Kısa adı MÜSİAD olan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin   Zonguldak Şubesi Başkanı Salih Yılmaz, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edeceği yönündeki açıklamaları üzerine Müslümanların kanayan yarası olan Kudüs’ün işgaline tüm dünyanın tepki vermesi gerektiğini belirtti.

 

Salih Yılmaz’ın açıklaması şöyle:

 

“ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma düşüncesi kabul edilemez. Filistinli kardeşlerimiz bugün, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, insanlık dışı muamelelere maruz kalırken, İsrail’e böyle bir koz verilmesinin hiçbir hukuki, insani ve vicdani açıklaması olamaz. Uluslararası hukukun dahi hiçe sayıldığı Filistin meselesinde tarafını ortaya koyan ABD, tarihi boyunca İsrail’in emellerinden biri olan bu hamleyi geri çekmelidir. Filistin, yalnızca Müslümanları ilgilendiren bir konu değil, insanlık tarihine kara leke olarak yerleşen bir zulümdür. Biz Müslümanlar olarak, Müslüman iş insanları olarak var gücümüzle bu zulmün karşısında durduk ve duracağız. Geçtiğimiz Ağustos ayında Kudüs ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya kalabalık bir ekiple yaptığımız ziyaretle de bunu ortaya koyduk. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kudüs, Müslümanların Kırmızı Çizgisidir.” şeklindeki ifadelerini, konuyla ilgili açıklamalarını ve bölgedeki sorunları daha derinleştirecek adımların atılmaması konusundaki ikazını destekliyoruz. Müslümanların kanayan yarası olan Kudüs’ün işgaline tüm dünyanın tepki vermesi gerektiğini savunuyoruz. Bu bir insanlık meselesidir!”

 

BEÜ REKTÖR VEKİLİ ALİ AZAR:

BM Güvenlik Konseyi’nin 1980 yılında İsrail’in Doğu Kudüs’ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararına rağmen ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması dünya gündeminde infiale yol açmış bulunuyor. Bu girişim  Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’in mevcut konumuna ilişkin itirazlarının haklılığını da bir kez daha ortaya koymuş bulunuyor. ABD’nin bu girişiminin, gücün meşruiyetini savunmanın dışında anlaşılabilir bir tarafı bulunmamaktadır. Siyonizmin ve buradan kışkırtılan kaostan güce dayalı menfaat umanların dışında hiç kimsenin onaylamayacağı bu son durum insanlığın içine düştüğü çözümsüzlük ortamlarının bilinçli ve tasarlanarak üretildiğini gösteriyor. Bugün insanlık ne yazık ki insanlığa karşı şiddete dönüşmüş bu gücün tehdidi ve hak tanımazlığı ile karşı karşıya bulunuyor. Oysa güç, insanlığı koruduğu sürece meşrudur. Hakikat ise tüm insanlığa iyi geldiğinde hakikattir.

İşte Kudüs tüm insanlığa iyi gelen mukaddes şehir. Bu yüzden O, hakikatin şehri, bizim de ilk kıblemiz.

Kudüs’ün mukaddesatı (dokunulmazlığı) insanlığın mukaddesatıdır. Müslümanların ilk kıblesi olması bu inancın mensuplarına, insanlığı her türlü baskıdan savunma görevi de yüklüyor. Bu bağlamda birinci kıbleyi savunmak insanlığı savunmaktır. Onu savunamayan ise ikinci kıbleyi de insanlığı da savunamaz.

Kudüs’ü anlamak insanlığı anlamaktır. Çünkü dünyayı şekillendiren, neredeyse tüm inançların yolu bir şekilde Kudüs’ten geçer ve insanlık, insanca Kudüs’te var olabildiği ve oradan özgürce geçebildiği sürece insan olarak var kalabilir. Bu yüzden Kudüs’ü siyonizmin kalesi olarak inşa çabaları, insanlığı imha çabasıdır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatıyla dünya kamuoyuna “Kudüs” çağrısı yaptı.

Uzun zamandır merkezini kaybetmiş, gücün elinde savrulan insanlığın, bu dönemde, Kudüs merkezli, bir araya gelebilmesini ve Kudüs’ün şahsında insanlığı da ayağa kaldırabilmesini ümit ediyorum.

Bu bağlamda eli kalem tutan herkesi, özellikle asli görevi insanlığın özgürce varoluşunu gaye edinen akademiyi, Kudüs’un şahsında insanlığı savunmaya davet ediyorum. Çünkü kalemler insanlık adına yazdığı sürece umut var demektir.