Zonguldak’ta partililere seslenen Başbakan Recep Tayip Erdoğan konuşmasının büyük bölümünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, “Bunlar Zonguldak'a dalga geçiyorlar, Ecevit sağken beton dökemediler, şimdi döküyorlar. Zonguldak bu oyuna gelmez. Zonguldak çetelere yol vermez, ben eminim. Zonguldak kendisiyle alay edenlerle 12 Haziran'da dalgasını geçecektir” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "En son Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olabilmelerinin yasasını Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar. İster motor bölümünden, ister meslek lisesinden, ister imam hatip mezunu olsun, polis olmasını istedik. Bunların maskeleri tek tek düşüyor. Bugün Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor, yarın gazeteye açıklama yapıyor, 'İmam hatiplileri polis yapacağız' diye" ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, Zonguldak mitinginde CHP, MHP ve BDP'ye yüklendi. Büyük bir kalabalığa seslenen Erdoğan, "Kömürün, alın terinin, emeğin memleketinde bir kez daha bulunmakta duyduğum mutluluğu özellikle belirtmek istiyorum" dedi. Erdoğan şöyle konuştu: "Kömür ne kadar karaysa Zonguldak'ın, emekçinin yüzü o kadar aktır. Yerin yüzlerce metre altında kazmayla, kürekle kömüre alın terinizi katarak kazandığınız her bir kuruş sizlere analarınız ak sütü kadar helaldir. Biz emek nedir, çalışmak nedir, alın teriyle helal lokma kazanmak nedir çok iyi biliriz. Biz emeğin, alın terinin değerini çok iyi biliriz. Şunu çok büyük gönül huzuru içinde söylüyorum; 8.5 yılda çalışanlar için yaptıklarımız. Çalışanların hakkı için mücadelemiz, tüm mücadelemiz cumhuriyet tarihinden fazladır. Somut bir örnek; bu CHP'nin yönetici kadrolarına ithaf ediyorum, CHP'ye gönül veren kardeşlerime değil, yönetim kadrolarına özellikle. 8.5 yıl önce bu ülkede askeri ücret 84 liraydı, bugün asgari ücret 630 lira. Asgari ücreti enflasyonun üzerinde artırdık, buna bir de enflasyon farkını ilave etmek edin. Geçmişte asgari ücret ne yazık ki lime lime ediyordu, cebimizi eritiyordu enflasyon canavarı. 8.5 yılda asgari ücrette artık yüzde 142'en düşük memur maaşını nerden aldık biliyor musunuz? Bunu CHP'lilere söyleyin, 320 liradan aldık, şimdi en düşük memur maşı bin 364 lira. Nereden nereye getirdik. SSK emeklisinin aylığı 257 liraydı, şimdi 756 lira en düşüğü, yüzde 194 artış oldu. Özürlü aylığı neydi biliyor musunuz, 25 TL veriyordu bu vicdansızlar, şimdi biz 300 liraya çıkardık. Evde özürlü bakımını asgari ücret yaptık. Evde buraya getirdik, bunlar sosyal demokrat geçinenlerin kitabında var mıydı? Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü'ydün, senin kitabında da yok. Biz ilacımızı alamıyorduk, senin zamanındı. SSK'ya gidersin, sabah numarayı verirler, o gün sıra geldi geldi gelmedi yandın, gelse de bir şey olmuyordu, muayene olamıyordun. Kendi hastanesi gibi orayı kullanıyordu. Biz bu çileleri çeke çeke geldik. Yavrular anneler babalar, hastanelerde rehin kalıyor muydu? Bunlar ölüyü bile rehin alıyorlardı. Şimdi çıkmış meydanlarda sıkılmadan utanmadan, bir de bakıyorsunuz, nasıl bu söylüyorsun, bazıları da TV'lerde. Ama 'o zaman ki siyasi otoritenin göreviydi o' diyor. Sen başarılı bürokrat ol.

