Emek Partisi Zonguldak İl Kongresi nedeniyle Zonguldak’a gelen Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, kongre öncesinde Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti, KESK Zonguldak Şubeler Platformu ve TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi’ni ziyaret etti.

Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden Emek Partisi Genel Başkanı Sema Gürkan, partinin il kongresi nedeniyle Zonguldak’ta olduklarını ve kongre öncesinde Zonguldak’ta ziyaretlerde bulunduklarını söyledi. Zonguldak'ın emeğin başkenti olduğunu belirten Emek Partisi Genel başkanı Selma Gürkan, "Zonguldak bir taraftan Türkiye sanayisine, Türkiye ekonomisine katkıları açısından bir öneme sahiptir. Ama aynı zamanda da ülkede demokrasinin yerleşmesi açısından, çeşitli demokratik kazanımlar açısından, mücadeleler tarihinde de Zonguldak’ın özel bir yeri vardır. Son yakın tarihimizden bile baktığımızda 90 madenci yürüyüşü, Türkiye işçi sınıfı hareketi açısından önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde demokratik kazanımlar açısından bir kaç ayak vardır. Bizim için en önemli ayaklardan birisi işçi sınıfı ve emekçi sınıfların haklarının tesis edilmesidir. Bu sendikal haklar, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı ve siyasal özgürlüklerdir. Hak ve özgürlüklerin olmadığı ve en önemlisi de ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden bahsedemeyiz. İşçi haklarının güvence de olmadığı bir yerde biz demokrasiden söz edemeyiz. İnanç özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden söz edemeyiz. Bu ülkede yaşayan farklı kimliklerin, ulusal ya da inanç fark etmez hak eşitliği olmadığı bir siyasal rejimin demokratik olduğundan bahsedemeyiz.” Diye konuştu.


KESK’E BAĞLI SENDİKALAR

KESK Zonguldak Şubeler Platformu ziyaretinde KESK’e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileriyle görüşen Gürkan, “Mücadeleci sendikaların karşısına, Memur-Sen gibi doğrudan iktidarın yandaşı sendikaların çıkarıldığının farkındayız. Diğer taraftan tek adam yönetiminin aynı zamanda kamu hizmetlerinin hızla özelleştirilmesi ve ticarileştirilmesini hayata geçirmek üzere bir işlevi olduğunu da biliyoruz. Bu açıdan hem sendikal olarak da bir baskı altındasınız hem de kamu hizmetlerinin özelleştirildiği bir süreci yaşadığımız için kamu hizmetleri ve çalışma koşulları açısından farklı bir dönemi yaşadığımızın farkındayız. Gelişmeleri takip ediyoruz. Şehir hastaneleri projesi, eğitimin özelleştirilmesi, diğer kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi gündemimizdedir. Biz Emek Partisi olarak bir taraftan emek alanında, işçi sınıfı alanında çalışmalarımızı sürdürürken diğer taraftan da demokrasi mücadelesinin bir bileşeni, ortağı olma çabamızı sürdürüyoruz. Bir taraftan sınıf içerisinde mevzilenen bir çalışmayı sürdürüyoruz, diğer taraftan da siyasi iktidarın engelleri, baskıları karşısında mücadele ediyoruz.  Bütün bunlara karşı görev ve sorumluluklarımızın farkındayız. Ortak mücadele platformları ve alanlarıyla bu siyasal gericiliği geriletebileceğimizi ve demokrasiyi hep birlikte kazanacağımızın farkındayız. Bu açıdan sendikaların emek alanında bir mücadele birliği platformu sağlamasını önemli olduğunu düşünüyoruz. Aynı zamanda toplumsal ve siyasal kesimlerin demokratik talepler etrafında birleşmesinin bu dönem için bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Aslında, deneyimlerimiz oldukça birikti. 7 Haziran seçimleri, 1 Kasım seçimleri, en son genel ve yerel seçimler önemli deneyimlerdir. Çeşitli toplumsal kesimlerin, siyasal kesimlerin siyasal gericiliğe karşı almış olduğu tutum aslında önümüzdeki dönem açısından bir ortak mücadelenin nasıl yürütüleceğine dair bir fikir veriyor. Parti olarak da kendi programımız gereği görev ve sorumluluklarımızın farkındayız. Sosyalist bir partiyiz, işçi sınıfının iktidarı için mücadele ediyoruz. Bu açıdan da Emek Partisi’nin öncelikli çalışma alanları işçi havzaları, sanayi havzaları ve işçi kentleridir. Ama diğer taraftan sınıf mücadelesinin ilerleyebilmesinin koşullarının da demokrasi mücadelesinin ilerlemesiyle eşzamanlı olduğunu biliyoruz. Yani işçi sınıfı mücadelesi aynı zamanda bu ülkenin demokrasi mücadelesini de ilerletecektir. Bu açıdan da, hem sınıfa karşı sorumluluğumuz hem de genel olarak halklarımıza ve demokrasiye inanan bütün toplumsal kesimlere karşı sorumluluğumuzun farkındayız. Bunun gereği, birlikteliği ve ortak mücadeleyi sağlamaktır. Bundan dolayı da biraz önce Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ettik. Çünkü demokrasi mücadelesinin ayrılmaz bir parçasını basın, ifade özgürlüğü olarak değerlendiriyoruz. Kuşkusuz işçi ve emekçi sınıflarının mücadelesi bunun ayrı bir parçası. Bunun için de sizlerle görüş alışverişinde bulunmak üzere sizleri de bir ziyaret edelim dedik. Kongrenize de denk geldi, iyi oldu. ESM kongresiyle başlayan ve diğer sendikaların kongreleriyle devam edecek olan sürecin aynı zamanda kamu emekçilerinin mücadelesini zenginleştirecek bir çalışma olduğunu düşünüyorum. KESK’e bağlı sendikaların bir mücadele geleneği var ve hiçbir zorlu koşul altında bu mücadele geleneğinden geri adım atılmamıştır. Yeter ki yürünecek doğru yolu tespit edebilsin. Bu açıdan da bir mücadele deneyimine ve birikimine sahiptir. Bu kongre sürecinde de hem başarılar diliyorum, hem de kamu emekçileri mücadelesine önemli bir katkı olması nedeniyle teşekkür ediyorum sizlere.” dedi.

