“Bürokratlar ve bakanlar her zaman maalesef bir kere cahil oldukları için, bazen tam manasıyla cahil oldukları için, ikincisi de medeni cesaretleri olmadıkları için, böyle bir şeyi kendi üstlerinde ki Cumhurbaşkanına söyleyemiyorlar.”


*Zonguldak’ın bu değerli kömürünü enerjiye çevirip elektriğe çevirip harcaması esasen bir lükstür. Bu kömür Türkiye’nin çelik ihtiyacını karşılaması gereken bir kömürdür.


*Erdemir gibi iki tane daha Erdemir’e ihtiyaç var şuanda Türkiye’de. Yani bir tane değil iki tane. Çünkü Türkiye şuanda Erdemir’den üretilenin iki katını ithal ediyor saçta. Durum budur. Biz bunu seneler öncesi söyledik, bunun için Filyos Projesini geliştirdik,


*Zonguldak’ın bir kere yeniden yapılanmaya ihtiyacı var, yapacağı ilk şey her şeyden önce mevcut olan 1 milyar ton üzerindeki taşkömürünü çıkarmak bu kömürü şuanki düştüğü üretim seviyesinden 5 milyon ton asgariye çıkarmamız lazım.

Eyüp Bektaş’ın haberi: Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun  (TTK) müesseselerin ayrılarak özelleştirilmesi ile ilgili hükümet tarafından başlatılan çalışmalara madenciler öfke ile karşı dururken, TTK’da yetkili sendika Genel Maden İşçileri Sendikası’nın düzenlediği “Taşkömürü ve Demir Çelik” konulu panelde konuşan Sencer İmer, konunun tüm taraflarına çözüm yolunu gösterdi. Son dönemde sendikacı ve siyasetçilerin alternatif çözüm önerileri de üretmediği süreçte ağızlarına bile almadıkları “özerkleştirme” yi  Sencer İmer örnek vererek anlatırken, taşkömürünün enerji üretiminde kullanılmasını da lüks olarak niteleyip, yeni demir çelik fabrikalarından söz etti.

Sencer İmer’in içinde bulunduğumuz süreçte, “tarihi uyarı” ve “tarihi çözüm önerisi” olarak değerlendirip, konuşmasının tam metnini kayıtlardan deşifre ederek sizlere sunuyoruz. Daha önce yayımladığımız “Rafta Unutulan Reçete” başlıklı TTK A.Ş’nin kurulması kanun teklifinin de taraflarca mutlaka yeniden okunmasını  Sencer İmer’in açıklamalarıyla örtüştürerek öneriyoruz.

SENCER İMER’İN KONUŞMASI

Bugün önemli bir hadiseye şahitlik ediyoruz. Çünkü Zonguldak Türkiye’nin en eski sanayi bölgesidir ve en eski madenci bölgesidir. Osmanlı Devleti zamanında buranın bütün Osmanlı Devletinin kömür ihtiyacını karşıladığını biliyoruz, Genç Cumhuriyetin en önemli kayrağı Zonguldak olmuştu ve Zonguldak aynı zamanda Türk Demir Çelik Sanayinin de merkezi olmuştur. Karabük Demir Çelik Fabrikaları Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1937 senesinde temeli atılarak yapılmıştı. Ondan sonra Karabük Türkiye’nin çelik sanayide okulu olmuştur. Ereğli Demir Çelik Fabrikaları rahmetli Adnan Menderes tarafından 1957’de karara bağlanmış, Fatin İşli Zorlu o zamanlar Dış İşleri Bakanı 1960 27 Mayıs hareketinden sonra da 1962 senesinde tekrar temeli atılarak 1965 senesinde Erdemir faaliyete geçmiştir. Daha sonra kurulan İskenderun Demir Çelik Fabrikaları da 1970 senelerinde  başlanmış 80 de yavaş yavaş devreye girmiştir. O da Sovyetler Birliği tarafından kurulmuştur.