ECEVİT VETO ETTİ

Her yıl geri gitti SSK. 1999'da merhum Ecevit'e gitti milletvekili olmak için. Ecevit bunu veto etti. Niye 'başarısız bir bürokrat' dedi. Vetoyu yedi,. Kamu işçi ücreti bin liraydı. Şuanda ortalama 2 bin 300 lira oldu. Biz sizi enflasyona ezdirdik mi, faize ezdirdik mi? Ücretli hiçbir kesimi enflasyon karşısında mağdur etmedik Ama yeterli değil, yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Ekonomik durum iyileştikçe daha fazla vereceğiz. Biz halkımız için varız. Biz emanetçiyiz, bu işin sahibi sizsiniz. Türkiye büyüdükçe bunu ilk önce çalışanlara yansıtmaya devem edeceğiz. Çalışanların zorla kesilmiş olan nemaları, işçi kardeşlerim, baretliler hatırlıyorsunuz onları değil mi, hani işçi yanlısı olanlar CHP, DYP hepsi kesti, 13.5 katrilyon kesti. Bugünkü parayla 13.5 milyar kesti. Geldik ki masanın üstünde bu var, memur işçi alacak. Devlet memuruna borçlu olur mu? Bunlar iflas etmiş, ödeyemiyorlar borçlarını en kolay yolu memurdan kes. Kestiler, 13.5 milyar kestiler. Devlet işçisine, memuruna borçlu olamaz.

 

MEDYAYA SESLENDİ

Tabi medyaya da seslenmem lazım. Bunlar neden gündeme gelmiyor. Bunları gündeme getirin. Ben sizin yandaş, yoldaş olmanızı istemiyorum. Ama gerçekleri yazın, söyleyin, 13.5 trilyonu AK Parti takır takır ödedi. Yolsuzlukların olduğu iktidar bunu ödeyebilir miydi? Biz bunu ödedik, para pul yoktu. Ama bizim ilkemiz vardı. Devlet, memuruna borçlu olamazdı. Biz bu yola işçinin hakkını, işçinin alın teri kurumadan ödeyin ilkesiyle çıktık. Bu arada baktık ki zaman ilerledikçe sizi konut sahibi yapacağız diye para kesmişler kısa adı KEY. Bunları da maalesef gündeme getirmediler, unutturdular. Benim vatandaşlarımın bir çoğu umudunu kesti. 3 katrilyon bunun için ödedik. Hala da ödemeye devam ediyoruz. Çalışanları ilgilendiren yasalarda, sendikaların arzuları doğrultusunda yaptık. Bunu 26 maddelik paketin içine aldık, ekonomik sosyal konseyi anayasal kurum haline getirdi. 1 Mayıs tatil miydi? 1 Mayıs'ı sömürenler şuanda CHP'den aday olan beyefendi; CHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde sosyal demokratların kenarından tutundu dönemde 1 Mayıs'ı neden tatil yapmadınız? AK Parti bunu gerçekleştirdi. 1 Mayıs'ta Taksim'i toplantılara kim açtı. Biz açtık, 'işçi dostuyum' diyerek emekçinin alın terini istismar edenler iktidarda oldukları dönemde hiçbir adım atmazken, biz tek tek çözdük.

 

3 BİN YENİ İŞÇİ

Zonguldak'ta 8.5 yılda 3 bin yeni işçiyi işe yerleştirdik. Biz istismar yapmıyoruz. İstismar siyasetine prim vermiyoruz, slogan değil iş üretiyoruz. Türkiye'nin uçsuz petrol kuyuları yok, Türkiye'nin sonsuz altın madenleri yok, bizim en büyük gücümüz kaynağımız emeğimiz alın terimiz dürüst çalışkan işçilerimiz. Biz bu ülkeyi emek sömürüsü yapmadan, emek üzerine büyüttük, büyütmeye devam ediyoruz."

