Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, katledilişinin 25. Yılında Kdz. Ereğli’de de anılacak. İlçedeki tören ile ilgili olarak 24 Ocak 2017 Salı günü saat 09.42’de gönderilen programa gore, saat 12.30’da Atatürk Anıtı önünde toplanılıp ortak bildiri okunacak.  Mumcu’yu anma töreninin ardından, Diyarbakır’da katledilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan anısına İlçe Emniyet Müdürlüğü ziyaret edilecek.

 

TURPCU’DAN AÇIKLAMA

 

CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da evinin önünde katledilen araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu`yu andı.

24 yıl önce arabasına yerleştirilen bomba ile katledilen Uğur Mumcu’yu anmak için yazılı bir basın açıklaması yapan Milletvekili Turpcu şunları ifade etti:

"Ülkemiz her geçen gün karanlığa gömüldükçe suikaste kurban gidişinin Cumhuriyet tarihinde bir milat olduğunu bir kez daha anladığımız; fikirleri, yazıları ve kitaplarıyla hiçbir zaman unutulmayacak, demokrasi ve cumhuriyet sevdalısı araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu katledileli 24 yıl oldu. Katilleri hala bulunmadı.

Kalemi keskin, yürekli bir devrimci olan Uğur Mumcu, inandığı Cumhuriyet değerleri ve ulusun bağımsız geleceği için mücadele etmiş, bildiklerini korkmadan yazmış, Cumhuriyet Devrimlerine karşı olan bütün gruplarla mücadele etmiştir.

Uğur Mumcu, yaşadığı dönemin ve içerisinde bulunduğumuz çağın ilerisinde fikir ve görüşlere sahip büyük gazeteci ve cesur bir araştırmacıydı. Yazdığı kitapları, hatta köşe yazılarını tarihine bakmadan okursanız sanki bugün yazılmış gibi gelir. Düşünceleri, insan haklarına ve demokrasiye verdiği değer yüzünden ve birikimi sayesinde hiç bir zaman güncelliğini yitirmemiştir.

Büyük Gazeteci Uğur Mumcu, öldürülmeden sadece iki gün önce yazdığı ‘İmam-Subay!’ başlıklı, yazısında ‘Türkiye'de son yıllarda siyaset, ticaret ile tarikatlarla içiçe gelişiyor’ diyor ve ‘İmam-hatipliler din adamı olarak çalışmayacaklarsa, neden art arda imam-hatip okulları açılıyor? Neden bu okullardaki öğrenci sayısı her yıl bu kadar artıyor? Diye soruyordu. 

Bununla birlikte, Uğur Mumcu, devlete sızmaya çalışan ve sızan çeteyi 90'lı yıllarda net şekilde ortaya koymuştu. ‘Cemaatlere, tarikatlara giren çocuklar 30 sene sonra general olacaklar Cumhuriyete karşı ayaklanacaklar’ demişti. 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimi Uğur Mumcu'nun öngörülerinin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.

Uğur Mumcu, şiddet nereden ve nasıl gelirse gelsin karşısında durmuş, demokrasiye ve insan haklarına büyük değer vermiş aydın bir insandı. O herkes isteğini özgürce söylesin diye çabalarken O'nun bu özgürlüğü alçak bir bombayla elinden alınmıştır. Uğur Mumcu, ülkemizde insanların neden konuşamadığının, basının neden bu hale geldiğinin, apolitikleşmenin neden gençlik içinde bu kadar yaygın olduğunun da cevabıdır.

Uğur Mumcu`nun keskin kalemine, cesur, yürekli araştırma anlayışına ve aydın düşüncelerine, bugün çok daha fazla ihtiyacımız var. ‘Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmış mutlaka yıkılmıştır’ diyen, Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi, demokrat Türkiye'nin savunucusu; cesur devrimci, araştıran ve sorgulayan gazeteci Uğur Mumcu`yu, demokrasi ve aydınlık Türkiye mücadelesi verirken katledilen tüm aydınlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyorum."


CHP’DEN AÇIKLAMA

 

24 Ocak 1993'te Ankara'da, Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu bizlerden koparılan, ülkemizin tartışmasız en önemli araştırmacı, gazeteci ve yazarlarından Uğur Mumcu'nun katledilmesinin yıldönümünde yazılı bir açıklama yapan CHP Kdz. Ereğli ilçe Başkanı Sertan Ocakçı görüşlerini şöyle ifade etti.

Suikasta kurban giderek yaşamını yitiren Mumcu'ya gerçekleştirilen o alçak saldırının hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilen o Karlı Sokak da, bizlerin de yürekleri üşüyor bugün.

İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütlerin üstlendiği bombalı suikastın arkasında Mossad'ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiş, Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu'nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü belirtmişti. Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla bire bir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur Mumcu'nun tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını söylemişti. Bu bilgiler bile, Mumcu'nun katlinin perde arkasında nasıl tezgahlar planlandığının, hangi güçlerin bu suikastın arkasında olabileceğinin bir kanıtıydı. Aradan geçen çeyrek asır boyunca göreve gelen her iktidar, Mumcu'nun faillerinin bulunmasının bir namus borcu olduğunu söylemişlerse de Türkiye ne yazık ki bunda başarılı olamamıştır. Bu, Cumhuriyetçi, Atatürkçü hatta ülkesini, vatanını, milletini seven her bireyin yüreğinde kanamaya devam eden bir yaradır.

Uğur Mumcu'nun bu ülke için yaptıklarını, yılmaz mücadelesini, demokrasiye, sosyal hukuk devletine ve bu aziz cumhuriyete olan bağlılığını anlatmak için satırlar, sayfalar yetmez, yetmeyecektir de. Böyle büyük bir kalemin ardından, yıllar sonra bile taziye duygularımızı dile getirmek bizleri ziyadesiyle mahsun etmektedir.