DEMİR ÇELİK SANAYİ DURUR

Şimdi Türkiye’nin bu demir çelik fabrikaları cevher ve kömürle çalışırlar ve buranın taş kömürü ihtiyacını karşılamak üzere Zonguldak düşünülmüştür. Çünkü Türkiye herhangi bir şekilde dışarıdan kömür alamazsak ambargoya uğrasa başka bir durumla karşılaşsa demir çelik sanayi anında durur. Bunu harekete geçirebilecek tek kaynak burasıdır Zonguldak’tır. Dolayısıyla Zonguldak’ta koklaşabilir taş kömürü kesinlikle kullanılmalıdır ve bugünkü teknoloji de yüksek uçuculuğu olan bu kömürün düşük uçuculuğu kömürlerle kullanıldığını, benim de başkan yardımcısı olarak görev yaptığım Erdemir’de ortaya koyduk.

KÖMÜRÜN ELEKTRİĞE ÇEVRİLMESİ LÜKSTÜR

Hatta üretilen bu kömür ileri teknolojilerde yeni fırınlarda enjeksiyon yoluyla kömür tozu da üretilerek kullanılabilmektedir. Yani Zonguldak’ın bu değerli kömürünü enerjiye çevirip elektriğe çevirip harcaması esasen bir lükstür. Bu kömür Türkiye’nin çelik ihtiyacını karşılaması gereken bir kömürdür.

 Şuanda Türkiye’nin entegre demir çelik fabrikalarının yaptığı üretim 10 bin ton civarında ark ocakları dediğimiz hurdayı eriten yani Türkiye, Dünyanın en büyük hurda ihracatçısıdır, bunu koyduğunuz zaman da 30 milyon ton civarında bir üretimimiz var. Yani toplam çelik üretiminin Türkiye’de yüzde ancak 25 ini biz entegre demir çelik fabrikalarından yapıyoruz, yüzde 75 ini ark ocaklarından yapıyoruz. Halbuki tüm Dünyada bu tam tersi  yani Türkiye burada sağlıklı bir durum temsil etmemektedir. Nitekim ki bugünkü ark ocakçılar büyük zarar içerisindeler, çünkü demir çelik fiyatları düştüğünde gördüler ki cevherle kömüre dayalı yapılan üretim daha iyi daha ucuz. Yani dünyada yüzde 70’lik cevher ve kömürden %30’u ancak hurdadan yapılır. Türkiye tam tersi istikamete gitmiştir. Bunun en büyük sebebi de şudur yine özelleştirmeyle ilgilidir 1 ton çelik üretmek için entegre demir çelik fabrikalarında Erdemir, Kardemir, İsdemir gibi kurmak isterseniz 2 bin dolar yatırmanız lazım. Ama ark ocağına 200 dolar yatırmanız lazım. Aradaki fark budur. Dolasıyla da sonra bu duruma düşmüştür. Yani düşük yatırımlar ağır maliyet ve bunun sonunda içine düştüğümüz durum.

Ve bir şey daha söyleyeyim, Türkiye’nin sac yani yassı mamule ihtiyacı vardır ve hurdadan üretilen sac hiçbir zaman cevher ve kömürden üretilen sac ile eşdeğer değildir.