"MERKEZ BANKASI KARŞILIKSIZ PARA BASIYORDU"

Türkiye'de emeğe musallat olmuş canavarlar olduğunu belirten Erdoğan, "Bu canavarların biricisi enflasyon. Sizin kazancınız her ay yüksek enflasyon karşısında eridi ve değerini kaybetti. Yüzde 30'du, şimdi yüzde 4. Bu kimin cebinde kalıyor vatandaşımın cebinde kalıyor. Devlet yüzde 63 faizle borç ödüyordu, şimdi devletin borçlanma faizi yüzde 7-8 oldu, bu fark vatandaşımın cebinde kalıyor. Senin cebinden çıkıyordu bu para. Merkez Bankası karşılıksız para basıyordu. Bunun adı modern hırsızlıktı ve onun içinde 1'in yanına akşam yatıp sabah sıfır koyuyorlardı. 6 tane sıfır koydular. Kim koydu bunları ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli sizin geçmişiniz koydu" diye konuştu. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eskiden zengin kime derdik? Milyonları olanlara zengin derdik, fakat öyle hale geldik ki 1-2 milyona tuvalete gider hale geldik. Biz 'altı sıfır atacağız' dedik. Hakaretler eden eden köşe yazarı vardı, 'bunlar 6 sıfır atsınlar Taksim Meydanı'nda anırım' dedi. Herhalde evinde anırıyor. '6 sıfırı atın enflasyon patlar' dediler patladı mı? Çatladı çatladı. 30'dan 4'e düştü. Kamu net borç stoku neydi biliyor musunuz? Yüzde 61, yani yüz liranın 61 lirası borçtu. Şimdi yüzde 25'e düştü. İtalya aldı başını gidiyor, Japonya almış gidiyor, ama Türkiye'de istikrar var, Türkiye'de güven var. Türkiye güvenil bir liman. Dünyada Türkiye'nin itibarı var. Hamdolsun cebimizde dolar, avro değil, rahmetli Özal öncesini düşünün, maaşı alan döviz bürosuna gidiyordu, TL'yi dövize çeviriyordu.

 

PARAMIZI REZİL ETTİNİZ

Şimdi böyle bir dert var mı? Şimdi döviz bürosu kalmadı. Milliyetçilik budur sayın Bahçeli, siz paramızın itibarını rezil ettiniz. IMF'nin kapısına gittiler, 30 milyar dolar borç aldılar. Biz iktidara geldiğimiz de 23.5 milyar dolar borç devrettiler, biz ödedik. Şuanda 5 milyar dolar borç var. Şuanda hemen öderiz ama 2011 sonuna kadar bunu ödeyeceğiz. İMF ile 3 yıldır anlaşma imzalamıyoruz. 'Milliyetçiyiz' diyorlar, öbürüne bakıyorsun o bir hal. 27.5 milyar dolar Merkez Bankası'nın dövizi vardı, bunun yarısı da işçilerin döviziydi. Şuanda Merkez Bankamızın döviz rezervi 93 milyar dolar var. 27 milyar dolar nere 93 milyar dolar nere. Büyük Türkiye'ye bu yakışır. Biz bunu başardık. Yere sağlam basıyoruz. Türkiye hazır, hedef 2023 istikrar sürsün Türkiye büyüsün. İstikrar önemli olan bu bunu başaracağız."

