Eğitim-İş Kdz. Ereğli Temsilciliği Yönetim Kurulu gönderdiği yazılı açıklamada; Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) öğrencilerin okul seçebilmesinde adil davranmadığını iddia ederken, görüşlerini şöyle bildirdi:

Milli Eğitim Bakanlığı, aylardır konuşulan ve 1.2 milyon öğrenci ve velilerinin de yakından takip ettiği, liselere girişte yeni merkezi sınava ilişkin kılavuzu nihayet yayınladı.

Böyle bir sistem alelacele uygulanamaz en azından bu yıl askıya alınıp gelecek yıl için ortak akıl ile bir sistem oluşturulsun dememize rağmen ısrarla bu yıl uygulayacağız diyen Bakanlık, öğrencileri yine gözden çıkarmıştır.

Okul seçiminde ve dağılımında adil davranmayan Bakanlık toplam 10 bin lise içinden sadece 1376 tanesini sınavla öğrenci alacak lise olarak belirledi.

 

Okul Türü

2017-2018 Kontenjanları

2018-2019 Sınavla Alınacak Öğrenci Sayısı

Yüzde Oranı

Anadolu Lisesi

347.500

34.530

%10

Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

666.259

19.170

%3

Anadolu İmam Hatip Lisesi

194.674

28.860

%15

 

Kontenjanlar göz önüne alındığında imam hatip liselerine yapılan ayrıcalık açıkça görülecektir.

 

Okul Türü

2016-2017 Okul Sayısı

2018-2019 sınavla öğrenci alacak okul sayısı

Yüzde Oranı

Anadolu Lisesi

 

2.434

222

%9

Anadolu İmam Hatip Lisesi

1.452

298

%21

 

 

Okul sayıları yönünden de imam hatip liseleri önceliklendirilmiş, köklü birçok Turizm otelcilik, Sağlık Meslek ve diğer meslek lisesi alanları ve okulları  göz ardı edilmiş ya da sınavla alacak kontenjan sayısı sınırlı tutulmuştur.

 

 

 

Veriler göstermektedir ki MEB, imam hatiplerin talep görmemesi ve başarı düzeylerinin düşük olmasının ve özel okulları teşvikin üç yönlü formülünü bulmuştur.

1- İmam Hatipleri sınavla öğrenci alan okullara dönüştürüp talebi, zorunlu geçişi gerçekleştirmek böylece talep ve başarı düzeyini arttırmak

2- Bir çok il ve büyük ilçelerde yıllardır tercih edilen en başarılı öğrencileri (yüzde 2, yüzde 3 dilimindeki ) okulları sınavsız alan okul, başarı düzeyi daha düşük okullarımızı ise sınavla öğrenci alan okul olarak tanımlayarak yıllardır başarılı olan okulların başarısını da düşürmek.

3-Böylece kendi başarı durumuna göre okul bulamayan öğrenciler ile velileri özel okullara mahkum etmek.

Başarı oranı yüksek olan köklü okullarımızı, proje okulu adı altında sınıflandırarak başta öğretmen kadrosu olmak üzere her açıdan içlerini boşaltan MEB, bugün hedeflerine uygun proje okulları yaratmanın peşindedir.

Ülkedeki tüm çocukların eşit, parasız, bilimsel, laik ve kamusal eğitime ulaşmasını sağlamakla yükümlü Bakanlık, var olan eşitsizliği daha artıracak bir liseye geçiş sistemi getirmiştir.

Öğrencilerin dört yıl boyunca emeğini heba edecek bir uygulama söz konusudur ve büyük mağduriyetler yaratacaktır.

Eğitim-İş olarak bugün 1.2 milyon öğrenciyi yeniden tartışmanın içine atan, streslerine stres katan, bu uygulamaya imza atanları istifaya davet ediyoruz.

Milli Eğitim Bakanı yani tüm okulları eşit yapması, fırsat eşitliği sağlaması gereken makam okulları nitelikli ve niteliksiz diye tanımlayarak ve o tanımlamanın arkasında da durarak bugün bu uygulamaya imza atmıştır.

Yapılması gereken fiziki yapı, kadro, donanım, okul bütçesi açısından tüm okulları eşit hale getirmek, buna rağmen başarısızlık söz konusu ise liyakatsiz yöneticilerine hesap sormak olmalıdır. Öğrencileri dahi ayıran anlayışı kabul etmiyoruz.

Bizim için tek bir yavrumuzun gelecek hayalinin kıymeti büyüktür. Onların zamanından, emeğinden, duygularından çalmaya kimsenin hakkı yoktur.