Kurtuluş Savaşı'nın "tek deniz çatışmasının" silahsız kurtarma gemisi olan ve aynı ölçülerde yeniden yapılarak müzeye dönüştürülen Gazi Alemdar Müze Gemisi’ni yılın ilk yarısında 70 bin kişi ziyaret etti. Sadece Türkiye değil dünyanın pek çok ülkesinden de ilçeye gelen ziyaretçilerin uğrak yerlerinden biri Gazi Alemdar Müze Gemisi oluyor.

 

Kdz.Ereğli’de Milli Mücadele döneminde üstün zaferler gösteren ve 1982 tarihinde hurdaya ayrıldıktan sonra aynı ölçülerle yeniden yapılarak müzeye dönüştürülen Gazi Alemdar Gemisi’ni 2014 yılının ilk 6 ayı itibariyle toplam 70 bin kişi gezdi. Danimarka'da 1898 yılında 49,475 metre uzunluğunda ve 7,95 metre genişliğinde kurtarma gemisi olarak inşa edilen ve Kurtuluş Savaşı'ndaki hizmetlerinin ardından 1982'de sökülen Alemdar Gemisi, Gazi Alemdar Gemisi Yaptırma ve Yaşatma Derneği önderliğinde ilçedeki 4 tersanede orijinaliyle aynı ölçülerde inşa edilerek 2008 tarihinde dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanının da katılımı ile müze gemi olarak ziyarete açıldı. Kurtuluş Savaşı'nda "tek deniz çatışmasının" kahramanı Alemdar Gemisi’nin orduya gerekli silah ve cephaneyi Trabzon ve İnebolu'ya deniz yoluyla taşıyarak bulunduğu önemli hizmetlerini anlatan materyallerin yer aldığı müzeyi, her yıl binlerce kişi geziyor. Sahil bandına konuşlandırılan Gazi Alemdar Müze Gemisi Sorumlusu Kenan Kalyoncu yaptığı açıklamada, yerli ziyaretçilerin yanı sıra ABD, Almanya, Rusya, Hollanda, Japonya, Çin, Brezilya, İsviçre gibi dünyanın pek çok ülkesinden gelen turistlerin de müzeyi gezdiğini söyledi.

 

150 BİN ZİYARETÇİ HEDEFİ
Müzeyi 5 yılda 800 bine yakın kişinin ziyaret ettiğini anlatan Kalyoncu, "Yılın ilk yarısında da 70 bin kişi müzeyi gezdi. Özellikle dünyanın pek çok ülkesinden Alemdar Gemisi’ni görmek için gelenler bile var. Gurbetçilerimiz de yaz aylarında Alemdar Gemisi’ni ziyaret edenlerin başında geliyor. Yıl sonu itibariyle bu sayının 150 bine ulaşmasını bekliyoruz. Ramazan ayının ilk 10 günlük süresi değerlendirildiğinde ise iftar saatlerinin ardından vatandaşlarımız Alemdar Gemisi’ne akın akın geliyor. Biz de gösterilen bu yakın ilgiden son derece memnunuz” dedi.

 

-Alemdar'ın destansı öyküsü-
1914 yılında I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte kömür ocaklarının işletim hakkı Almanlar'a verilir. Buna kızan Ruslar, 2 yıl süreyle Karadeniz Ereğli kıyılarını sık aralıklarla bombardımana tutarlar. Dünya savaşının ardından Anadolu'nun, Avrupalı devletler tarafından işgal edilip paylaşılmasıyla Fransızlar Karadeniz Ereğli'ye gelirler ancak Karadeniz Ereğli'yi işgal etmeyi başaramazlar. Kurtuluş Savaşı sırasında işgal altındaki İstanbul'dan vatanseverler tarafından kaçırılan Alemdar isimli küçük bir savaş gemisi, Zonguldak'a ve Karadeniz'e hakim olan Fransızlar tarafından ele geçirilmek istenmiştir.

