DİSK/Genel-İş Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesini açıkladı. Ankara’da toplanan Başkanlar Kurulu’nun demokrasi sorunu ile birlikte Türkiye işçi sınıfının sorunlarını ve sendikanın örgütlenme hedeflerini görüştüğü belirtildi.

 

“SINIFSAL SAF TUTMASI”

Güçlü bir işçi sınıfı örgütlenmesi olmadan Türkiye’deki ağır demokrasi, hukuk devleti, adalet, barış ve özgürlük sorunlarının çözülemeyeceği açık olduğu belirtilen sonuç bildirgesi şu şekilde: “İşçi sınıfının güçlü bir sendikal örgütlenmeyle toplumsal ve siyasal sorunlarda sınıfsal olarak saf tutması tüm işçi sınıfı örgütlerinin birincil görevi ve sorumluluğudur.  İşçilerin emek gücü üzerinden Hükümete kaynak olarak düşünülen kıdem tazminatı fonu, özel istihdam büroları kanalıyla yaygınlaşmaya başlayan kiralık işçilik, sermaye sınıfına kaynak olarak düşünülen zorunlu bireysel emeklilik sigortası; işçilerin hak arama yolunu kısıtlayarak tazminatlarda zamanaşımını süresini düşüren, iş hukukunda içtihat kurma yolunu kapatan ve zorunlu arabuluculuğu düzenleyen “iş mahkemeleri kanunu” hazırlığı; taşeron şirket işçiliğini kaldırmaya değil kalıcılaştırmaya ve kadro talebini unutturmaya dönük hazırlıklar; grev yasakları işçi sınıfının tavır koyması gereken ancak güçlü bir sınıf örgütlenmesi olmaksızın karşı duramayacağı gelişmelerdir.

 

1 MİLYONA YAKIN İŞÇİ

İşçi sınıfının haklarına yöneltilen saldırılara güçlü bir sınıf örgütlenmesi örerek karşı durabiliriz. Bunun bilincindeyiz. Demokrasi, hukuk devleti, adalet ve özgürlük için de güçlü sınıf örgütlerine ihtiyacımız var. Bunun da bilincindeyiz. Sendikamız şu anda 1 milyona yakın işçinin çalıştığı genel işler işkolunda güvencesiz ve sendikal haklarından mahrum olarak çalışan taşeron şirket işçilerini örgütlemeyi ve onların “insanca çalışmak insanca yaşamak” istemlerini gerçekleştirmeyi varlık nedeni saymaktadır.

 

150 BİNE YAKIN ÇALIŞAN İHRAÇ EDİLDİ

OHAL Hükümetinin KHK’larla yönettiği ülkede işçi sınıfının sendikal örgütleri olarak temel görevimiz tüm işçileri sendikalarla buluşturmak ve sahte sendikalara karşı işçileri uyarmaktır. Hükümet hukuk devletinin temel ilkelerinden olan masuniyet karinesini ihlal ederek 150 bine yakın çalışanı kamudan ihraç etmiştir. 2000 Genel-İş üyesi de işsizdir, adalet aramaktadır. Haksız ve mesnetsiz iddialarla işlerinden edilen işçilerimizle dayanışma önemli gündem maddelerimizden birisidir. OHAL Hükümeti ve KHK düzeni işçi sınıfının haklarını ve kazanımlarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Devletin yetkili makamları bu hedefi açıkça ilan etmektedir.

 

“SAYGILI OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Türkiye işçi sınıfı ve sendika hareketi bu tür sendikal hak karşıtı eylem ve söylemlerin ülkeyi demokrasi, sosyal adalet ve hukuktan uzaklaştırdığını bilebilecek bir olgunluktadır. Devlet yetkilileri bu tür sorumsuz ve demokrasi açısından sorunlu söylemlerden uzak durmalıdır. Devletin görevi işçi sınıfını kapitalizme ve piyasaya karşı korumaktır; işçilerin azgınca sömürülmesine ve ezilmesine temel hazırlamak değildir. Devlet yetkililerini, işçilerin evrensel sendikal haklarına saygılı olmaya çağırıyoruz.

 

“GAFLET İÇERİSİNDEDİR”

Bizler kapitalizm ve sınıflı toplum düzeni sürdükçe işçi sınıfının sömürüye karşı mücadelesinin her düzeyde süreceğini ve işçi sınıfı örgütlerinin de bu mücadelenin biricik aracı olacağının bilincindeyiz. Bu bilinçle ifade ediyoruz ki, şu anda her şeye ve her yere muktedir olduklarını sananlar gaflet içerisindedir; insanlık bu iddiaları çöpe atmıştır, bu iddialar 21. Yüzyılda nafiledir. Gerçek olan, insan uygarlığının vardığı düzeydir. Nafile hedeflerin peşinde koşanlar toplumlarına yön veremezler aksine zaman kaybettirmekten, toplumlarını refahtan, adaletten, eşitlikten ve özgürlükten uzaklaştırmaktan başka bir işlevleri de olamaz”