UÇAK GEMİSİ İÇİN 2-3 TANE DEMİR ÇELİK FABRİKASI KURULMALI

Türkiye geçenlerde bir filika treni denize indirdi Sayın Cumhurbaşkanı uçak gemisi yapacağımızdan bahsetti bütün bu işleri yapabilmek için şuandaki Başbakan da biliyorsunuz Gemi İnşaa Mühendisidir, yapabilmek için Erdemir gibi iki tane daha Erdemir’e ihtiyaç var şuanda Türkiye’de. Yani bir tane değil iki tane. Çünkü Türkiye şuanda Erdemir’den üretilenin iki katını ithal ediyor saçta. Durum budur. Biz bunu seneler öncesi söyledik, bunun için Filyos Projesini geliştirdik. Filyos aynı zamanda Zonguldak’ın da ayağa kalkmasında gerekli olan bir projeydi. Çok büyük bir liman 25 bin ton kapasitede ve aynı  zamanda orada bir termik santral ama yeni bir demir çelik fabrikası biz bunun için Karabük dedik. Bu arazi Rahmetli Ecevit tarafından tahsis edildi, gerekli bütün mücadeleler yapıldı, ben o zaman Kardemir’in yönetim kurulu başkanıydım ve biz bütün müsaadeleri aldık, kurulacakken maalesef bir değişiklik oldu ve yabancı sermaye de dahil edilebilirdi bu işe proje kaldı gerçekleştirilmedi. Şuanda devlet Denizcilikle uğraşan Bakanlığa Ulaştırma Bakanlığına geri döndü, yani özellikle çoktan yapılması gereken bir iş yapılamadı. Bununla neyi demek istiyorum,

ÖZAL “KAPATACAĞIZ” DEDİĞİNDE, BAKANLAR VE BÜROKRATLAR “DOĞRU SÖYLÜYORSUNUZ” DEDİLER.

Zonguldak’ın bir kere yeniden yapılanmaya ihtiyacı var, yapacağı ilk şey her şeyden önce mevcut olan 1 milyar ton üzerindeki taşkömürünü çıkarmak bu kömürü şu an ki düştüğü üretim seviyesinden 5 milyon ton asgariye çıkarmamız lazım. Zaten bizim ihtiyacım olan kömür de şuanda 6 milyon ton civarında ve üretimi arttırıp  yeni Erdemir’leri kurduğumuzda ki kuracağız bu 12 milyon tona falan çıkacak. Yani o zaman Zonguldak Türkiye’nin mitolojik kömür ihtiyacını karşılayan çok önemli bir kurum haline gelecek. Yani bu kömür elektrik üretmek için diğer kömürler gibi yakılarak ortadan kaldırılmayacak, bu çok önemli. Sonra biz İnceleme Kurulu Raporu ki bunu Genel Maden İş Sendikası basmıştık, rahmetli Şemsi Denizer o zaman görevliydi ve kendisini anıyorum buradan tekrar. Ve bu hadise buradan ortaya çıkmadan önce ben rahmetli Özal’ın da danışmanıyım. Demir Çelik Genel Müdürü olduğum dönemde zannediyorum 1990 senesinde olacak rahmetli Özal Cumhurbaşkanı ve beni de danışmanı olduğum için davet etti Çankaya köşküne. Orada ortada kendisi oturuyor, sol yanında ben oturuyorum benim yanımda bürokratlar oturuyor, karşıda da bakanlar oturuyor, saat 14:00 de başladı görüşme Özal dedi ki biz Zonguldak’ı kapatacağız dedi. Baktım bürokratlar evet efendim çok doğru söylüyorsunuz, kapatmak lazım dediler. Ya bu yağcılık çok kötü bir şey tabi. Bakanlar da aynısını söylediler.

 Özal bana döndü “sen ne diyorsun?” dedi.

“ Kapatamazsınız efendim” dedim.

“Nedenmiş?” dedi?

“ Efendim kapatamamanız sebebi şudur dedim, Zonguldak’taki taşkömürü rezervi 1 milyon ton civarında şuanda 2.5 ton milyon civarında üretim var, bu 5 milyon tona da çıkarılabilir. Bu stratejik taş kömürü rezervidir, ve Türkiye’nin 150 senelik maliyecilik ve yer altı madenciliği tecrübesinin biriktiği yerdir. Bunu kapattığınız halde bütün bu tecrübe hepsi ortadan kalkar bunu yapamazsınız. Bir daha canlandırmak isterseniz çok büyük paralar harcarsınız” dedim.

Bakanlar ve bürokratlar sözümü kesmek istediler, “ bir dakika durun ya dedi adam konuşsun” dedi.

