Klasik Osmanlı ve tasavvuf müziği konusunda uzun yıllardır gerçekleştirdiği konserler ve yayınladığı albümlerle, hem uluslararası bir üne kavuşan Neyzen Kudsi Erguner’in, Fahri Doktora Töreni ve Konser için Türkiye’ye geliyor.

Kısa adı BEÜ olan Bülent Ecevit Üniversitesi’nden konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle:

Geleneksel Türk müziğine evrensel bir boyut kazandıran çalışmaları ile dünya çapında saygı gören ünlü Ney üstadı Kudsi Erguner’e, Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu tarafından fahri doktora payesi verilmişti. 1973 yılından itibaren yerleştiği Paris kentinde, müzik çalışmalarının yanı sıra mimarlık ve müzikoloji öğrenimi görerek her iki konuda da doktora çalışması gerçekleştiren Erguner, uzun yıllardır yaşamını Fransa’nın başkenti Paris’te sürdürüyor. Büyük çaplı konserler ve uluslararası organizasyonlar münasebetiyle Türkiye’ye gelen ünlü müzikolog Kudsi Erguner, bu kez fahri doktorasını almak üzere Türkiye’ye gelecek. 04.03.2014 tarihinde Bülent Ecevit Üniversitesi Senatosu tarafından Osmanlı Müziği, Geleneksel Müzikler, Tasavvuf Müziği ve Müzikoloji alanlarındaki çalışmalarıyla Neyzen olarak uluslararası bir üne sahip olmanın yanı sıra sanat, inanç, tarih ve düşün dünyamıza dair fikir, söylem ve eserleriyle yükseköğretime, sanata, bilime ve insanlığa evrensel nitelikli katkıları dolayısıyla Kudsi Erguner’e fahri doktora payesi verilmesine karar verilmişti. 20 Nisan 2014 Pazar günü Bülent Ecevit Üniversitesi ev sahipliğinde Zonguldak’ta gerçekleştirilecek tören için Türkiye’ye gelecek olan Erguner akademik kıyafet giyerek fahri doktora diplomasını alacak.

Fahri doktora töreninin ardından bir konser verecek olan Kudsi Erguner, Klasik Türk Müziğinin eşsiz örneklerini sunacak. 20 Nisan Pazar günü gerçekleşecek tören ve resital için hazırlıklarını sürdüren Bülent Ecevit Üniversitesinde dünyaca ünlü bir müzisyeni ağırlayacak olmanın heyecanı yaşanıyor.

Kudsi Erguner Kimdir?

4 Şubat 1952 doğumlu Neyzen Kudsi Erguner, Klasik Osmanlı ve Tasavvuf müziği konusunda uzun yıllardır gerçekleştirdiği konserler ve yayınladığı CD’lerle hem uluslararası bir üne sahip olmuş, hem de geleneksel müziğimize evrensel bir boyut kazandırmıştır. Türk tasavvuf müziğinin ana enstrümanı neyde, Mevlevi geleneğinin devamı olan "Erguner Ekolü"nün son temsilcisi Ulvi Erguner’in talebesidir.

Mevlevi ayinlerinin Fransa, İngiltere ve Amerika’da 1970-71 ve 72 yıllarında yapılan ilk tanıtımlarına katılmış, yine aynı yıllarda TRT İstanbul Radyosu'nda sanatçı olarak görev yapmıştır. 1973 yılından itibaren yerleştiği Paris kentinde, müzik çalışmalarının yanı sıra, mimarlık ve müzikoloji öğrenimi görmüş ve her iki konuda da doktora çalışması gerçekleştirmiştir. Günümüze kadar Osmanlı müziğinin her türlü dalında sayısı yetmişi bulan ve bütün dünyada dağıtılan CD’ler üretmiştir. Geleneksel müzikler üzerinde yaptığı çalışmalar sadece Türkiye ile kısıtlı kalmamış, Hindistan, Pakistan, Afganistan, Japonya ve Kuzey Afrika ülkelerinde de araştırma ve çalışmalar yapmıştır. Nusret Fethi Ali Khan, Anvar Brahem, gibi çeşitli ülkelerin sanatçıları ile yaptığı çalışmalar onların da uluslararası bir üne kavuşmasını sağlamıştır. Bugün "World Music" adıyla bütün dünyada büyük ilgi gören müzik akımının en önemli öncülerinden birisidir. Peter Gabriel, Jean Michel Jarre, Georges Apherghis, Didier Lookwood, Michel Portal, Christof Lauer, Michel Godard, Markus Stockhausen, Heliard Ensemble, New Ensemble, Marc Minkowsky, Fazıl Say gibi pop müziğinden klasik müziğe ve jazz’dan contemporain müziğe kadar birbirinden çok farklı konularda ünlü sanatçılarla biraraya gelerek konserler vermiş, albümler üretmiştir.

Dünyaca ünlü Peter Brook’la tiyatro ve sinema konusunda çalışmalar yapmış, Mehmet Ulusoy’un yönettiği "Simyacı" ve "Benerji" tiyatro oyunlarına hazırladığı müziklerle 1998 ve 2002 "Afife Tiyatro Ödülü" ne layık görülmüştür. Hazırladığı müzikler üzerine, modern dansın ünlü öncüleri Carolyn Carlson ve Maurice Bejart‘ın yaptığı koreografiler Avrupa’nın birçok kentlerinde gösteriye sunulmuştur. Paris’te kurduğu ney okulunda yetiştirdiği, Avrupa’nın değişik ülkelerinden ve Amerika’dan gelen talebelerle, ney sazı bütün dünyaya yayılmıştır. Uzun yıllardır, özellikle İstanbul Festivali'nde, birbirinden çok değişik alanlarda projeler üreterek, Klasik Türk Müziği'nin kendi içinde de farklı konuları olabileceğini ortaya koymuştur.

 

İstanbul Rembetikosu, Şair Padişahlar, Hicaz Faslı, Ferahfezâ Mevlevî Ayini, Tasavvuftan Flamenkoya, Schubert ve Şevki Bey,ilk defa olarak İstanbul’un Hristiyan ve Müslüman dinî müziklerini biraraya getirdiği "Tarih Boyu Hoşgörü" ve Hint, Jazz ve Türk müziği sanatçılarını biraraya getiren "Taj Mahal" konseri, Nazım Hikmet için yazdığı "Şair Cenazesi" eseri, İstanbul ve İzmir festivalleri çerçevesinde beğeni kazanmıştır. 1992 yılında, İstanbul müezzin ve hafızlarını bir araya getirerek kurduğu koro, "Osmanlı Davulları" ve "Ferahfezâ Mevlevî Ayini" CD’lerini gerçekleştirmiştir. "Passion d’Istanbul" projesi 2000 yılında Fransız Hükümeti tarafından Kudsi Erguner’e ısmarlanmış ve Paris konseri CD olarak yayınlanmıştır.