Kadınlara siyasi hakları veren ilk ülkelerden olmamıza rağmen bugün niçin olması gereken noktaya hala ulaşamadık? Toplumumuz ve bizzat kadınlarımız niçin kendi kıymetlerinin tam olarak farkında değiller?

Bu sorulara cevap vermek için 17-23 Mart tarihlerinde 317 kişiyle cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu ve yaşlarında çeşitliliği göz önünde bulundurarak online anket hazırladık. Anketimizi farklı partilerden milletvekilleri, ilçe başkanları ve ilçe kadın kolları başkanlarımıza ileterek siyasetin içindeki bireylerin de fikrini aldık.

Siyasete katılım; oy verme, tartışmalara katılma, mitinglere gitme, parti üyelikleri, seçim kampanyalarında çalışma, adaylık ve mevki edinmek olarak tanımlanırken araştırmamızda sadece aday ve mevki sahibi olma üzerinde durduk.

TOPLUM, KADININ YANINDA

“Kadınlar hayatın her alanında erkeklerle eşit şartlara sahip olmalıdır.” önermesine bireylerin %88,3’ü katılırken %7’si bu düşünceye katılmadığını belirtmiştir.

“Siyasal işler yapmak için kadın-erkek olmak fark etmez.” önermesine bireylerin %95,6’sı katıldığını belirtmiştir.

“Kadınlar yöneticiler arasında karar verici konumlarda eşit haklara sahip olmalıdırlar.” önermesine ise katılımcıların %96,8'i desteklediğini belirtmiştir.

KADININ SİYASETTEKİ YERİ

“Kadın siyasetçilerin sayısının artması durumunda Türkiye'nin gelişeceğine inanıyorum.” önermesine bireylerin %78,4’ü katılırken %17,1’i emin olmadıklarını % 4,4’ü ise katılmadıklarını belirtmişlerdir.

Burada bahsedilen durum kadınların meclise katıldığında meclisteki üslubun değişeceğini, doğum izni, kadın hakları gibi kadınları ilgilendiren konularda daha kapsamlı düşünerek gerçekçi kararlar alınabileceği; aynı zamanda toplumun her alanı için farklı fikirler ve çözüm önerileri ortaya atabileceği düşüncesidir.

Bu düşünceden hareketle katılımcılara “Kadınlar sadece siyasette değil aynı zamanda ekonomi, finans, dış ilişkiler,milli güvenlik gibi alanlarda da başarılı olabilir.” önermesini yönelttiğimizde %93,3'ü katılırken %5,7'si emin olmadığını %1'i ise katılmadığını belirtmiştir.

MECLİSTE KADININ YERİ

Katılımcılara “Mecliste kadın sayısının artması diğer alanlarda kadın çalışanları teşvik eder.” önermesinin sunduğumuzda %86,7'si katıldığını %10,2'si emin olmadığını ve %3,2'si ise katılmadığını belirtmiştir.

“Kadınlar niçin siyasette yer alamıyorlar?” sorusuna katılımcılarımızın %44,1'i ‘Kadınların yapamayacağı düşünülüyor.’ cevabını verirken %28,3'ü kadınlara destek verilmediğini, %15,9'u aile sorumluluklarının ağır bastığını ve %11,7'si ise eğitim ve özgüven yetersizliğinden kaynaklandığını düşünmektedirler.

Katılımcılarımız bu şekilde düşünürken yapılan araştırmalara göre devlet ve parti desteği yetersizliği, kadının ekonomik zayıflığı, ev-iş çifte sorumluluğu, medyada kadının yetersiz olarak tanımlanması, yetersiz eğitim geçmişi,sivil toplum kuruluşlarında kadın eksikliği ve erkek siyaset anlayışının kadınların siyasete katılımını engellediği tespit edilmiştir. Bu sebepleri katılımcılara sunduğumuzda %56,8'i katılırken %17,1'i emin olmadıklarını %26'sı ise katılmadıklarını belirtmiştir. Günümüzde bu problemlerin tek tek aşılmaya başladığını söyleyebiliriz. Devletin kadınlarla ilgili politikaları yeniden düzenlemesi, ilgili müdürlükler açması, TBMM’de komisyon kurulması, sivil toplum kuruluşlarının teşkilatlarını yeniden düzenlemesi örnek olarak gösterilebilir.

Katılımcılara “Adayların kadın olması oy tercihinizi değiştirir mi?” sorusunu yönelttiğimizde %93,7'si kararlarını etkilemeyeceğini, yetkinliğine bakacaklarını belirtirken “Adayın dış görünüşü tercihinizi değiştirir mi?” sorusuna katılımcıların %98,7'si yetkinliğe bakacaklarını vurgulamışlardır.

KADIN ADAYLARIN YETKİNLİĞİ

Geçmişten günümüze mecliste kadın oranları artarken istenen kritik azınlığa hala ulaşılamamıştır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2020 yılında 584 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 101 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında %9,1 iken bu oran 2020 yılında %17,3 oldu.

Bu istatistiklerdenhareketle katılımcılara “Kadınlar siyasette nasıl daha fazla yer alabilir?” sorusunu yönelttik. Katılımcıların %44,6'sı mecliste kadınlar için zorunlu sandalye ayrılması olarak tanımlanan, kritik azınlığın sağlanması için devletlerin ve partilerin uygulayabileceği kota uygulamasını tercih ederken %16,7'si toplumun her alanında kadın kolları, kadın meclisleri gibi kamusal birimler ve politikaların oluşturulması aynı zamanda STK (Sivil Toplum Kuruluşları) ve medya aracılığıyla etkili propaganda yaparak kadınlara özel uygulama gerektiğini savunmuşlardır. %38,8'i ise kadınlar için özel uygulama gerekmediği cevabını vermişlerdir.

AİLENİZDEN BİRİ

Son olarak katılımcılara “Ailenizden biri siyasete katılmak isterse destekler misiniz?” sorusunu yönelttik. Katılımcıların %74,7'si desteklerim cevabını verirken %21,5'i emin olmadığını %3,8'i ise desteklemeyeceklerini belirtmiştir.

Yaptığımız anket sonucunda kadınlarımıza olan desteğin artacağına inanıyor ve verilen her cevabın kâğıt üzerinde kalmaması için çabalayacağımıza söz veriyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmının göklere çıkması mümkün değildir.

Nilay ÇOLAKOĞLU

(Kdz.Ereğli doğumlu Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 3. Sınıf Öğrencisi Nilay Çolakoğlu'nun hazırladığı anketin sonuçları ve değerlendirmesi.)