık gidiyorsunuz.

NASIL KURTARIRIZ
Vali, Kaymakam, Karadeniz Bölge Komutanı, Belediye Başkanı, Erdemir Genel Müdürü, Dekanı, TSO Yöneticilerini sivil toplum örgütlerini bir araya toplayıp kapıları kapatıp "Ereğli'yi nasıl kurtarırız?" düşüncesini masaya yatırmalılar. Kaymakam olmak milletvekili olmak kolay mı? Hangi partiden olursanız olun, meşalelere sahip çıkılacak, bazı şeyler yapılacak mesele de çözülecek. Siyasilere görev düşüyor. Başbakan Recep Tayip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ellerine birer karanfil alıp Anıtkabire çıksalar el ele daha sonra Ankara'da bir kahvehanede ya da lokantada birlikte yemek yeseler fena mı olur. Kurumlar arası diyalogu kaybettik. Bu devirdeki siyasetçilerimizle siyasi barışı da sağlayamadık. Devletin kendi kurumları içerisindeki ve siyasetteki kavgası barışı getirmedi. Siyasi kavganın olduğu yerde ekonomik bir barış olamaz ki.

İNSAN KUTUPLAŞIR
AKP iktidarını gündemi çabuk değiştirdiği için kutlayan Erdem, "Senaristler editörler bile bu kadar güzel gündem yaratamaz. Her gün ülkede gündem değişiyor. Ülkenin sıkıntısı belli işsizlik, istihdam, ekonomi ama nelerle uğraşılıyor. İşsiz insan evine ekmek götüremeyen insan yalnızlaşır kutuplaşır ve radikal olur bir yere toplum kayar. AKP nasıl iktidar oldu bir rüzgar aldı AKP'yi aldı iktidar yaptı. Bu ekonomik kriz bu işsizlik toplumları başka kanallara sevk edebilir o zaman başka sıkıntılar çıkar. Pek çok il ve ilçeden önde gelen bir Ereğli sesini duyuramıyorsa yanlış memleketteyiz. Şubat ve Mart aylarında benim şahsi görüşüm hava kararmadan herkes evine gidecek" sözleri ile net mesaj verdi.