Sonra dedim ki “efendim sosyal boyutu şuanda burada 20 bin tane işçi çalışıyor siz de biliyorsunuz ki Planlamacı olarak yeraltında çalışan bir maden işçisinin yarattığı istihdam 13 yani 20 yi 13 le çarparsak 260 bin adam eder dedim. 260 bin adam 260 bin aile demektir dedim, 1 milyon insana tekabül eder dedim, siz bu insanları bir anda ortada bırakacaksınız dedim, peki bunlara hangi alternatifi sunuyorsunuz dedim, hiçbir alternatif. Bu mümkün mü dedim? Mümkün değil. Almanya bunu yaptığı için dedim azaltırken bile dedim ki 1200 metreden kömür çıkarıyor Almanlar siz daha 300 metreyle uğraşıyorsunuz dolayısıyla sizin böyle bir şey yapmaya sosyal politikalar açısından imkanınız yok.”

Ama dedi  “sen öyle diyorsun ama Almanların parası var” dedi.

“Efendim bu para meselesi falan değil siz daha çok para harcarsınız dedim. İşsizlik parasından tutun da dedim yaratılacak sosyal dertleri düşünüldüğünde Zonguldak’ı yok ettiğinizde böyle bir durumla karşılaşırsınız dedim. Bunu yapamazsınız dedim. O zaman dedim Zonguldak’ta bir kömür üreteceksiniz maliyeti düşürecek tedbirleri alacaksınız artı yeni yatırımlarla Zonguldak’ın yeniden yapılanmasını sağlayacaksınız işte Filyos Projesini yapacaksınız dedim.”

16:30 da toplantı bitti Özal’ın öyle bir huyu vardı bittikten sonra kapıya gider herkesin elini sıkardı güle güle derken benim elimi iki eliyle yakaladı dedi ki  “Sencer çok haklısın kapatmayacağız” dedi bitti olay bitti.

BAKANLAR VE BÜROKRATLAR CAHİL !

Bakın burada şunu görmüş oluyoruz bürokratlar ve bakanlar her zaman maalesef bir kere cahil oldukları için bazen tam manasıyla cahil oldukları için ikincisi de medeni cesaretleri olmadıkları için böyle bir şeyi kendi üstlerinde ki Cumhurbaşkanına söyleyemiyorlar. Acaba bugün durum farklı mı dersiniz. 

Ondan sonra zaman geçti 1994 senesi geldi, 94 senesi geldiği zamanda o zamanın Başbakanı  Tansu Çiller hanımefendi yanında değerli dostumuz Karayalçın Başbakan Yardımcısı. Karabük’ün kapatılması Armutçuk ve Amasra’nın kapatılması Zonguldak şubesi gibi kararlar aldılar. Biz buna itiraz ettik ve o zaman iki tane komisyon kuruldu Bir tanesi Karabük İnceleme Komisyonu onun raportörü bendenizdim Önay Alpago hanım da o zaman Devlet Bakanıydı siyasi başkandı bir de TTK ile ilgili bir komisyon kuruldu. Onunda Raportörü bendenizdim ve Önay Hanımda siyasi başkandı . Onun neticesinde Karabük dosyası hazırlandı alternatifler ortaya kondu ve ona dayanılarak Karabük özelleştirildi ve işçiler yüzde 51 sermayeye sahiptiler ve Türkiye’de bugün Karabük kâr eden raylar üreten profiller imal eden bir tesis haline geldi. Ve ayakta kaldı büyük iktisatçının söylediği olmadı. Yani burada Tansu hanımı kasıt ediyorum. Hani bizim oğlan döner döner bina olur bizim iktisatçılar da döner döner aynı şeyi söylüyorlar. Çünkü işin içini bilmedikleri için şeytanın detayda yattığını  bilmedikleri için cahil oldukları için bu konularda yanlış sonuçlara varıyorlar. Ve insanları da yanlış yönlendiriyorlar. Bu olmaz.

