Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Özer, okulların haftada 5 gün yüz yüze eğitime açılmasında rehberlik eden, yardımcı olan ve koordinasyon sağlayan Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerine şükranlarını sunduğunu belirtti.

Kovid-19'un dünyayı etkisi altına aldığı andan bu yana sosyal hayattan eğitime kadar tüm alanları olumsuz etkilediğini ve mecburi bir değişime zorladığını söyleyen Özer, öğrencilerin, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının salgından en az düzeyde etkilenmeleri için Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile eşgüdümlü çalıştıklarını ve sağlığı önceleyerek kararlar aldıklarını kaydetti.

Özer, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF gibi uluslararası kuruluşların eğitimin kesintisiz olarak yüz yüze devam etmesinin hayati önem taşıdığını ifade ettiğini hatırlatarak uzaktan eğitimin ne kadar başarılı olursa olsun asla yüz yüze eğitimin yerine geçemeyeceğini, yerine ikame edilemeyeceğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Özer, bugün çocukların arkadaşları ve öğretmenleriyle sınıf ortamında eğitim görmelerinin elzem olduğunu, yüz yüze eğitime geçilmesinin bir tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldiğini dile getirerek çocuklardan daha fazla fedakarlık istenilemeyeceğini bildirdi.

Okullara yönelik maske, dezenfektan ve temizlik malzemeleri desteği

Özer, Sağlık Bakanlığı ile yüz yüze eğitim için gerekli adımları atmaya devam ettiklerini anlatarak "Sağlık Bakanlığı ile birlikte oluşturduğumuz Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi'ni 81 il milli eğitimi müdürlüğümüze ve tüm valiliklerimize gönderdik. Bunun yanı sıra okullarımızda ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan ve temizlik malzemesi ihtiyaçlarıyla ilgili de tüm okullarımıza, illerimize ihtiyaçlarını gönderdik." diye konuştu.

Okullara yönelik temizlik malzemesi, maske ve dezenfektan konusunda verilen desteklere değinen Özer, şunları kaydetti:

"Burada bazı bilgileri özellikle vermek istiyorum. Çünkü kamuoyunda sanki okulların yeterince temizlik malzemesiyle ilgili hazırlık yapmadığı gibi bazı bilgiler dönmekte. Şunu özellikle belirtmek istiyorum, 2021-2022 eğitim öğretim yılına hazırlık döneminde okullarımızın bu sürece hazırlanabilmesi için 650 milyon Türk lirasını tüm illerimize ve tüm okullarımıza göndermiş bulunuyoruz. 2020-2021 eğitim öğretim yılında tüm okullarımıza 223 milyon lira ödenek gönderilmişti. Yani bunun yaklaşık 3 katı bir ödeneği şu anda biz okullarımıza eriştirmiş ve okullarımızda o kaynakları maskeden dezenfektana kadar ve okuldaki temizlik malzemelerinin alınmasına kadar hijyen ortamının sağlanmasıyla ilgili her türlü hazırlığı yapmış bulunuyoruz. Yine 81 ilimizde yaklaşık 58 bin okulumuz için 113 bin temizlik personelinin görevlendirilmesini tamamlamış bulunuyoruz."

Okullardaki uyum eğitimi haftası

Özer, Milli Eğitim Bakanlığının salgın sürecinde okulların hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak güce ve finansman kaynağına da sahip olduğunu aktararak şöyle devam etti:

"Eğitim öğretim 6 Eylül'de başlıyor ama uyum eğitimi haftası okul öncesi ve birinci sınıflar için dün itibarıyla başladı. Minik öğrencilerimiz ilk defa okullarına başladı. Bu kapsamda okul öncesi ve birinci sınıf toplam 2 milyon 359 bin 422 öğrencimiz, 2 gündür okullarına gidiyorlar. Bu okul öncesi ve birinci sınıflar için toplam 165 bin 450 öğretmenimiz aktif olarak bu hafta ders vermeye, uyum haftasına katılmaya başladılar. Şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki bu 2 günlük süreç sorunsuz bir şekilde tamamlandı. İnanın yavrularımızın gözlerindeki mutluluk, o öğretmenleriyle buluşma hazzı, aynı zamanda öğretmenlerimizin öğrencileriyle buluşma hazzı her şeye, her türlü fedakarlığa değerdi."

Özer, 6 Eylül itibarıyla da okulların kapılarının tüm kademeler ve sınıf seviyelerinde hafta 5 gün öğrencilere açılacağını anımsatarak "Okullarımızın bir daha hiç kapanmaması ve eğitimin kesintiye uğramaması için tüm velilerimizi, öğretmenlerimizi, yardımcı destek personelimize ve idari personelimize bir kez daha çağrı yapmak isterim. Lütfen Sağlık Bakanlığı ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı olarak belirlemiş olduğumuz kurallara harfiyen uyalım. Bu kurallara riayet edelim ki bir daha okullarımız kapanma sorunuyla yüz yüze kalmasın. Son söz olarak da bir kez daha vurgulamak istiyorum, okullarımız ilk açılan ve son kapatılan yerler olmalıdır." diye konuştu.

Okullardaki salgına yönelik elektronik takip sistemi

Özer, bir basın mensubunun Bakanlık bünyesinde kurulan yeni elektronik takip sisteminin içeriğine ilişkin soru üzerine, şu bilgileri paylaştı:

"Geçen haftalarda açıkladığımız gibi tüm il ve ilçelerdeki, beldelerdeki köylerdeki okullarımızda vaka, temas ve aşı durumunu, Sağlık Bakanlığımızla koordineli bir şekilde almış olduğumuz tüm bilgileri okul bazında takip eden bir elektronik sistem kurduk. Bu elektronik sistemi de okullarımıza açtık, oradaki yöneticilerimiz, ilçe milli eğitimi müdürlerimiz, il milli eğitim müdürlerimiz süreçte alması gereken önlemleri veya durum değerlendirmesini çok rahat bir şekilde elektronik sistemde yapabilecekler. Tabii burada büyük emek Sağlık Bakanlığımıza ait. Çünkü Sağlık Bakanlığımız anlık olarak tüm verileri bizlerle paylaşıyor. Dolayısıyla biz kimlerin PCR yapması gerektiğini, sağlık durumunu, diğer konuları elektronik takip sisteminden izleme imkanına sahibiz."

Aşı olmamış öğretmen ve personelin PCR yaptırılması talebini reddetmesi durumunda yaşanacak sürece ilişkin soru üzerine Özer, 1,5 yıldır salgın sürecinde büyük emek veren öğretmen ve personelin PCR testi yaptırmadan okul ortamına gelebileceğini düşünmediğini söyledi. Özer, şöyle devam etti:

"Okul öncesi ve birinci sınıfların eğitim uyum haftası başladı, 2 gündür de eğitim devam ediyor. Yaklaşık 2,5 milyon öğrenci ve yaklaşık 165 bin öğretmenimiz şu anda sahada. Aşı olmasa bile PCR ile ilgili bize intikal eden hiçbir problem yok. Ben inanıyorum ki toplumuz tüm paydaşlarıyla el ele vererek bu süreçlerin, bu problemlerin üzerinden geçecek."