KESK’e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri de ziyaret nedeniyle teşekkür ederek işyerlerinde karşılaşılan sorunlar hakkında bilgi verip, örgütlü ve birleşik mücadelenin önemine dikkat çektiler.  

“KÖLELİK DÖNEMİNİ ANIMSATAN ÇALIŞMA KOŞULLARI ”

Maden Mühendisleri Odası ziyaretinde Zonguldak Kilimli’de, 80 gün önce mühürlenmesine rağmen kaçak olarak çalıştırılan kömür ocağında göçük altında kalarak hayatını kaybeden Murat Ovaz ve Sebahattin Kalaycıoğlu için başsağlığı dileyen Selma Gürkan,  “Bugün en başta madencilerin hem çalışma hem yaşama koşulları açısından baktığımızda, Türkiye işçi sınıfının bir fotoğrafını görüyoruz. Çalışma koşullarında kölelik dönemini anımsatan bir çalışma koşulları söz konusu. Çalışma şartlarına baktığımızda özelleştirmeler, taşeronlaştırmalar, rödövans sistemlerini görüyoruz.  Bunların en ağır sonuçlarını madenciler yaşıyor ama Türkiye’de bütün işçi sınıfının şöyle ya da böyle, böylesi bir çalışma düzenin sonuçlarını yaşadığını söyleyebiliriz.” dedi.

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi’nin 46. Dönem Olağan Genel Kurulunda seçilen yeni yönetim kurulunu kutlayarak başarı dileklerini ileten Selma Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü:  

Partimiz işçi sınıfı iktidarını hedefleyen, bunun için çalışan bir parti olarak çalışmalarımızı işçi sınıfı içerisinde, sanayi halkalarında, işçi havzalarında yürütüyor.  Ülkede demokrasinin kazanılmasını da işçi sınıfının görevleri arasında gören partimiz demokrasi bileşeninin de bir parçası olma mücadelesini sürdürüyor. TMMOB demokrasi mücadelesinde bir meslek örgütü olarak yol arkadaşımızdır. Ama aynı zamanda mesleki birikimlerini de halkın çıkarları doğrultusunda sunan bir örgüttür pek çok yönüyle. Soma Katliamı’nda da, Ermenek Katliamı’nda da Zonguldak’ta yaşanan işçi cinayetlerinde de, biz o cinayetlerin arkasındaki gerçek sebepleri TMMOB’un odalarının ortaya koyduğu fotoğraflarla gördük. Bu açıdan da biz TMMOB’un demokrasi mücadelesinde önemli bir işlevi olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda bu birikimi işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda değerlendirdiğini biliyoruz. Siyasi iktidarın tepkisini bu nedenle çektiğini biliyoruz. İktidarın bu yönde birçok hamlesi var, TMMOB’un meşruluğunu ve etkisini kırmak gibi. Doğal olarak bizler de hem demokrasi mücadelesindeki yol arkadaşlığımızın bir gereği olarak, hem de dönemi birlikte konuşmak adına sendikaları, odaları ziyaret ediyoruz. Sizleri de bu kapsamda ziyaret edelim istedik.” dedi.

Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Çağlar Öztürk, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan’ı Zonguldak’ta görmekten mutlu olduklarını belirterek, “Siyasi iktidarın gerici politikalarına karşı demokrasi güçlerinin ortak mücadelesini önemsiyoruz. Oda olarak da bu mücadelenin yerelde içerisinde var olmaya devam edeceğiz,”