 

1920 9 Şubat Alemdar'ı Karadeniz Ereğli limanına getiren vatanseverler gemiyi karaya oturtmuşlar ve Fransızlara teslim etmemişlerdir. Vatanseverlerin Karadeniz Ereğli'ye sığınmalarına kızan Fransızlar, kenti işgal etmek istemişler ancak Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu başarılı olamamışlardır. Şehrin hastanesi dahil kıyıya yakın bölgelerini denizden bombalayan Fransızlar, Alemdar gemisinin gizlice yüzdürülmesi sonucunda karşı saldırıya maruz kalmıştır.

 

1921 18 Haziran Karadeniz Ereğli halkı tarafından esir alınan bazı Fransız komutan ve askerler, henüz kurulmamış olan Türkiye Cumhuriyeti ile anlaşma imzalamak zorunda kalmışlardır. Bu anlaşma, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndaki ilk uluslararası anlaşması olmuştur ve Milli Kurtuluş Hükümeti'nin kabul edildiğinin bir göstergesidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Karadeniz Ereğli halkının mücadelesi sonucu elde edilen bu başarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kazandığı zaferlerin temelini oluşturmuştur. Bu şekilde, Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve tek deniz savaşı Karadeniz Ereğli'de gerçekleşmiştir.

 

EREĞLİ’YE KAÇIRILIŞI
Tirimüjgan’nın kurtarma işi hava muhalefeti sebebiyle zorlaşınca sökülmesi kolay önemli ve değerli parçaları sökülerek Alemdar’a yüklenir ve İstanbul’a dönülerek İstinye önlerinde demirlenir. Çarkçıbaşı Üsküdar’lı Osman Bey kaçırma planını Süvari Trabzonlu Osman Bey’e açar, o bu fikri kabul eder ama kendi fazlaca yaşlıdır ve oğlu Hikmet Efendi ‘de gemidedir. Bir aileden bir kişi yeter diye gemi süvarisi evine gönderilir.7 kafadar denizci gemiyi kaçırmaya hazırlanmaktadır. Gemide kalan 8. kişi Musevi vatandaş olan gayrı Müslim kamarot Avram Efendiden şüphelenirler ve onu kamarasına hapsederler. Personel izine çıkarılmıştır firar için müsait bir zaman kollanmaktadır. Alemdar’da Kıç sancak arya edilmiş, hava karardığı için baş ve kıç fenerler yakılmış ateşçi Göreleli Yusuf kazanı fayrap etmektedir. Zaten Alemdar kurtarma gemisi olduğu için devamlı stim üzerinde bekletilmektedir, bu durumdan dolayı karakol gezen müttefik gemileri şüphelenmezler. Şiddetli yıldız karayel bacadan çıkan dumanı dağıtmakta, ateşçi bacadan kıvılcım ve ateş çıkmaması için azami gayreti göstermekte idi. Artık kazan tam sitim tutmuş harekete hazır hale gelinmiştir. Güverte nöbetçisi devamlı etrafı kollamakta diğerleri ise salonda kaçış ve seyir planlarını yapmaktadır. Milli Mücadeleye kaçış zamanı gelmiştir. Gemide kalan 7 kahraman denizci Karadeniz de olan çok şiddetli fırtınayı da fırsat bilerek 23 0CAK 1921 (Miladi 5 Şubat 1921) gecesi saat 24.00 ‘ü gösterirken vira Bismillah deyip demir alırlar, Boğazda karakol yapan müttefik gemilerin arasından geçerken megafonla sorulan sorulara, batmakta olan bir gemiye yardıma gidiyoruz diyerek işaretleşip aldatarak boğazdan çıkarlar. Dışarıda müthiş bir fırtına vardır fakat Alemdar 12 mil olan süratini ateşçinin gayretiyle zaman zaman 14 mile çıkartarak