DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan gönderdiği “OHAL hukuksuzluğu devam ediyor!” başlıklı açıklamasında,692 sayılı KHK ile 306 üyemiz ihraç edildi. 306 üyemizin 174’ünün iş akitleri daha önce askıya alınmıştı.OHAL döneminde işini kaybeden üyelerimizin sayısı 1961’e yükseldi; 28 üyemizin ise iş akitleri askıya alınmış durumda. “ dedi.

Çalışkan açıklamasının devamında görüşlerini şöyle ifade etti:

OHAL hükümeti tarafından göreve getirilen belediye yönetimleri 1448 üyemizi işten çıkardı; bu durumda 513 üyemizin iş akitleri ise KHK’larla feshedilmiştir.

Sendikamız OHAL ilan edildiğinden bugüne üyelerimizin hukukunu savunmaktadır. İhraç edilen üyelerimize reva görülen muamele hukuk ve adalet dışıdır; evrensel hukuk ile insan hakları ihlalidir.

Bugüne kadar ihraçlar konusunda gerek Hükümet düzeyinde gerekse yerel resmi makamlar düzeyinde yürüttüğümüz temasların olumlu sonuçlar üreteceğini beklerken 692 sayılı KHK ile ne yazık ki OHAL döneminin başına dönülmüştür. Bu geriye gidişi de kamuoyunun takdirine sunuyoruz.

Bugüne kadar ki temaslarımızın olumlu sonuçlar verdiği konusunda şubelerimizden geri bildirimler almaya hatta bazı belediyelerde iş akdi askıda olan üyelerimizin işbaşı yaptırılacağı bilgisini almaya başlamışken 692 sayılı KHK’nın yayımlandığına tanık olduk. Bu durum yerel düzeyde sendika-işveren ilişkilerinin gerilmesine ve giderek toplumsal ilişkilerin daha da bozulmasına neden olabilecektir.

Bu noktada böyle bir gerilimin kimin işine yarayacağını doğrusu merak ediyoruz ve Hükümet’in sayın yetkililerine de bu soruyu soruyoruz.  Hükümet’i bu konu üzerinde durmaya davet ediyoruz.

OHAL döneminde, OHAL’in ilan edilmesine neden olan 15 Temmuz darbesini sanki işçiler yapmış gibi uygulamalar gündeme gelmiştir ve bu nedenle on binlerce çalışan hukukun temel ilkesi olan masuniyet karinesi bir kenara itilerek kamudan ihraç edilmiştir.

DİSK/Genel-İş’in 2000’e yakın üyesi de aynı hukuksuzluğun muhatabıdır.

OHAL döneminde işsiz bırakılan üyelerimizle ilgili herhangi bir mahkeme kararı olmadığı gibi genel bir suçlamanın dışında kendilerine isnat edilen somut bir suç da yoktur. İcat edilen genel suçun dayanağı ise nasıl ve kimler tarafından hazırlandığı bilinmeyen istihbarat raporlarıdır.

Üyelerimizin hangi gerekçe ile işlerinden edilerek işsizliğe terk edildiklerini bilmek istiyoruz. Bunu bizler bilmek istiyoruz ama en çok da işsiz bırakılan üyelerimiz ve aileleri bu yanıtı almak ve neden açlığa terk edildiklerini bilmek istiyorlar.

Hukuken yok hükmünde olan, hukukun üstün olduğu siyasal rejimlerde hiçbir anlamı olmayan ama OHAL döneminde sonuç yaratan bu tür işlemler, ne yazık ki ülkemizi giderek hukuktan ve demokrasiden uzaklaştırmaktadır. Bir o kadar da toplumsal barışa ağır darbeler indirmektedir.

Sendikamız hukukun gereği olan adil yargılamalar sonucu ortaya çıkacak yargı kararlarına her zaman olduğu gibi saygılıdır. Ancak olağanüstü durum gerekçesiyle hukuk dışı işlemleri kabul etmek zorunda değiliz; bu işlemler hukuk dışıdır; meşru da değildir.

Son olarak şunu da ilave edelim, OHAL Hükümetince yapılan ihraçları Sendikamız bundan sonraki süreçte sendikal hak ihlali olarak değerlendirecek ve bu çerçevede uluslararası sendikal gündeme taşıyacaktır. Çünkü son KHK ile biri şube başkanı olmak üzere 5 şube yöneticimizin iş akdi feshedilmiştir. Bundan önceki fesihleri de sayarsak toplam 10 şube yöneticimizin çalışma hakları ellerinden alınmış durumdadır.

Sendikamızın şube genel kurullarında işçilerin oylarıyla sendika yöneticiliğine seçilen üyelerimiz geçerli bir hukuki gerekçe sunulmadan işlerinden edilmişlerdir. Bu uygulamalar Dünya’nın her yerinde sendikal hak ihlalidir. Dünya’nın hiçbir yerinde sendika yöneticilerini bu tür yöntemlerle işsiz bırakamazsınız. Daha doğrusu Dünya’nın hiçbir medeni ve demokratik devleti bu tür yöntemlere başvurmaz.

Ülkemizin sendikal haklar karnesinin giderek kötülemesinden endişe duyuyoruz. Bu endişemizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.