KUBİLAY DESTANI

Kubilay ve iki bekçinin anısına:

23 Aralık 1930'dur

Gece yeşilimsi,

Dağlar ak

Bir altın çizgi gibi yerle gök

Gün doğdu doğacak

Don yoktur ama donmuştur sanki

Sarı yapraklarla kış kocaman bir yüz

Tarla çizgileri ile bir kilim işte

Menemen ovası dümdüz

Yalancı Mehdi Derviş Mehmet

Yürümüş Manisa'dan bir sarı su gibi

Beş on adamıyla Menemen'e varmak üzere

Yılan uykusu gibi

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi

Bir çınar dalı gibi yere

Sarktı yakasından anasından gelmiş

Mavi çiçek mor çiçek bir çevre

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi

Bir söğüt dalı gibi yere

Aydınlık aydınlığa yaklaşır iken

Sonsuzluğa ere ere

Düştü Kubilay'ın başsız gövdesi

Bir zeytin dalı gibi yere

Düştü cebinden bir kitap,

Açıldı göklere…

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Atatürkçü Düşünce Derneği Kdz. Ereğli Şube Başkanı Yusuf Aslan gönderdiği açıklamada, hem yeni yönetim kurulunun görev dağılımını bildirdi hem de, Kubilay’ın katledilmesiyle ilgili görüşlerini şöyle  ifade etti.

GERİCİ BAŞKALDIRI

 Türkiye Cumhuriyeti; milletimizin, büyük Atatürk’ün eşsiz liderliğinde yedi düvele karşı verdiği mücadelenin onurlu bir sonucudur. Milletimizin, çağdaş dünyada saygın bir konum edinmesini sağlayan Cumhuriyet; tüm mazlum milletlere de ilham kaynağı olmuştur. Ancak, yüzyıllar boyu süren saltanat yönetimiyle dünyadan kopuk bir toplum haline dönüştürülen milletimize; ışıklı ufuklar açan Cumhuriyetin, özellikle laiklik ilkesi, ilk günden beri açık ya da gizli bir saldırı altındadır. Cumhuriyetin getirilerine bakıldığında, adım adım laik ve çağdaş bir devlet modeli oluşturulacağının kesin işaretleri vardır. Yüzyıllar boyu insanlarımızın eğitimsiz, cahil ve dünyadan kopuk bıraktırılmış olmasından beslenen karanlık, gerici ve işbirlikçi kesimler; etkilerini gün ve gün yitirdiklerini görmüşler, ayaklanmışlar ve kanlı olaylara neden olmuşlardır.

Bu bağlamda; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında; Şeyh Said’in 1925’de başlattığı isyandan sonraki en acı ve en önemli olay; 23 Aralık 1930’da, Menemen’de Asteğmen Kubilay’ın başının kesilmesiyle gerçekleşen gerici başkaldırıdır.

DERS NİTELİĞİNDE

“Şeriat isteriz”, “hilafet ordusu Menemen’e girmek üzeredir”, “kâfirlere ölüm” sloganlarıyla Cumhuriyetin temsil ettiği değerlere yönelik kanlı meydan okumada, esasen kesilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın başı değildir. Bu ayaklanma ile laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin başı kesilmek istenmiştir.

Büyük kurtarıcı ve devletimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; Menemen olayından sonra ( 28 Aralık 1930) yaptığı çarpıcı açıklama, ders niteliğindedir: 

“Gericilerin yaptığı bu açık vahşet karşısında, bütün cumhuriyetçiler ve yurtseverler utanmalıdır.  Çünkü, bu olay acı olduğu kadar hepimiz için utanç vericidir.”

Kubilay, Cumhuriyet kazanımlarını savunurken verdiğimiz bilinen ilk şehidimiz olmakla birlikte; aynı olayda şehit olan Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’yi de hatırlamak vatan, namus borcudur.

Cumhuriyet tarihimizde Devrim Şehitleri unvanı sadece Kubilay’la, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile sınırlı kalmamıştır. Cumhuriyetin ışığını söndürmek; milletimizi gerici ve karanlık zihniyete teslim etmek için emperyalist güçlere hizmet eden odaklara karşı, canı pahasına mücadele veren aydınlarımız da haince katledilmiştir.

CUMHURİYETİN YOK EDİLMESİ

14.12.2019 tarih ve 30978 sayılı Türkiye Cumhuriyeti’nin Resmi Gazetesi’nde yayımlanan “Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun faizsiz finans kuruluşlarının bağımsız denetimiyle ilgili etik kuralları”, Menemen’de gerçekleşen gerici ayaklanmanın ve laiklik karşıtlığının geldiği son noktayı göstermektedir. Bu kararlar Laik Cumhuriyetin yok edilmesi anlamını taşımaktadır.

Bu nedenle Kubilay’ın şehit edilişinin 89. Yıldönümünde milletimize ve tüm duyarlı kurum ve kuruluşları, laik ve demokratik Cumhuriyetimize sahip çıkma mücadelemize güç vermeye çağırıyoruz. 20 yıllık siyasi iktidar Laik Cumhuriyeti yok edemeyecektir. Bu yolda gerekirse can veririz asla ödün vermeyeceğiz.

ARAP DÜNYASINA ÖZENEN SİYASİ İKTİDAR

Son olarak İstiklal Marşı’mızın Arapça okunmasını kabul etmemiz de mümkün değildir, uzun bir süredir Arap dünyasına özenen siyasi iktidarı uyarıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ni bir Arap devleti haline dönüştüremeyeceksiniz. Türk Milleti ve Atatürkçü Düşünce Derneği, kimliğine ve laikliğe sahip çıkacaktır.

Devrim Şehidimiz Kubilay başta olmak üzere; Bekçi Hasan’ı, Bekçi Şevki’yi ve bugüne kadar şehit verdiğimiz tüm aydınlarımızı; bağlılık ve şükran duygularımızla anıyor; davalarının davamız, yollarının yolumuz olduğunun bilinmesini istiyoruz.

YENİ YÖNETİM KURULU GÖREV DAĞILIMI YAPTI            

Yusuf Arslan (Başkan)

Yeliz Özakın Armağan (Başkan Yardımcısı)

Faide Aydın (Sayman)

Resmiye Arslan (Sekreter)

Osman Nadir İnce (Gençlikten sorumlu başkan yardımcısı)

Songül Kaya (Yönetim Kurulu Üyesi)

Özlem Karaca (Yönetim Kurulu Üyesi)