yol alırken dalgalarla boğuşmaktadır. Serdümen Recep Kahya boğaz çıkışından üç mil açıldıktan sonra 085 rotasına gelerek dümen tutar. Rota Ereğli’dir. Çarkçı Osman bey’in gözü hep boğaz tarafındadır.Boğazdan çıkıp onları yakalamak isteyecek düşman donanmasını gözlemektedir.Serdümen Recep kahyanın da gözleri ileri de Ereğli Ölüce fenerinin ışıklarını gözlemektedir,Ölüce deniz feneri kuvvetli bir fener olup 15 deniz mili mesafeden görülür zaten boğaz çıkışı ile Ereğli arası 100 mildir.Çarkçı Osman Bey boğazdan çıktıktan(Ereğli rotasına girildikten) sonra Kamarot Avram’ ın kamarasını açar milli Mücadeleye katılma yemini yaptırarak onu serbest bırakır, Avram da Milli mücadeleye katılma şerefine personele kahvelerini yapar ve sunar.Ereğli ye varıldığında Avram kelimeyi şahadet getirip Müslüman olacaktır.Ertesi sabah saat 08.00 sıralarında Kdz. Ereğli’ye varılır Ereğli kraliçe şehirdir, bu şehir binlerce yıldır denizci toplumların yaşadığı bilinen tarihi, Milattan 3000 yıl öncelerine giden doğal bir liman kentidir. Batı rüzgarları dışındaki rüzgarlara karşı,Baba burnu tarafından korunan Ereğli körfezinde, Antik çağlarda yapılmış o çağlara göre çok büyük bir mendirek de vardır.(günümüzde doldurulmuş olup balıkçı barınağı olarak kullanılmaktadır)Ereğli halkı denizcidir. Ereğli’de Alemdara katılacak denizci bulmak kolaydır. Ereğli, Kandilli kömür ocaklarının yükleme limanıdır. Ereğli’de Alemdara lazım olan yakıt bol miktarda vardır. Ereğli düşman işgalinden çarpışarak kurtulan ilçelerimizin ilkidir. Ereğli’de Ortaokul müdürü Nimet Hoca yönetiminde kurulmuş ve faaliyet gösteren Müdafayı Hukuk teşkilatı vardır. Akmanoğlu Raşit Bey başkanlığında belediye teşkilatı, Yzb. Nazmi Bey yönetiminde Liman başkanlığı, Yzb. Şükrü yönetiminde Askeri Polis ve Bahriye Müfrezesi ile Milis kuvvetleri vardır. Ereğli postanesi Telefon ve Telgraf hatları ile ana merkezlere bağlıdır. Tüm birimleri ile Mustafa Kemal Hükümetine bağlı Necati Bey yönetiminde Kaymakamlık teşkilatı bulunmaktadır. Ereğli Alemdarın sığınacağı önemli bir limandır. Yeni gelen misafirleri Ereğli halkı, liman reisi Nazmi bey ve Ereğli’de bulunan milis müfrezelerinin komutanları İpsiz Recep ve Devrekli Muharrem Alemdarı karşılar. Karşılıklı sevinç gösterileri ve tebriklerden sonra gelişleri Zonguldak Mutasarrıfına, Kastamonu ve Bolu Havalisi Kumandanlığına telgrafla bildirilir. Ereğli kaymakamı Necati bey Zonguldak mutasarrıfına, Zonguldak mutasarrıfı Nusret bey ile Ereğli askeri polis müdürü Şükrü beyde Kastamonu ve Bolu havalisi kumandanlığına durumu telgrafla bildirirler. 

 

ALEMDAR’IN TRABZONA HAREKETİ
Alemdar Kdz.Ereğli’ye geldikten sonra durum Kastamonu ve Bolu havalisi Kumandanlığına telgrafla bildirilir, oradan gelen cevaplar üzerine Trabzon’a hareket etmek için personel, kumanya ve yakıt ikmali yapılmıştır. Kumanya ikmali ile personele 10’ar lira harçlık Nimet Hoca yönetimindeki Ereğli Müdafaayı Hukuk cemiyetince sağlanmış ayrıca limandaki bir yelkenliden 80 ton kömür Alemdar’a yüklenmiştir.