ÇETELERİ SİYASETE

TAŞIMANIN HEVESİ

Türkiye'nin 36 milyar dolar ihracatı olan ülkeden 132 milyar doları yakalayan bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, "Krize rağmen şuanda 122 milyar dolar. Bu yıl sonunda 132'yi yakalayacağız ve aşacağız. Çünkü hedef 2023'de 500 milyar dolar bunu yakalayacağız. Kılıçdaroğlu bizim rakamlara karşı endeksler açıklıyor, 'biz hortumları kesmeyi düşünüyoruz'. Bizim Genel Merkeze hortum döşüyor. Senin su tesisatçısı olduğunu nerden bileyim? Hiçbir zaman taklitçi aslı gibi olmaz, olamaz, bunlar mukallit. Emeğe musallat olmuş canavarlar vardı bu ülkede; çetelerdi, mafyaydı. Hukuk dışı örgütlenmeler demokrasiye musallat olmuştu. Çeteler istikrara musallat olmuştu, cebimizdeki paraya musallat olmuştu, ekmeğe, paramıza musallat olmuştu. Türkiye'yi özgürlükleri hukuku engellediler. 8.5 yıl boyunca amansız mücadele verdik. Ağırlıklardan pasından kurtarmak için mücadele verdik. İstikrarla büyümek için mücadele verdik. Şimdi birileri o çeteleri yeniden güçlendirme peşinde. Çetelere avukatlık yapanlar, çeteleri siyasete taşımanın hevesi içindeler. Aslında diyet ödüyorlar. Aslında çetelere borç ödüyorlar. Biliyorsunuz CHP'de kaset mağduru genel başkan gitti, kaset mamulü genel başkan geldi. CHP'nin listesindeki isimlerden dolayı Merhum Ecevit'in kemikleri sızlamaz mı? 'DSP'nin eski Genel Başkanı Ecevit'i ayaktayken, üzerine beton döküp gömmek istediler' diyor. Merhum Ecevit, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'e şu sözleri söylüyor; 'benim çekilmemi Sinan Aygün'ün geçmesini istiyorlar' dedi. Sinan Aygün, CHP'nin milletvekili adayı. Bitmedi. Kılıçdaroğlu, Zonguldak'a Ecevit'in evine geliyor, yanında Ecevit'in yanında bir isim, ismini söylemiyim. Hem de o yanındaki şahıs kim için oy istiyor? 12 Haziran'ın neticesi belli oluyor. Mehmet Haberal için oy istiyorlar, insan biraz sıkılır. Emrehan Halıcı Ecevit'e iş göremez raporunu açıkladı, ikisi mahkemelik oldular. Ne biçim iştir. Hani anlamak mümkün değil. Bu nasıl bir ilişki, bu nasıl çıkar iş birliği, bütün ömrünü CHP'ye muhalefet etmiş zat var, ayakta zor duruyor. Anlamışsınızdır. O da CHP'nin çete sanığı adaylarına kefil oluyor. Bu nasıl CHP? Solcu deseniz solcu değil, sağcı deseniz sağcı değil. Schröder bana 'sizinkiler sosyal demokrat falan değil, gelin sizi sosyalist enternasyonale alalım. Türkiye'de CHP sosyalist-enternasyonal onu çıkarın' dedi. Böyle bir Türkiye'de CHP var. Bunlar Zonguldak'a dalga geçiyorlar, Ecevit sağken beton dökemediler, şimdi döküyorlar. Zonguldak bu oyuna gelmez. Zonguldak çetelere yol vermez, ben eminim. Zonguldak kendisiyle alay edenlerle 12 Haziran'da dalgasını geçecektir. 12 Eylül halk oylamasında CHP, MHP, BDP, TKP hepsi bir araya geldiler. Aynı hizaya girdiler. Kimin karşısında, AK Parti'nin karşısında durdular. Hepsini tek hedefi AK Parti ama biz milletimizle beraber onların karşısındayız. 12 Eylül'de başarı sağlayamadılar, hayır dedirtemediler, yüzde 58'le milletim bunlara rest çekti. Şimdi bu ekip 12 Haziran'da aynı olaylara girdi. Blok halinde AK Parti'nin karşısındalar" dedi.

