TTK Karadon Müessesesinde 17 Mayıs'ta meydana gelen grizu faciasında cesetlerine ulaşılamayan 2 madenciden 41 yaşındaki Dursun Kartal'ın ailesinin, Bakanlık müfettişlerinin raporunda yüzde 30 kusurlu bulunan Türkiye Taşkömürü Kurumu ile yüzde 70 kusurlu bulunan taşeron firma Yapı-Tek'e açtığı 353 bin TL'lik tazminat davasının görülmesine başlandı.
Duruşmada taşeron firma avukatının, ölen işçinin kazada kusurlu olup olmadığının araştırılmasını istemesi ve kazanın ardından Başbakanlık ile Türk-İş tarafından işçilerin ailelerine yapılan 15 bin TL'lik yardımın tazminattan düşülmesini talep etmesi dikkat çekti.
TTK Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda meydana gelen grizu patlamasında 30 işçi yaşamını yitirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda, asıl işveren TTK yüzde 30, maden ocağında hazırlık çalışması yapan taşeron firma Yapı-Tek Sanayi A.Ş. ise yüzde 70 oranında kusurlu bulundu. Ankara Barosu avukatlarından Ünal Demirtaş, kazanın üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesine rağmen cesetlerine ulaşılamayan 2 işçiden Dursun Kartal'ın ailesi adına, TTK ve Yapı-Tek aleyhine tazminat davası açtı. Demirtaş'ın, Dursun Kartal'ın eşi Gülizar için 141, üniversitede okuyan oğlu Turgut ve kızı Tülay için 71'er, annesi Fatma Kartal için de 70 bin TL olmak üzere toplam 353 bin TL'lik tazminat talebiyle açtığı davanın görülmesine Zonguldak 2'nci İş Mahkemesi'nde başlandı.

TTK VE TAŞERON
FİRMA TAM KUSURLU
Demirtaş, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın kazaya ilişkin raporu doğrultusunda hazırladığı dava dilekçesinde Dursun Kartal ile birlikte 30 işçinin ölümüne neden olan kazanın, TTK ve taşeron firmanın tam kusurlu olmaları nedeniyle meydana geldiğini söyledi. Demirtaş, müfettişlerin tespit ettiği ihmal ve eksiklikleri maddeler halinde belirttiği dilekçesinde, TTK'nın yüzde 30, Yapı-Tek'in ise yüzde 70 oranında kusurlu olduğunu hatırlattı. Dursun Kartal'ın bin 300 TL olan maaşının asgari ücret bölümünün bankaya yatırıldığını, geri kalan bölümünün elden verildiğini, böylece hem primlerinin düşük ödendiğini, hem de aileye Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan maaşın asgari ücret üzerinden hesaplandığını ileri süren Demirtaş, bu yanlışın da düzeltilerek müvekkillerinin uğradığı hak kaybının giderilmesini istedi.

YAPILAN YARDIMLAR TAZMİNATTAN DÜŞÜLSÜN
Taşeron firma avukatı Asuman Yılmaz ise mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında, TTK'ın ihmali sonucu kazanın meydana geldiğini ileri
sürerek, müvekkil şirketin herhangi bir ihmali ve kusurunun olmadığını iddia etti.
Ölen işçinin eğitimli, deneyimli, işyerindeki çalışma koşullarını bilen birisi olduğunu belirten Yılmaz, işçinin kazada kusurlu olup olmadığının araştırılması istedi. Yılmaz ayrıca, kazanın ardından Başbakanlık, Türk-İş ve diğer bazı kuruluşlar tarafından ölen işçilerin ailelerine maddi yardım yapıldığı hatırlatarak, ilgili kuruluşlara yazı yazılarak belirlenecek yardım miktarının tazminattan düşülmesini talep etti. Yılmaz, ölen işçinin bin 300 TL maaş aldığı iddiasının ise doğru olmadığını ifade etti.

YARDIMLAR BAĞIŞ NİTELİĞİNDE
Başbakanlık ve Türk-İş'in yaptığı yardımların tazminattan düşürülmesi talebine tepki gösteren Avukat Ünal Demirtaş ise, "Bu talebin hukuki dayanağı yok. Bu yapılan yardımlar bağış niteliğinde. Bu nedenle talebin reddine karar verilmesini istiyoruz" dedi. Ancak mahkeme heyeti, ölen işçilerin ailelerine yapılan yardım miktarını öğrenmek için Başbakanlık ve Türk-İş'e yazı yazılmasına karar vererek, kazayla ilgili hazırlık soruşturmasını incelemek üzere duruşmayı erteledi.