Birleşik Metal-İş Kdz.Ereğli eski Şube Başkanı Eşref Demircan; Erdemir’de yaşanan işçi çıkarma ve ücret düşürme olaylarıyla ilgili görüşlerini açıkladı.

 

İşçi ücretlerinden yüzde 35 indirim yapılmasının yasal olmadığını söyleyen Demircan, bu gidişin Erdemir’in el değiştireceğinin işareti olduğunu vurguladı.

 

17 yılı geride bırakarak 18. yayın yılına merhaba dememizin coşkusunu paylaşmak üzere gazetemiz merkezine gelen Birleşik Metal-İş Ereğli eski Şube Başkanı Eşref Demircan’a gündemdeki Erdemir’den işçi çıkarma ve ücret düşürme olaylarıyla ilgili görüş-lerini sorduk. Demircan Kdz. Ereğli’yi kötü günlerin beklediğini, Erdemir’deki olayın diğer işyerlerine örnek olacağını vurguladı.Eşref sorumuza şu yanıtı verdi:

 

KRİZ BAHANE

Buradaki bu indirim ile ilgili yasal bir süreç değil, yasalarda böyle bir şey yok. Bu tamamen MESS ile sendikanın perde arkasında anlaşmasının ürünüdür. Bu konu aylardır tartışılıyordu ve şimdi su yüzüne çıktı. Yüzde 35 indirimi dem-ek, Erdemir’de çalışan ve Ereğli’de yaşayan tüm halkın ve esnafı önümüzdeki günlerdeki mağduriyeti demek. Kriz ülke ve dünya genelinde var. Krizi bahane edip faturasını tamamen çalışana çıkarmak ve bunun öncülüğünü sendikaların yapması hiç doğru değil. Sendikanın bu konuda daha düzgün tavır alması ge-rekirdi. Daha mücadeleci tavır alması gerekirdi.  Özelleştirme ve Erdemir’in satışı ben öyle sanıyorum ki yarın Erdemir’in yeniden el değiştireceği ve birilerine yeniden peşkeş çekileceği çalışmaları var. Bu gelişmelerin arkasından bunlar gelecektir.

 

İSMİ OLUN KENDİSİ

OLMAYAN SENDİKA

Bu son anlaşmanın özü, ülke genelinde temsil edilecek. Yani; ülkede çalışan di-ğer işyerinde çalışan işçilere örnek teşkil edecek ve  başka işyerlerinde de uygulanacak. Olayın bir boyutu da bu. Bu tür sorunları çözebilmenin ve üstesinden ge-lebilmenin yolu, çalışanların kendi özgür iradeleri ile kendi yöneticilerini seçebil-meleri ve sendikalarını seçebilmelerinden geçiyor. Yoksa; böyle  göstermelik ismi olup kendisi olmayan, yani  mücadelede ön planda olmayan sendikalarla bu iş olmaz.

Erdemir’deki işçi arkadaşlarımızın yıllardır çektiği sıkıntılardan bir tanesi bu. Gerçekten kendilerini temsil edebilmede bir sıkıntı var. Ülkedeki kriz dünyadaki kriz var. Krizi bizde Ereğli’de sıcak sıcak yaşıyoruz. Ama nasıl ki ülke yönetimi bu krizi doğru yönetememiş ve emekçiler bunun en çok faturasını çekmişse, Erde-mir’deki işveren de bu krizi doğru dürüst yönetemediği ve yükünü emekçilere çektirmiştir. Hiç kimse ödün vermiyor, yükü-nü emekçi çekiyor. Bunun 2010 Ağustos ’una kadar olduğu söyleniyor ama toplu sözleşmeler nasıl yapılır bilemiyorum. Sonuçta Ereğli’yi, Ereğli halkını ve Erdemir işçisini kötü günler bekleniyor.

 

-SORULAR VE YANITLARI-

 

-Verilen hak geri alınabilir mi?

Bu uygulama yasal değildir, işçiler muaffakiyetname  vermediği sürece; işverenin, sendikanın bu şekilde davranmasının yasal dayanağı yok. İşçiler isterlerse yasal yollara başvurarak  haklarını koruyabilirler. Çünkü işyerinde bizim aldığımız bilgiler bu işin perde arkasında daha önce sendikaların aldığı sözlü anlaşmaları yatıyor. Bu anlaşmayı uygulamaya koydular.

 

-Erdemir satılacak iddiasına ne diyorsunuz?

Aldığımız duyumlar bilgiler bu yönde. Erdemir’in yeniden el değiştireceği, birilerine teslim edileceği söyleniyor. Çünkü bu gelişmeler normal değil. Türkiye’deki özelleştirenlere tepki göstermemizin nedeni buydu. Özelleştirmenin altında sendikasızlaştırma köleleştirme yatıyor. Çalışanları en düşük ücretle çalıştırma yatıyor, özelleştirmeye böyle bakılıyor. İşçilerin işvereni Ahmet veya Mehmet kim olursa olsun, çok da aman aman işçileri bağlamaz. İşçilerin çalışmış oldukları işyerinden emeklerinin karşılığını alabilmeleri ve onun pazarlığını iyi yapabilmeleri, örgütlü olabilmeleri önemli.

 

-Zararın nedeni işçiler deniyor. Erdemir’den emekli bir yığın kişi yeniden yöneticiler var. Buna ne diyorsunuz? 

Dışarıdan gazel okumak falan da istemi-yorum. Alırsınız bilançoları bakarsınız ne-ler yapılabilir diye. Şimdi tutturulmuş işçi fazlalığı var deniliyor. İşçi fazlalığı varsa bunun suçlusu işçiler değil ki. Bunun planlamasını idarecilerin yapması gerekir. Geçmiş dönemde madenlerde de aynı şeyler yaşandı, sorun yine yönetenlerden kaynaklanıyor. Almayacaksın o zaman. Dünyadaki bu krizin gelişi yıllar öncesinden belli, geliyorum diyordu. Biz ülke olarak bunun önlemini almadık. Ülke siyasetine yön verenler bunun önlemini almaları gerekirdi. Başbakanın dediği gibi teğet mi geçti, delip mi geçti bunun değerlendirmesi gerekirdi.