21 YIL ÖNCEKİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Biz ikinci rapor olan Taşkömürü raporunu ortaya koyduk 95 senesinde bu rapor maalesef yerine gelmedi bunun mantığı şuydu

ÜRETİM 5 MİLYON TON/YIL OLMALI

1-      Mevcut olan üretimi nasıl arttırırız bunun için yatırımlar yapılması lazım özellikle şunu söyleyebilirim 0 ile -300 kodu arasındaki maden 1800 yıllarından beri işlenmiş ve hemen hemen bitmiş durumda -300 ile -600, -700 arasındaki olan madende bu büyük potansiyel duruyor o halde ne yapmak lazım. Yeni kuyular açmak ve bu üretimi 5 milyon tona çıkarmak lazım. Türkiye’de maliyete bakmadan bunu artık bunu arttırdığınız zaman işçi almanız lazım yeraltında üretim işçisi ve aynı zamanda hazırlık işçisi ve aynı zamanda başka hizmetler belki yer üstündeki bazı hizmetleri özelleştirebilirsiniz bunu yapmıştınız zaten biz de bunu önermiştik burada. O zaman demek ki yapılması gereken şey yatırım artı işçi almaktır. Hiç bir şey yapmamak zarar vermek olur. Bu çok yanlış olur.

 

KOK FABRİKASI YAPILABİLİR

 

2-      Bu kömürün katma değerini Zonguldak’ta bırakmak yani katma değeri başkası yemeyecek. Nedir bu mesela toz kömür bunu paketleyerek bunu değerini almak değil mi? Ayrıca kok fabrikası pekala olabilir kok fabrikası yaptığınız takdirde hem bunu kok kömürü haline getirirsiniz buradan çıkan gaz kok gazı yani bunun içerisinde çok değerli bir takı yan maddeler vardır Almanya’yı Almanya yapan kömür sanayidir. Ruhr Havzasıdır, Bayer Firmasıdır bütün ilaçları bütün boyaları hepsi kömürden elde edilmektedir. Dolayısıyla Zonguldak’ın bunu çoktan yapması lazımdı. Hala yapmadı. Artı buradaki en önemli şeylerden bir tanesi bu kömürün yıkandıktan sonraki kullanılan özellikle lavvar atığı dediğimiz ürünün değerlendirilmesinde Çates’de bu kömürü yaktığımızda elde ettiğimiz elektrik enerjisini katma değerini biz Zonguldak’a almış olsak o zamanki fiyatlarla  80 milyon dolarlık katma değeri alıyor ve zarardan kurtuluyorduk. Bu da çok önemli. Niye onun katma değerini bir başkasına vereyim? Niçin? Siz bunu başkasına verdiğiniz zaman o başkası cebine indirirken taşkömürü kurumu yeni madencilikle ilgili alanına para aktarıyor mu? Hayır o halde biz aktaracağız bunu.

 

TTK’YA ÖZEL KANUN

 

Taşkömürü kurumunun mutlaka kendi kendine hareket eden tıpkı Erdemir gibi bir kurum olması lazım. Yine devlet sermayeli fakat kendi kendine hareket eden bir kurum. Bu yapılabilir özel bir kanunla. Türkiye Petrolleri Anonim ortaklığı nasıl ki bunu yapıyorsa taşkömürü kurumu da bunu yapabilir. O zaman kararları kendisi alır ve uygular. Devlet bunun arkasında olabilir devlet sermayeli olmasının sebebi güvenceden ileri gelmektedir iş güvencesinden dolayısıyla bu kaynak değerlendirildiğinde burası zarar etmez kâr eder.

