Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı iken 6 Ağustos 1999 tarihinde Zonguldak'taki evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Şemsi Denizer, ölümünün 10. yıldönümünde kabri başında düzenlenen törenle anıldı. Şemsi Denizer'in Çaycuma İlçesi Gökçehatipler Köyü'nde bulunan kabri başında düzenlenen törende Kuran-ı Kerim okundu, dualar edildi, kabrine karanfiller bırakıldı.Anma törenine Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramis Muslu, GMİS Genel Başkan Yardımcıları İsmet Demirhan ve Dursun Oğuz, Genel Sekreter Taci Alkaya, Genel Mali Sekreter Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Osman Tutkun, Genel Eğitim Sekreteri Eyüp Alabaş, CHP Çaycuma İlçe Başkanı Şeref Köktürk, İl Genel Meclisi Üyeleri Umut Başoğlu, Çaycumalılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nurettin Büyükyonca, GMİS'in Karadon, Kozlu, Üzülmez, Armutçuk, Amasra ve Merkez Şubeleri başkan ve yöneticileri, maden işçileri ile sevenleri katıldı. Şemsi Denizer'in kabri başında bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, "Genel Maden İşçileri Sendikası, her zaman Şemsi Denizer'i yaşatmaya devam edecektir. Çünkü o bir mücadelenin öncüsüdür" dedi.Muslu şunları söyledi;"Çok değerli Genel Başkanımız, Türk-İş Genel Sekreteri ve sadece maden işçilerinin değil, ülkemiz işçi sınıfının yiğit önderi Şemsi Denizer'i aramızdan ayrılışının 10. yılında anmak için buradayız.Bizimle beraber olduğunuz ve acımızı paylaştığınız için Sendikamız adına hepinize teşekkür ediyorum.Genel Başkanımız Şemsi Denizer, yaşamı boyunca demokrasi mücadelesinin içinde yer almış, hiçbir zorluktan yılmamış, kararlı ve yürekli davranışlarıyla her ortamda ve her zaman liderliğini kabul ettirmiş bir insandı. Katledenleri bir kez daha lanetliyoruz.Genel Maden İş Genel Başkanı olduğu andan itibaren Sendikamızın mücadele çizgisini sürekli yükseltmiş, bu anlayışını Türk-İş'e de taşımıştır. Hatta tüm emek örgütlerinin birleşmesinde öncülük etmiş ve Emek Platformu'nun demokrasi mücadelesinde aktif olarak yer almasını sağlamıştır.Yeni Dünya Düzeni ve Küreselleşme politikalarına karşı ülke genelinde mücadeleye önderlik ettiği bir dönemde katledilmesinin bir tesadüf olduğuna inanmıyoruz. Devletimizin yetkililerinden bu cinayetin arkasındaki karanlık odakları araştırmasını ve sonuç almasını istiyoruz.Nitekim, Şemsi Denizer sonrası mücadeleye baktığımızda ve bugün geldiğimiz noktada herkes onun gibi bir liderin eksikliğini kabul etmektedir. Şemsi Denizer, sadece sendikamızda değil Türkiye işçi sınıfının demokrasi mücadelesinde kalıcı izler bırakmıştır. Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak ona layık olmaya ve onun ilkelerini hayata geçirmeye çalışıyoruz.  1990-1991 Grevimiz ve 4-8 Ocak 1991 Zonguldak-Ankara Yürüyüşümüz sonrasında Şemsi Denizer'in şahsında Sendikamızın mücadelesini baltalamak isteyenler akla hayale gelmeyecek saldırılarda bulundular. Ancak başarılı olamadılar. Genel Başkanımız Şemsi Denizer öncülüğünde yılmadan mücadele eden maden işçileri ve Zonguldak halkı,  5 Nisan 1994 ekonomik kararlarına karşı da dimdik ayakta durdu, işine ve işyerine sahip çıktı.Zonguldak'ın Emeğin ve Demokrasinin Başkenti olduğunu dost-düşman herkes kabul etmek zorunda kaldı. Türkiye üzerine ve bölge üzerine hesapları olan küresel güçler, Zonguldak'ı doğrudan hedef aldılar. Bugün geldiğimiz noktada il olarak 3'e bölünmüş olsak da ekonomik olarak alt sıralara düşmüş olsak da vermiş olduğumuz mücadelenin bölgemize kazandırdıklarıyla ayaktayız. Maden işçileri, Zonguldak, Bartın, Karabük bölgesinin insanları olarak birlik ve beraberlik içinde mücadelemizi sürdüreceğiz. Genel Maden İşçileri Sendikası, her zaman Şemsi Denizer'i yaşatmaya devam edecektir.Çünkü o bir mücadelenin öncüsüdür. Genel Maden İşçileri Sendikası, mücadelesiyle Şemsi Denizer'i yaşatacaktır.
O'nu saygı, sevgi ve şükranla anıyoruz."