GMİS Genel Başkanı ramis Muslu, Kandilli'de madencilere konuşurken, TTK yönetimine  lavuar konusunda yaptıkları uyarıların dinlenmediğini ifade etti.

GÖRÜŞLERE SAYGI: Sizlerin geleceği için aldık, alıyoruz. Sizlerin farklı farklı siyasi görüşleriniz var. Ama hiçbir zaman siyasi görüşlerimizi sendikal görüşlerimizin önüne geçirmedik. Aksini düşünsek, bu kimliğimizi bırakır gider siyaset yaparız. Biz, siyaset üstü politika yapıyoruz. Doğru bildiklerimizi ortaya koymak durumundayız.
Önümüzdeki seçimlerde kimin gönlünden hangi parti geçiyorsa ona oy verir, buna saygı duyarız.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramis Muslu ve Yönetim Kurulu üyeleri, Türkiye Taşökmürü Kurumu (TTK) Armutçuk Müessesesi'nde çalışan maden işçilerini ziyaret etti.
Muslu, "Zor ve sıkıntılı bir dönem yaşıyoruz. Ama bu zor ve sıkıntılı dönemler de geçecek. Ne karar alıyorsak, maden işçisinin yararı içindir" dedi.
Kurum yetkilileriyle de işyerlerindeki sorunların çözümü için görüşmeler yaptıklarını belirten Muslu konuşmasına şöyle devam etti:  

"Armutçuk Müessesemizde 354 arkadaşımız ücretli izne ayrıldı. Üretim panolarındaki yangınlar ile ilgili yetkililerden bilgi aldık. Umarız bu üretim panoları bir an önce üretime hazırlanır ve ücretli izne ayrılan arkadaşlarımız da üretime devam eder ve geçmişte olduğu gİbi Armutçuk Müessesesimizin üretimini artırırız.

LAVUARLARIN İHALESİNE MALİYETLER GEREKÇE GÖSTERİLİYOR AMA…
TTK'da lavuarlarla ilgili sıkıntılar var. 2004-2005 yıllarında Merkez Lavuarı kaldırılmak istenirken Kozlu ve Üzülmez Müesseseleri'nde kurulacak lavuarlar, TTK'nın kendi imkanlarıyla kurulmalıdır dedik. O dönemde de Sendika olarak eylemler yaptık, mücadele ettik. Ama sözümüzü dinletemedik, uyarılarımızı dinlemediler, kendi bildiklerini yaptılar. Üzülmez ve Kozlu'da iki mobil lavuar kuruldu. Şimdi ikinci ihaleye çıkıldı ama şu anda dava konusu oldu. Mevcut lavuarlarımızın teknolojisi yenilenme gerektirir. 40- 50 yıl önceki teknolojiyle çalıştırılıyorlar. Teknolojik yatırım yapılması gerekirdi ama yapılmadı. Armutçuk ve Amasra Lavuarlarımızda ise kömür yıkama sıkıntısı yok. Böyle bir sorun olmamasına rağmen ihale edildi. Aslında maliyetler gerekçe gösteriliyor. Hedef belli. Ama bu hedeflere ulaşılmasına asla izin vermeyeceğiz.

MÜCADELE ETTİK, EDECEĞİZ
1990lı yıllarda da TTK'nın kapatılıp Somon balığı çiftliği kurulmasını bile önerenler de oldu. O dönemlerde mücadele ettik. 1994 yılında 5 Nisan kararlarıyla Armutçuk ve Amasra Müesseseleri'nin kapatılması gündeme geldi. Bu kararlara karşı eylemler yaptık, mücadele ettik ve Armutçuk, Amasra Müesseseleri'nin kapatılmasının önüne geçtik. TTK'nın ülkemize daha iyi hizmet edebilmesi için mücadelemiz sürecek.

