Tasarının 40. maddesi yer altı maden işletmelerinde günde 7,5 saat ve haftada toplam 37,5 saat çalışmayı düzenliyor. Böylece maden işçileri 48 saat kesintisiz tatil yapma hakkını elde etti. İş Kanunu’na ilk kez haftalık çalışma süresi olarak 45 saatin altında 37,5 saat çalışma kavramı girmiş oldu. Soma faciasının ardından gündeme gelen torba yasada değişiklik yapılmasıyla ilgili tasarı, sürekli ertelendi. Yasa tasarısının her aşamasını yakından takip eden ve komisyon toplantılarında Türk-İş ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) adına konuşmalar yapan GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay olmak üzere katkı veren herkese teşekkür etti.

 

“MUHALEFETE TEŞEKKÜR”

Zonguldak’ın iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri ile komisyon toplantılarında muhalefet parti milletvekillerinin kendilerine çok büyük destek verdiğini belirten Alabaş, “Bu yasada şahsen benim de katkımın olması sebebiyle çok mutluyum. Madenci kardeşlerim artık yılda 50 gün fazla güneş görecek” dedi.

 

ALABAŞ’IN AÇIKLAMASI

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş’ın 21 Ocak 2015 tarihinde TBMM Aile, Sağlık, Sosyal İşler Komisyonu toplantısında; yeraltında çalışan maden işçilerinin günde 7,5 saat, haftada 5 gün çalışmayla ilgili madde görüşülürken yaptığı konuşmanın tam metni şöyle; “Eyüp Alabaş, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanıyım. Her toplantıda işçiler ve işverenler bir araya geldiğinde ilk söylenen şey şu; Biz aynı geminin insanlarıyız. Ve gemi batıyor, gemi battığında da hep birlikte batarız.

 

“GEMİYİ YÜRÜTEN BİZLERİZ”

Bu her söylendiğinde benim aklıma hep “Titanik” filmi geliyor. Filmi izleyenler bilirler, hemen akla geminin önündeki sahne gelir ama gemi buz dağına çarptığında Kaptanın verdiği ilk emir, “Makine dairesinin kapılarını kilitleyin” emridir. Makine dairesinde de işçiler çalışır. Gemiyi makine dairesinden yürüten bizleriz. Bizleri ölüme mahkum ederken yukarıdakiler kurtulmaya çalıyor. Ölen biz, hastalanan biz, ortalama insan ömrünün 10-15 yıl daha azını yaşayan biz ama lafa gelince de aynı geminin içinde yaşıyoruz.

 

“KURTULMA ÇABASI VAR”

Gemi batarsa hep birlikte batacağız ama kurtulma çabası var, makine dairesindeki bizlerin kurtulma ihtimali bile yok.  Soma kazasından sonra gündeme geldi torba yasa. Çalışma saatleri yeraltında 36 saat, haftalık çalışma saati 45 saat. Bunun uygulanması mümkün değil diyen ilk biziz. Ve bunu işverenlerle, örgütlü olduğumuz işverenlerle görüştüğümüzde, bizim görüşümüze katıldılar. Sektörün küçükleri burada. Biz küçükleri kurtaralım derken büyükleri batırmaya çalışıyoruz.

 

“1 SAAT YÜRÜMEM GEREKİR”

Zonguldak’ta, Soma’da, Türkiye’nin değişik yerlerinde yeraltında çalıştığınız zaman siz, İş Kanunu’nun 36. Maddesi’ne göre yeraltına kuyudan girdiniz-çıktınız 6 saat. Ben yeraltına girdiğim zaman kömür kazmaya ulaşmak için zaten 1 saat yürümem gerekir. 1 saatte de geri döneceğim, 2 saat eder. Yeraltında 6 saat kalacağım. Arında çalışmadan, kömür kazmadan gel diyorsunuz bana. Biz de diyoruz ki kardeşim aynı geminin insanlarıysak biz zaten kendimizi ve işvereni kurtarmak için bu işe giriyoruz. Biz 300 kilometre galeri açıklığı olan Zonguldak’taki ocakla; 2 bin, 5 bin, 10 bin metre galeri açıklığı olan Soma’daki ocakları, 1700 metre açıklığı olan Çorum’daki ocağı aynı kıyaslayıp, oradakini kurtarırken Soma’dakini batırmaya çalışıyoruz ya da Zonguldak’ı batırmaya çalışıyoruz.