 

KÖMÜR İTHAL EDİLECEKSE TTK ETSİN

 

Artı başka bir şey daha söyleyeyim. Buranın yan ürünü olarak ortaya çıkacak olan şeylerden bir tanesi eğitimdir. Bu eğitim madencilikle ilgili olan eğitimdir özellikle bu yeni madencilikle ilgili olan eğitim hizmeti alan insanlar dünyada başka yerlerde de pekala kömür işletebilir. Türkiye şuanda 30 milyon ton kömür ithal etti eğer Zonguldak olsaydı belki 25 milyon ton ithal edecekti. İleride bu 50-60 milyon tonlara çıkacak. Türkiye’nin kömür ihtiyacı arttığı için ve ileride her şeyden önce kömürün payı dünya yassı üretiminde bir numaralı hale gelecek yani önümüzdeki 30 -40 yıl içerisinde bunun payı yüzde 30 olacak. Enerji ajansının tespitleri bu yönde.  Böyle baktığımız zaman da demek ki Zonguldak Türkiye için vazgeçilmez bir yer. Öz kaynağa dönme açısından eğitim açısından o zaman kömür ithal edecekse TTK ithal etsin bu kömürü başka ülkelerde kömür madenleri işletsin Avusturalya’da da Kolombiya’da da başka yerde de bu olabilir. Siz bu yeteneğe ve bilgiye sahipseniz bu tecrübeye sahipseniz bunu dünyanın her yerinde kullanabilirsiniz. O zaman işte bu Almanların ve Amerikalıların onların bunların yaptığı işi yapmış oluyorsunuz.

 

KÖMÜR ÇELİK SEKTÖRÜ BİRARADA OLMALI

 

Yani dünya üzerinde operasyon ediyorsunuz. İşte dünya üzerinde devlet sermayesiyle başarılı olan şirketlerden bir tanesi hangisidir biliyor musunuz? Türkiye Petrol Anonim Şirketleri Brezilya’daki Huda’nın Madam Russefel’in ki onlarca sendikacıdır onların başına gelen felaketler bir noktada başka büyük enerji şirketlerinin oyunlarıyla ilişkilidir. Bunu ileride tarih yazacaktır. Gördüğünüz gibi dünya üzerinde kıyasıya bir mücadele var. Onun için bizim yapmamız gereken şey bu kıyasıya mücadelede devletin bu kuruma ve bu kömür madenine Türk milleti adına Zonguldak adına sahip çıkmasıdır. Bu sahip çıkmak yalnızca işçi alarak olmaz,  yatırım yaparak olur stratejik planlama yaparak olur, kömür ve çelik enerji sektörünü bir arada tutarak olur, özel sektöre de gereken yer verilir, çoktan olması gereken bir Filyos projesi hayata geçirilir.

 

MADEN MAKİNALARI İÇİN YENİDEN KOLLAR SIVANMALI

 

Bu arada aşağıda kullanılan elektrikli makinaları imal eden burada bir makine atölyesi veya fabrikası var. Merkez Atölyesi. Şimdi bu atölyede birikmiş olan tecrübe pekala genişletilerek arttırılarak dünyaya ihraç edilerek yeni ürünler şeklinde de dönüştürülebilir. O halde yapmamız gereken şey tekrar kolları sıvayıp yeniden bu işe başlamaktır.

 

ÖZERKLİK YASASI BİR AN ÖNCE ÇIKMALIDIR

 

 Ve Türkiye Taşkömürü Kurumuna bu özerkliği verecek yasanın da devlet kurumu olarak bir an önce çıkması gerekir. Devletin bir an önce bunu anlaması gerekir, Ankara’da oturarak bundan haberi olmayan danışmanların bundan haberi olmayan bakanların aynen rahmetli Özal zamanında olduğu gibi o örneği mahsus verdim o zaman bunu yapmak için sizin Zonguldaklılar olarak ve bunu bizzat yaşayan Genel Maden İşçileri Sendikası olarak değerli Türk madencileri ve Türk emekçileri olarak buna cevap vermeniz destek vermeniz lazım. Biz de bilim adamı olarak eski yöneticiler olarak elimizden gelen ne varsa bunu ortaya koymaya hazırız.