 

24 Eylül 1921 de Ereğli den Trabzon’a gizlice gece yarısı harekât eden Alemdar çok kötü hava şartlarında ve maceralı bir yolculuktan sonra, Trabzon’a 29 Eylül 1921 günü Alay sancaklarıyla süslenmiş olarak girdi. Dış görünüşü değiştirilmiş Alemdar önce şaşkınlık sonra coşku yarattı. Trabzon halkının büyük bir sevinçle karşıladığı Alemdar’ın gelişinde Tümen ve Vilayet erkanı ile Milli teşekküller ve nakliyatı bahriye kadroları hazır bulundular.
Alemdar ve personeli Trabzon’da birkaç gün dinlendikten sonra Novorosiyk seferine başladı. İkinci İnönü savaşına kadar sayısız sefer yapan Alemdar’a Erkanı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi paşadan gelen tebrik ve takdir telgrafları Alemdar’ın Jurnal defterine de işlenmiştir.

 

Alemdar’a Trabzon da monte edilen topların deneme atışları yapıldı.22/5/1922 Bundan sonra Alemdar başta Şahin vapuru olmak üzere Novorosiyk den harp malzemesi taşıyan gemilere karakol ve kollama görevi yaptı. Bunlardan en önemlisi ise 1300 Ton’luk, silah ve cephane yüklü Şahin vapurunu kestirme ve değişik bir rota ile Samsun’a ulaştırırken Yunanlıların büyük zırhlısı Averof komutasındaki iki torpidoyu çeşitli denizcilik oyunlarıyla başka rotalara çekmiş ve 7/6/1922 de Şahin vapurunun yükünü Samsuna ulaştırmasıyla 26 Ağustos 1922 de kazanılan büyük zafere ulaştırılmasını sağlamıştır. Yunan donanması Karadeniz de Alemdarı ararken Şahin vapuru yüklediği 21 savaş uçağını da aynı taktikle Samsuna ulaştırıp, büyük zaferin kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Alemdar’ın Pontus çetecileri ile yaptığı mücadeleler de çok önemlidir. Nurettin paşa yönetimindeki 20 bin kişilik kuvvet dağlarda Rum çeteleriyle uğraşırken bu kuvvetlerden kaçarak Romanya ve Bulgaristan’a deniz yoluyla sığınmaya çalışan Abacı Yanko ve Sarı yani çetesini yakaladığı gibi deniz yoluyla kaçan bir çok Pontus çetesini yakalayıp resmi makamlara teslim etmiştir.

 

ALEMDAR büyük zaferden sonra da 1924-1959 yılları arasında kurtarma işlerinde sürekli olarak çalıştı. Bu arada 1951 yılında İstanbul Haliç tersanelerinde çok büyük bir bakım geçirdi, kazanları yenilendi modern kurtarma araç ve gereçleriyle donatılıp çalışmalarına devam etti.1959 yılı sonlarına doğru hizmet dışı bırakılan Alemdar bir süre tanker dubası olarak kullanıldı, Büyükdere de kıçtan kara bağlanmıştı.1964 de İsi kurt 1980 de de Aksoy firması tarafından satın alındı.1982 yılında her geminin başına gelen Gazi gemi Alemdar’ın da başına geldi. Sökülmek üzere son kez satıldı, günümüze ondan yalnız bir deniz feneri ve birkaç fotoğrafı kaldı. Tabi birde Gazi geminin kuşaktan kuşağa aktarılan hatıraları. Bu hatıraları ebedileştirmek üzere Kdz.Ereğli de kurulan Gazi Alemdar’ı Yaptırma ve Yaşatma derneğinin çalışmaları başladı.2004 yılı10 Kasımında kurulan dernek Alemdar’ın orijinaline uygun imalat projelerini Donanma Komutanlığı İstanbul tersanelerinde yaptırdı. Kdz.Ereğli belediyesi geminin konulacağı sahil şeridinin yerini tespit edip, çevre düzenlemeleri ve dolgu çalışmalarını üstlendi ve yerleşim projeleri yapıldı. İmalata başlanması için Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları imalat için gereken saçları vermeyi taahhüt etti.2005 yılı içinde yapımı tamamlanması tasarlanan ve ambar bölümünün deniz müzesi haline getirilmesi planlanan geminin imalatı bittiğinde genç kuşaklara ebediyen yaşayacak bir abide eser olarak kalacak Türk denizciliğinin ve Deniz Kuvvetlerinin medarı iftiharı olacaktır.

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)