 

“YÜRÜMEK ZORUNDA”

Yeraltına gir çalışmadan yer üstüne çık diyoruz. Bakın 6 saat uygulamasını, 7,5 saat günlük çalışma saati, haftalık 37,5 saat olsun derken; Biz TKİ Genel Müdürü’ne sorduk, TTK Genel Müdürü’ne sorduk. Sektörde en çok yeraltı işçisi TTK’da çalışıyor.  Diyor ki 6 saati uygulamıyoruz, madenci yeraltında 1 saat, 1 saat 25 dakika çalıştığı yere yürümek zorunda.  TTK, TKİ, Ciner aynısını söylüyor. Soma Holding aynısını söylüyor. Yani gidin sektörün en büyüklerine sorun. Yeraltında 6 saat, günlük 7,5 saat çalışmanın uygulanması mümkün değil. Muzaffer bey işçiniz Sendikalı işçi mi? (-Hayır). Ben yeraltında 6 saati geçireyim ama 7,5 saat çalıştırayım bunu seve seve derseniz çalıştırırsınız. Ama 6 saati, madencilik yapacağım, kurallarına uygun madencilik yapacağım derseniz uygulayamazsınız, yeraltında 6 saat, günlük 7,5 saatlik çalışmayı. O şekilde madencilik yapmanız mümkün değil. Ben sizi anlayamıyorum, diyorsunuz ki “Bizim maliyetlerimiz 3 katı arttı”. O zaman siz köle mi çalıştırıyorsunuz, köle mi çalıştırıyorsunuz. Asgari ücret zaten iki katına çıktı, siz maliyet üç katına çıktı diyorsunuz. Siz işçilerinize hiç mi maaş vermiyordunuz.

 

“TAMAMLAMAK ZORUNDASINIZ”

Dolayısıyla madencilik yapmak istiyoruz diyorsanız, günlük 7,5 saat, haftalık 37,5 saat mesaiyle bunu tamamlamak zorundasınız. Yok, biz işçileri 6 saatlik yeraltı, günlük 7,5 saat toplam mesai, haftalık 45 saat kalsın diyorsanız, siz eskiden olduğu gibi işçilerinizi her ne olursa olsun köle gibi çalıştıracağız, Sendika da olmayacak, sigorta da olmayacak, kıdem tazminatını da isteyemeyecek, diye düşünüyorsunuz. Nurullah bey olsaydı Nurullah beye soracaktım. Daha önce “Maaşı verdiğimize şükretsinler, kıdem tazminatı da neymiş” dediğini de biliyoruz. Dediğim gibi biz madencilik yapacağız ve Türkiye’deki madenciliği yaşatacağız diyorsanız haftalık 37,5 saat mesai, günlük 7,5 saatten az çalıştırdığınız işyerini yaşatmanız mümkün değildir. 3-5 tane küçük işletmeyi yaşatacağız diye sektörün köküne de dinamit koymaya hakkınız yok. Gidin sorun Sayın Bakanım, TTK Genel Müdürlüğü, TKİ Genel Müdürlüğü, Hattat Enerji ve Madencilik, Turgay Ciner’den, Soma’dan bütün işletmelerden istediğiniz kadar işletmeci getirin bu sektörün nasıl çalışabileceğini sizlere örnekleriyle, yazılarıyla dile getirebilir.

 

“SİZE YARDIMCI OLURUZ”

Hükümetin ilk vermiş olduğu teklif en uygun tekliftir. Haftalık 37,5 saat mesai, günlük 7,5 saat mesai sektörün en uygun çalışma şeklidir.  Biz maden işçisi olarak ortalama insan ömründen 10-15 yıl daha az yaşıyoruz. Bizim istediğimiz çok bir şey de değil. Yılda 50 gün daha güneş yüzü görelim diyoruz.  Ama “Yeni maliyet artışları geldi, bu maliyet artışlarını nasıl karşılayacağız” derseniz bu maliyet artışlarıyla ilgili pazarlığı Enerji Bakanlığıyla mı yaparsanız, başka bakanlıklarla mı yaparsınız, biz o konuda da size yardımcı oluruz. Ama sektörü yaşatmak istiyorsanız, sektörün köküne dinamit koymak istemiyorsanız, Hükümetin vermiş olduğu ilk teklifi kabul edersiniz. Nitekim ilk teklife itiraz eden işverenler de etraflıca düşündüğünde bunun böyle olması gerektiğini söylüyor. Yani 1700 metrelik Çorum’daki ocakla 300 kilometre galeri açıklığı olan Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu aynı statüye koymayın. Bu oradaki işletmeleri tamamen kapatmak, Soma’daki işletmeleri kapatmak, Çayırhan’daki işletmeleri tamamen kapatmak anlamına gelir.

 

(Haber Merkezi)