Her yeni gazeteye başlanıldığında ilk yazıların yazılması her zaman zor olmuştur. Nereden başlayayım diye düşünür durursunuz. Benim içinde böyle oldu. Bugün ilk yazım. Sevgili Önder Gazetesi okurlarıyla buluşuyorum. Heyecan verici bir duygu yaşıyorum. Amatör ve profesyonel 30 yılı aşkın geçen meslek yaşantımıza yeni bir heyecanla Önder Gazetesi’nde sürdüreceğim.

Öncelikle, yazı yazmamı teşvik eden Önder Gazetesi sahibi Celal Bozkuş ve yönetici 30 yıllık meslektaşım ve arkadaşım can dostum Eyüp Bektaş’a teşekkür ediyorum.

Büyük bölümü Antalya olmak üzere 20 yıl Anadolu  Ajansı’nda ekonomi Muhabiri olarak görev yaptım. Bu süre içinde özellikle Antalya’da Türk çiftçisinin ve tüketicisinin bilinçlenmesi konusunda haberlerimizle destek olduk. Gün geldi Anadolu Ajansı’ndaki görevimizde emeklilik nedeniyle sona erdi.

Ulu önder Atatürk’ün kurduğu Anadolu Ajansı terbiyesi, kültürü ve etik değerleri içinde yetiştik.

Bundan sonra da Kdz. Ereğli’de aynı sorumluluk bilinci içinde kamu yöneticilerine uyarıcı, güzel yaptıkları işlerde de her zaman destek vereceğim.  Kamu yöneticileri ve siyasiler genellikle kendi aleyhlerinde olan yazıları beğenmezler. O zaman da hemen suçu gazetecinin üzerine atarlar. ‘’Zaten bana düşman’’, ‘’siyasi görüşü nedeniyle saldırıyor, yazıyor’’ diye savunmaya geçerler.

İyiye iyi, doğruya doğru prensibi içinde burada yazılarımızı siz okurlarımızla paylaşacağım.

Ülke turizminin lokomotifi, Türk tarımının öncüsü, yaş meyve sebze ihracatında lider, her iki sektöründe başkenti  Antalya’dan sonra, yine ülke sanayisinin kalbi Kdz. Ereğli’de elimizden geldiğince okurlarımızla birlikte görevimizi yapmaya çalışacağım. Destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

 

Üç aydır kdz. Ereğli’deyim. Çevreyi geziyorum, dolaşıyorum. Ama bir çok alanda kamu yöneticilerinin görevlerini yapmadıklarını gördüm.

Özellikle Tarım il ve İlçe Müdürlüğünün yaz dönemi nedeniyle rehavete kapıldığını düşünüyorum. Halkın sağlığı konusunda sürekli gıda denetimleri yapması gereken Tarım İl ve İlçe müdürlüğünün bu faaliyetlerini görmedim.

Gıda maddesi satan bir çok iş yeri, temmuz ve ağustos sıcaklarında  çabuk bozulan yumurtaları dükkan dışında satıyor. Bazı iş yeri sahibini de sözlü olarak uyardığımda ‘’Sana ne, sen ne karışıyorsun’’ gibi tepkilerde aldım.

Yine özellikle kasaplarda beyaz et ve kırmızı et satışlarında ayrı ayrı kesim tezgahı olması gerekirken bunların olmadığını gözlemledim.

Öte yandan Kdz. Ereğli esnafının da fatura ve fiş konusunda duyarsız kaldığını gördüm. Bu konuda Vergi Müdürlüğü’nün de yaz nedeniyle dar kadro çalışmasının da belki etkisi vardır diye düşünüyorum.

Son dönemlerde Kdz. Ereğli’de uyuşturucunun yaygınlaştığına ve yaş sınırının gittikçe düştüğü yönünde söylemler duyuyorum. Vatandaşın konuştuğunu elbette narkotik ekipleri de duyuyor biliyor. Elbette ki çalışmalarını da bu yönde sürdürüyordur.

Ancak ne var ki vatandaşlar toplumda uyuşturucu kullanımının yaygınlaştığını dile getiriyor.

Av mevsimi başladı. Balıkçılarımız denize açıldı. Ama yine küçük balık avlamaya devam ediyorlar. Üzülmemek elde değil. Yakın bir gelecekte balıklarımız tamamen tükenecek. Tezgahlarda satılan istavrit 5-6 santim uzunluğunda, mezgit çok ince, barbun ise mini mini. Göz göre göre denizlerimizi kendi ellerimizle öldürüyoruz. Balıkçıları kim kontrol edecek. Avlanan balıklara kim bakacak. Küçük küçük balıkları insanın yemeğe yüreği dayanmıyor.    

  Kamu görevlilerinin bu konuları dikkate alacağını umuyorum.