Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen Zonguldak Şube Başkanı Kamuran Aşkar, son günlerde basında art arda çıkan yetkili sendika haberleri üzerine kamuoyunu aydınlatma amacıyla açıklama yapma zorunluluğu gördüklerini söyledi. Aşkar, MEB, üniversite ve Kredi Yurtlar Kurumu’nda yetki belirlemesinin ayrı ayrı yapıldığını belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenleri bundan sonra Eğitim Bir-Sen temsil edecektir” dedi.

Şube Başkanı Aşkar’ın açıklaması şöyle;

 

“YETKİLİ SENDİKAYIZ”

“2001 yılında çıkan 4688 sayılı Kamu Çalışanları Sendika Yasası, grevsiz ve toplu sözleşmesiz olarak çıktığından o dönemde de, bu dönemde de karşı çıktığımız bir sendika yasası oldu. Bilindiği üzere bir hizmet kolundaki yetkili sendika, o hizmet kolunda bulunan tüm kurumların toplamında en çok üye sayısına göre belirlenir. Eğitim hizmet kolunda da yetkili sendika sadece MEB’e göre değil, üniversite ve Kredi Yurtlar Kurumu’na da bakılarak belirleniyor.  MEB, üniversite ve Kredi Yurtlar Kurumu açısından bu belirlemenin ayrı ayrı yapılması gerekiyor. Buna göre, MEB’de yetkili sendika 137 bin 464 üye sayısıyla Eğitim Bir-Sen oldu. Bu durum şunun göstergesidir: Eğitim hizmet kolunda yetkili sendika sadece MEB’e göre değil, üniversite ve Kredi Yurtlar Kurumu’na da bakılarak belirlendiği için 15 Ağustos’ta yapılacak toplu görüşmelere eğitim çalışanları adına Türk Eğitim-Sen katılacaktır. Ancak Nisan ve Ekim aylarında sadece o kurumda yapılan kurum idari kurul toplantılarında oluşturulacak komisyonlarda MEB’de yetkiyi aldığı için, eğitim çalışanları adına Eğitim Bir-Sen yer alacaktır, yani Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenleri bundan sonra Eğitim Bir-Sen temsil edecektir.”

“GÖZÜNDEKİ ÇAPAĞI GÖREMEYENLER…”

“Dün, belli güçler sayesinde tehditle ve çalışanların haberi olmadan üye formlarını doldurarak üye yapanlar, bugün istedikleri gibi at oynatamayınca başarısızlıklarını örtmenin en kolay yolunu Memur-Sen ve bağlı iş kollarını karalamakta buldular. Kendi gözündeki çapağı görmeyenler, bugün Memur-Sen’e bağlı iş kollarını iktidara yakın olmakla itham etmektedirler. Bu nasıl yakın olmaktır ki, altı yıllık iktidar döneminde bütün iş kollarında yetkili sendika olamazken, 2002 yılındaki üye sayımlarında ne ilginçtir ki, DSP’nin elinde bulunan bakanlıklarda KESK, MHP’nin elinde bulunan bakanlıklarda ise Kamu-Sen’e bağlı iş kolları yetkili oldu. Neredeyse bir hafta gibi bir sürede birinci sendika konumuna geldiler. Kendi tabanlarının sesine kulak vermeden, tabanlarına rağmen ‘ulusalcılık’ adı altında milli iradeye karşı tavır alıp, demokratik ortamın bozulmasına çanak tutan saflarda yer alanlar, kendi tabanlarından gelen kitleler halindeki istifa tepkisiyle sarsılmışlar ve bu atmosferi dağıtmak için ‘çamur at, izi kalsın’ prensibini benimsediler.”