Eğitim-Sen Kdz. Ereğli Temsilciliği’nden gönderilen yazılı açıklamada;  “Kamuda performans değerlendirmesine dayalı, esnek ve güvencesiz bir istihdam sistemi oluşturmak, iktidarın uzun süredir gündemini oluşturuyor. 6 Temmuz 2012 tarihli resmi gazetede yayımlanan 10. Kalkınma Planı (2014-2018) içinde kamu istihdam rejimi ile ilgili olarak belirlenen iki hedeften (esnek çalışma ve işlevsel performans değerlendirmesi) biri olan performans değerlendirmesinin, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bütün öğretmenlere yönelik olarak uygulanması için hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı ve MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği’ taslağı kamuoyu ve ilgili kurumlarla paylaşıldı” denildi.

Açıklamanın devamı şöyle:

Öğretmen yeterliliklerinde bilimsel, objektif ve evrensel standartlar yerine, öğretmenleri her açıdan baskı altına alacak olan ‘Performans değerlendirme’ uygulamalarının benimsenmesindeki ısrar, MEB’nın asıl amacının ne olduğunu açıkça göstermektedir. Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmektir.

MEB tarafından hayata geçirilmeye çalışılan performans değerlendirme sisteminin ve dört yılda bir yapılması planlanan sınavın dayandırıldığı herhangi bir yasal düzenleme söz konusu değildir. Öne sürülen tek dayanak ‘Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’dir. Her ne kadar taslak yönetmeliğin 2. maddesi dayanak olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu gösterse de, anılan kanunların böylesi bir değerlendirme sistemine zemin hazırlayacak bir yapısı yoktur.

Eğitimde performans değerlendirme uygulamasının pek çok yönden öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirmesi kaçınılmazdır. Öğrencileri ve velileri birer ‘müşteri’ olarak gören piyasacı mantığın eğitim sürecinin her aşamasında gündeme gelmesi, okullarda yaşanan kutuplaşma ve ayrışmaların daha da derinleşmesine, öğretmenlerin her koşulda ‘müşteri memnuniyeti’ kaygısıyla hareket etmesine neden olacaktır.

Eğitim Sen olarak, başta eğitim sistemi olmak üzere tüm toplumsal yaşamı kuşatan ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirmek isteyenlere karşı yürüttüğümüz mücadeleden, iktidarların değil, halkın öğretmeni olmaktan; ‘Mesleğime Dokunma!’ diye haykırmaktan, emeğimize, meslek onurumuza, iş güvencemize, okullarımıza, öğrencilerimize, geleceğimize, sahip çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Tüm öğretmenlere dayatılan “Performans Değerlendirme” uygulamasına karşı örgütlü mücadele çağrısı yapmaktayız. Gün, mesleğimize ve geleceğimize sahip çıkma günüdür. Bu nedenle farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak mücadele etmek bugünün ertelenemez görevidir. Eğitim emekçilerinin iradesini ortaya koymak amacıyla hazırlanan imza metinleri tüm eğitim emekçilerine ulaştıktan sonra İl Milli Eğitim Müdürlükleri’ne teslim edilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

İmza metni örneği:

                                                     MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’ NA İLETİLMEK ÜZERE

                                                 ………………… İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE

           MEB tarafından yayınlanan “Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmeliği” taslağı, öğretmenlik mesleğinin statüsü ve öğretmenlik mesleğinin toplumsal algısında derin ve telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacaktır. Performans değerlendirme sisteminin iş güvencemizi ortadan kaldıracağı, öğretmenin öğrenci ve veli ile olan ilişkilerini ise müşteri memnuniyeti düzlemine taşıyacağı bilinmektedir. Bu yönetmeliğin, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişmesine katkı sunmak yerine iş barışının bozulması, mesleki dayanışmanın zayıflaması, okul ortamında öğretmenlik mesleğinin toplumsal rolü ve değerinde aşınma yaratması gibi pek çok yeni sorun ve sonuç yaratacağı kesindir. Performans ve öğretmenlerin zorunlu olarak her dört yılda bir girmek zorunda bırakılacağı sınavın bizlere dayatılması; MEB’ nın eğitim alanında yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine var olan sorunları çoğaltıp gerçek sorunları çözme niyeti ve iradesine sahip olmamasının sonucudur. Tüm bu vb. nedenlerle biz aşağıda imzası bulunanlar söz konusu yönetmelik taslağının hemen geri çekilmesini talep ediyoruz.