İŞÇİ ALIMIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR
İşçi alımlarıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. 2006'da işçi alımı öncesinde maliyetlerin yüksek olduğunu, bu şartlar altında kurumun kapanacağı gerekçesini önümüze koydular. İşçi ücretleriyle ilgili protokol 1 ay bekledi. Sunulan şartları kabul etmeyeceğimizi söyledik. Düşük ücretle işe başlatılırlarsa iş barışının bozulacağını daha o günlerde söyledik. Ama direndiler. Bizler de alınmayan işçinin mücadelesi olmaz, önce insanlara işverelim mücadelesini sonra yaparız dedik. Ardından 2008 yılında yeniden işçi alımı gündeme geldi. Başbakanımız geldi, Kozlu'da ocağa girdi ve 3 bin işçi alımı sözünü verdi. 2009 yılının birinci ayında 3 bin işçimiz işbaşı yaptı. Biz 2006 yılında işe girmiş olan arkadaşlarımızın ücretleri için mücadele ederken Hükümet bize bu kez asgari ücretle işçi alımı önerisini getirdi. Bunu da kabul etmedik. Teklif 21 lira yevmiyeydi. Sendika başkanlar kurulunu toplayarak bu teklifi kabul etmemizin mümkün olmadığını açıkladık. Yapılan görüşmeler sonucunda 32 lira yevmiyeyle arkadaşlarımız işe başladılar. Ancak yılda 8 ay çalışabilmenin önünü de açtık.
2006 ve 2009 yılında işe giren arkadaşlarımızın daimiye geçmeleri için görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu sorunu her platformda anlatıyoruz. Farklı ücretlerle çalışmanın ortadan kaldırılması ve ücret farklılıklarının giderilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Öncelikli hedefimiz 2006 ve 2009 muamelesi arkadaşlarımızın ücret farklılıklarının giderilmesi.

17 MAYIS GRİZU FACİASINI HATIRLATIYOR
17 Mayıs tarihi bize taşeron şirketin çalıştığı Karadon ocağında meydana gelen grizu faciasını hatırlatıyor.  O günden bugüne 5 ayı aşkın bir süre geçti. Şili'de 33 madenci mahsur kaldıkları ocaktan 69 günde sağ olarak çıkarıldılar. Biz ise Karadon'da taşeron şirketin çalıştığı -540 kodundan 28 arkadaşımızın cenazesini aldık, ailelerine teslim ettik. Ama hala iki arkadaşımızın cenazesine ulaşamadık. Fatura vur abalıya misali TTK'ya kesildi. Eksikler var mı, elbette var. Bugüne kadar o arkadaşlarımız çıkarılmalıydı. TTK'nın kalifiye elemanı var. İhale yapılmadan önce bir proje ortaya çıkarılabilirdi. Ama yine Çinli firmaya ihale edildi.

TOPLU SÖZLEŞME ÇALIŞMALARI
Toplu sözleşme sürecine girdik. Anket çalışmalarımız sürüyor. Komisyon oluşturulacak ve sizlerin anketlerdeki görüş ve önerilerinizi değerlendireceğiz.

MADEN İŞÇİSİNİN YARARI İÇİN
Ne karar alıyorsak, ne diyorsak bu maden işçilerinin yararı içindir. Bir referandum yaşadık. Referandum, siyasiler tarafından ne yazık ki bir seçim havasına dönüştürüldü. Ama biz bunu siyasi bir seçim olarak değerlendirmedik. Çalışanların, örgütlenmenin sıkıntıları açısından değerlendirdik. Siyasi partilerin bizi ziyaretlerinde de çekincelerimizi anlattık. Birden çok sendikaya üye olmanın sıkıntılarına, yaratacağı sorunlara dikkat çektik. Öncelikle örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini dile getirdik.
Özel sektörde örgütlenmenin önünün açılmasını istedik. Kozlu'da, Üzülmez'de Star şirketinde örgütlendik ama şirket "Biz inşaat şirketiyiz, siz madencilik işkolunda örgütlüsünüz" dedi. Şimdi yetki için mahkemedeyiz. Yerin yüzlerce metre altında çalışanlar inşaat işçisi olamazlar. İşte bu sorunlar yaşandığı için bir maddenin yaratacağı sorunları değerlendirerek Hayır dedik.  Kararlarımızı sizler için, sizlerin geleceği için aldık, alıyoruz. Sizlerin farklı farklı siyasi görüşleriniz var. Ama hiçbir zaman siyasi görüşlerimizi sendikal görüşlerimizin önüne geçirmedik. Aksini düşünsek, bu kimliğimizi bırakır gider siyaset yaparız. Biz, siyaset üstü politika yapıyoruz. Doğru bildiklerimizi ortaya koymak durumundayız.  Önümüzdeki seçimlerde kimin gönlünden hangi parti geçiyorsa ona oy verir, buna saygı duyarız. Keşke referanduma gidilmeden Meclis'te bir uzlaşmayla Anayasa değişiklikleri kabul edilseydi" dedi. Muslu ve GMİS Yönetim Kurulu, konuşmanın ardından ocak şefleri ve Müessese Müdürü Aslan Yazıcı'yı ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu.