İnsanoğlu var olduğundan bu yana hep şaşkınlık yaratan olayların  içinde kalmıştır.

“Of!” çektirir.

Can yakar.

Kahır mektuplarını sayfa sayfa döktürür.

Onun  adı vefasızlıktır.

Nedense ve hep  yakın noktadan başlar.

“Olamaz, inanmam” sözlerini çığlık attırarak söyletir.

Gazdan ayağını hiç çekmeyip, fren de yaptırmaz.

Her yerde ve her şekilde karşınıza çıkar ve tokmak olup kafanıza vurur vurur  gider.

Ayrımsızdır.

Nankörlüktür.

Alçaklıktır.

Makam mevki dinlemeden ortaya çıkmaya alışıktır.

Sonradan görmelerin  açık kartvizitidir.

Ve en ilginç olanı da; bir çok  olay ve  ortamlarda çokça bulunmasıdır.

 

Vefa ve vefasızlık kardeş gibidir.

İyi kardeş, kötü kardeş.

İyiden yana olmak elbette olması gerekendir.

Vefalı olmak insan olmaktır.

Arkadaşlıktır.

Kardeşliktir.

Eştir.

Akrabalıktır.

Yaşamdır.

Anadır, babadır, sevdadır.

Sevgilidir.

Bundan dolayı özeldir.

Tatlıdır.

İnsan olmanın demidir.

Mutluluktur.

Ve güzel örnek olarak türü de –ne yazık ki- çok azdır.

 

 

O’nun adı Vefa.

Soyadı da Karakurdu.

Kandillili Erdal Abi’mizin oğludur.

Alçakça bir saldırıda al kanı düştü  toprağa ve şehit oldu İstanbul’da Vefa Karakurdu.

Kan gölüne Vefa’mızı da kurban verdik işte diğer şehitlerimiz ile birlikte.

Can yandı, canımız ağladı.

Vefa’nın doğum yeri Karadeniz Ereğli’ye sirenler çalarak gelen  konvoyla cenazesi geldiğinde döküldü gözyaşları meslektaşından.

Ana ağladı, baba ağladı, eş ağladı, çocukları ağladı.

Ereğli ağladı Vefa’sının ardından.

Taşkömürü  kaşifi Uzun Mehmet’in Kestaneci Köyü’nde (mahalle) toprağa verildi  binlerin gözyaşları arasında gömdüler Vefa Karakurdu’nu.

Vefa olarak hep yaşayacak/yaşatılacak.

Ama…

Bu ülkeye ihanet eden vefasızlar;  diğer tüm alçaklar gibi, nankörler gibi, kalleşler gibi, şerefsizler gibi hep lanetle anılacaktır.

Lanet olsun tüm vefasızlara.

Lanet!

 

Ne de güzel isimdir Vefa.

Şandır, şereftir, onurdur, erdemdir.

Bu nedenle “Vefa” adı çok ama çok özeldir.

O özellerden biri de Vefa Karakurdu’dur