Kısa adı Feda-Der olan ve Kdz. Ereğli’de örgütlü bulunan Fikir ve Eğitim  İçin Adalet Derneği yönetim kurulu ve üyeleri İş Bankası yanındaki açık alanda toplanarak Mısır’da yaşanan olaylarla ilgili görüşlerini açıklarken, iktidardan indirilen Muhammed Mursi’yi  desteklediklerini belirterek “İslami Hareket Engellenemez” slogana attılar.

Muhasebeci Necdet Can’ın başkanlığını yaptığı derneğin yönetim kurulu üyelerinden Bilal Yıldızhan’ın okuduğu açıklamada “Bizler Ereğli’de faaliyetlerine devam eden FEDA-DER (Fikir ve Eğitim için Dayanışma-Adalet Derneği) olarak buradan sesimizi ulaştırabildiğimiz herkese seslenmek istiyoruz. Seçilmiş iktidarın temsilcisi olan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi derhal serbest bırakılmalıdır. Ordu derhal kışlasına çekilerek sorumlu kişiler yargılanmalıdır. Muhammed Mursi'nin ve İhvan-ı Müslimin'in sonuna kadar yanındayız. Ümmetin kazanımlarının yok olmaması için dayan Mursi, dayan Müslüman Kardeşler, dayan Mısır diyoruz” vurgusu yapıldı.

Açıklama şöyle:

Mısır’da, başta Siyonist İsrail olmak üzere küresel istikbardan ve bölgedeki işbirlikçilerinden geniş destek alarak yapılan askerî darbe, İslam coğrafyasının Müslüman halklarını bu mübarek günlerde bir kez daha hüzne boğmuştur. Bugün içinde kadın ve çocukların olduğu 82 kardeşimiz şehit edilmiştir. Tutuklanan kardeşlerimize türlü işkenceler yapıldığı haberleri ulaşıyor. Tüm darbe ortamı sıcaklığını korurken Batı ikiyüzlülüğünü sürdürmeye devam ediyor.

Hürriyet ve Adalet Partisinin adayı olarak halk tarafından %52 oyla seçilmiş Muhammed Mursi’den yalnızca 1 yıllık görevi süresince ekonomisi ve siyasal sistemi çökmüş Mısır’ı düzlüğe çıkarma imkânsızlığı beklenmiştir. Askeri, ekonomik, bürokratik ve yargı alanlarında diktatörlük döneminin ağır kalıntıları ve engellemeleri arasında görev yapması istenen Mursi ve İhvan-ı Müslim’in teşkilatı, kurdun kuzuyu yemek niyetine benzer şekilde hem yerel hem de küresel güçler tarafından bastırılmak, boğulmak istendi.

Batılı güçlerin ve onların işbirlikçileri olan Batılılaşmış halk kesimlerinin demokrasi konusunda nasıl ikircikli bir tutum içinde olduklarını kendi yarattıkları putlarını, işlerine yaramadığı zaman nasılda yediklerini, bu olaylarda bir kez daha görmüş olduk.  Bu ülkelerin tamamının, Mısır’daki durumu tanımlarken “darbe” ifadesini kullanmaktan özenle çekinmeleri ortadayken ve ülkenin şeffaf seçimler sonucunda seçilmiş ilk cumhurbaşkanı büyük bir katliamla güpegündüz alaşağı edilmesine rağmen demokrasinin sözde havarisi kesilmiş bu güçler ısrarla Mısır’da demokrasiye dikkat çekmektedirler. Neyin demokrasisi? Hem demokrasi dediğiniz yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve ülkedeki en büyük halk hareketine karşı darbe yapıp hukuku ayaklar altına alacaksınız hem de demokrasi havarisi kesileceksiniz!

Seçilmiş bir iktidarı alaşağı eden böylesine alçakça bir darbeyi ilk önce yüz bin Suriyelinin katili olan Beşşar Esed’in, sonrasında Suudi Arabistan, BAE, Katar ve FKÖ lideri Mahmud Abbas’ın tebrik etmesi safları netleştirirken siyasal İslam’ı isteyenlerin sonunun darbe olacağını iddia eden Esed ile İran ve Hizbullah’ın yan yana duruşları da ayrı bir ibretlik tabloyu ortaya koyuyor.

Kim ne derse desin, isterse dünya kamuoyu kafasını kuma soksun ya da bilinmedik yeni oyunlar icat etsin artık bizi kandıramazlar. Yıllardır esaret altında tutulan, diktatörlükler altında işkencelerle can veren, tüm özgürlükleri ellerinden alınmış kardeşlerimiz, özgürlüğü tattılar ve bundan asla vazgeçmeyecekler. Aramıza çizilen sahte ve suni sınırlara inat bizler de kalben ve zihnen kardeşlerimizin yanlarında olacağız. Onların ödedikleri ağır bedelleri ödemesek de her daim yanlarında olduğumuzu haykırmaya devam edeceğiz. Oynanan bu oyunlar son oyunlardır. Allah’ın izni ile Müslümanlar bir kez daha dünyaya adalet sunacaktır.