Televizyonları açıp, gazetelere baktığınız anda…

İnsanın nevri dönüyor, kanı donuyor…

Duyduğunuz, okuduğunuz haberlere inanamıyorsunuz…

Pompalılarla kedileri, köpekleri katledenler… Hayvanların bacaklarını kesip, gözlerini oyanlar, tecavüz edenler…

Bakın en son da Ilgın’da adamın biri çıkmış, gürültü yapıyor diye komşusunun eşeğini av tüfeğiyle vurmuş…

Hayvana işkence yapan, öldüren insana ne yapmaz ki?

Yapıyor da…

İşte bakın hemen her gün Türkiye’nin dört bir yanında çocuklar kaçırılıyor, tecavüz ediliyor, öldürülüyor…

8 yaşındaki Eylül tecavüz edilip, öldürüldü…

Ağrı’da kaybolan 4 yaşındaki, güzel gözlü Leyla’da 18 gün sonra ölü bulundu…

Gazetelerde başka çocukların da kayıp olduğu ve arandığına dair haberler var…

Bir yandan da öz be öz çocuklarına dahi cinsel tacizde bulunan babalar, akrabalar…

Ne yapacağız yani, çocuklarımızı bu sapıklardan nasıl koruyacağız… Sapık evdeyse, hemen yan komşuysa ya da tanıdığımız, sohbet ettiğimiz insan kılığındaki canilerse…

TÜİK’in verilerine göre; son 8 yılda (2008-2016arası) resmi kayıp müracaatı yapılan çocuk sayısı 104 bin 531’e ulaştı… Ve bu sayı her geçen gün daha da artıyor…

Birgün gazetesinde yayımlanan Hüseyin Şimşek’in haberine göre bu rakam; 31 bin nüfuslu San Marino, 36 bin 656 nüfuslu Lihtenştayn ve 56 bin 810 nüfuslu Grönland’ın da aralarında bulunduğu 16 ülkenin nüfusundan daha fazla…

Aile içi mutluluktan da payını alıyor çocuklar… Ve biliyor musunuz; öylesine mutlu ki aileler… Çeşitli nedenlerle ailelerinden kaçarak sokaklara düşen çocuk sayısı da, 26 bin 168 olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor…

Yani sadece kadınlara değil çocuklara yönelik fiziksel ve cinsel şiddet de maalesef endişe verici boyutlara ulaşmış durumda…

Okumuşsunuzdur gazetelerde… Zonguldak’ta yeni seçilen Vekiller Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz mazbatalarını almak için Adliye’ye gittiklerinde İl Seçim Kurulu Başkanı da olan Birinci Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Huriye Gülen, adeta isyan etti…

Minik Eylül’ün kaçırıldıktan sonra öldürülmesine çok üzüldüğünü belirten Yargıç Gülen, her canın önemli olduğunun çocuklara öğretilmesi gerektiğinin özellikle altını çizerek şunları söyledi:

Gerçekten çok kötü durum. Adam daha önce de köpeğe tecavüz etmiş düşünün. Önce hayvandan başlıyorlar sonra insana yöneliyorlar. Bu kadar ahlaksızlar. Her canın önemli olduğu çocuklara öğretilmiş olsa bu sancılar yaşanmaz.”

Sayın yargıç haklı…

Çocukları doğurmak, dünyaya getirmek marifet değil, en önemli mesele onları topluma yararlı, sevgi dolu “insan”lar olarak yetiştirmek…

Ama üçüncü sayfa haberlerine bakınca tamamen aksinin yaşandığına tanık oluyoruz…

Şiddet almış başını gidiyor…

İzmir Ödemiş Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü’nü iki öğrenci öldürmüştü geçenlerde. İP ve UY adlı bu öğretmen katilleri hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla dava açıldı… İddianamede gördük ki, okul müdürü Ayhan Kökmen’i vuran bu iki öğrenciden birinin babası azmettirmiş…  UY’nin babası BY’nin “Canınızı sıkanı vurun. Ben size içerde bakarım” dediği ve azmettirdiği iddianamede yer aldı…

Böyle bir ebeveynin çocuğunun nasıl olması beklenir ki?

Olaylara bakınca ülkede yaşanan psikopatlıkta sınır olmadığını görüyorsunuz. Bakın Aydın Germencik’te de 17 yaşındaki kapı komşusu iki genç kavga etmişler. Büyüyen tartışmaya ailelerde karışınca silahlı kavgaya dönmüş. Bu sırada 19 yaşındaki Emrullah A. evden aldığı pompalı tüfekle 50 ve 63 yaşlarındaki iki komşusunu yaralamış…

Olay böyle bitmiş mi sanıyorsunuz…

Hayır…

Babaları Aydın A., 19 ve 17 yaşındaki oğulları Emrullah A. ile Hamza A.’yı yanına alıp otomobile binmiş ve yaralı halde yerde yatan Erol ve Alim K’yi ezerek öldürmüş…

Daha 27 Haziran’da yaşandı bu korkunç olay…

Gaziantep’te dürüm ısmarlayan ve 7 TL.’yi ödememek için getiren genci öldüren mi dersiniz, polisten kaçmak için bindiği taksinin benzini bitince taksiciyi öldüren mi dersiniz…

Yani tüm bu haberlere bakınca insan ister istemez “Ne çok manyak var” bu ülkede diyor… Ve beyler gözaltına alınıp, kısa sürede serbest kalan bu manyaklar her geçen gün çoğalıyor…

Ya bu manyaklara göz yumulup ah ah, vah vahlarla zaman geçirilip, ülkenin daha da yaşanmaz hale gelmesi seyredilecek ya da en yetkili koltukları işgal edenler ülkenin psikologlarını, sosyologlarını, psikiyatrislerini, duyarlı hukukçularını, tüm ilgililerini toplayıp konuyu masaya yatıracaklar ve canilikleri önleyici tedbirler alacaklar…

Çareler, çözümler üretecekler…

Yok bunun başka yolu…

İyi haftalar

Umut Vakfı