KASTAMONU’DAKİ SALDIRI

Kastamonu'daki saldırıya da değinen Başbakan Erdoğan, "Bizim konvoyumuza alçakça saldırıda bulunuldu. Telsiz konuşmaları çıktı. Hedef 'AK Parti'dir' diyorlar. Niye çünkü AK Parti sorun çözüyor, AK Parti demokrasiyi savunuyor, çünkü AK Parti yeni anayasa diyor. Çünkü AK Parti kardeşlik diyor, AK Parti Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla Yunus gibi konuşuyor. 'Yaratanı severim, yaratandan ötürü' diyor. Bu bunların işine gelmiyor. Bunlar 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyorlar, yalan, bunların böyle bir derdi yok. Benim partimde 60'ı aşkın Kürt milletvekili var. Biz 780 bin kilometrelik alanı tümüyle kucaklıyoruz. 74 milyon vatan evladını kucaklıyoruz. Benim milletim bunu biliyor. 81 milletvekili verdi. CHP'nin böyle bir özelliği var mı? MHP'nin var mı? Ya bakıyorsunuz bölge ya da şehir partisi, bazıları da kumsalların partisi. Kimlerin kimlerle iş birliğinde olduğu görmenizi istiyorum. Safların nasıl birbirine karıştığını sağın solun, çetenin, terörün AK Parti karşısında görmenizi
istiyorum. 12 Haziran'da sandıklarda siz vereceksiniz. Bu tezgahı sizler 12 Haziran'da alt üst edeceksiniz. Sizin emeğinize ekmeğinize musallat olan çeteleri, terör örgaütlerini, istismarcıları 12 Haziran'da inanıyorum ki siz sandığa gömeceksiniz. Bunların nasıl istismarcı olduğu 4 gün önce ortaya çıktı. Yoksulluğu, işsizliği, şehit cenazelerini istismar edenler; dinimize di uzatanlar, 'başörtüsü' diyorlar, 'Mevlana' diyorlar, 'Kutlu Doğum Haftası' diyorlar, türbelerde dua ediyorlar, sonra yaratıcımıza saygısızca ifadeler kullanıyorlar. 4 gündür milletten Müslüman halkımızdan özür dilemelerini istedik. Pişkinliğe vuruyor, özür dilemiyorlar. Bir adayları var bayan profesör. Ama profesör olmak işi halletmiyor. Zincirli Kuyu Mezarlığı'nın kapısında 'ruhuna fatiha' yazıyormuş, 'bunlar bunu değiştirdiler, buraya her nefis bir gün ölümü tadacaktır yazdılar, çok tiksindirici' diyor. Profesör olmak mesele değil, irfan sahibi olmak mesele, ilim ilim bilmektir ilim kendi bilmektir. Onun Allah'ın ayeti olduğunu
bilmiyor, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü olduğunu zannediyor. Böyle bir gaflet olabilir mi? Bir sor araştır, sormak yok. Cenaze namazlarında o tabutun üzerindeki örtüde yazıyor. 'Her nefis ölümü tadacaktır' diyor. Sen de oraya geldiğinde seninde üstüne onu örtecekler. Şimdiden vasiyetine yaz da 'bu örtü benim üstüme örtülmesin, beni de buraya getirmeyin' bunu söyle. CHP'nin zihniyeti bu. CHP'li kardeşlerimize sesleniyorum, bunları daha yakından tanımanız lazım. En son Meslek Lisesi, İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olabilmelerinin yasasını Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar. İster motor bölümünden, ister meslek lisesinden, ister İmam Hatip mezunu olsun, polis olmasını istedik. Bunların maskeleri tek tek düşüyor. Bugün Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor, yarın gazeteye açıklama yapıyor, 'İmam Hatiplileri polis yapacağız' diye" dedi.
Çıraklık ve kalfalık döneminin geride kaldığını belirten Erdoğan, "2002-2007 çıkarlık dönemi geride kaldı. 2007-2011 kalfalık geride kaldı, 2001 ustalık dönemi başlıyor. Merhum Mimar Sinan ne diyordu, 'Süleymaniye benim kalfalık eserim, Selimiye ustalık eserim' diyor. İşte Sinan'ın torunları olarak bizlerde eserlerimizi arka arkaya koyduk devam ediyoruz. 8.5 yıl boyunca hayalleri gerçeğe dönüştürüyoruz. Hayal denilenler gerçek oldu. Sivriler beldesi var. Çardak mahallesi var. Hasan Veli isimli kardeşimiz, Allah bağışlasın 3 çocuğu var, ikisi özürlü. Bir gece sobaya kömürü atmışlar, uyuyorlar. Hasan kardeşimin kızı okula gitmek için kalkıyor, ailenin tamamı baygın halde, kömür zehirlenmesinden bayılmışlar. Acil servise haber veriyorlar. Ankara'dan iki ambulans hemen Zonguldak'a gelip ve iki özürlü çocuğu, anneyi alıp Ankara'ya getiriyorlar. Yenge hanımın, çocuğun tedavileri Ankara'da yapılıyor. Hiçbir ücret ödemeden evlerine sağlıklı şekilde dönüyorlar. Tabi ben şifalar diliyorum. Sosyal devlet budur. AK Parti'nin sosyal devlet anlayışı budur. Devlet halkının nesi olacak; hizmetkarı olacak. Biz size efendi değil, hizmet kar olmaya geldik farkımız bu" diye konuştu.