“Yüksek maaşlı köşe yazarlığı, araştırmacı muhabir gazeteciliğini engelliyor”

İfade ve basın özgürlüğü konusunda son aylarda Türkiye’den gelen şikayetler üzerine Avrupa İnsan Hakları Komiserliği tarafından hazırlanan ayrıntılı rapor Strasbourg’da açıklandı.
“Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğü” başlığı altında yayımlanan raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü konusundaki hükümlerinin Türk yargısı tarafından gerektiği gibi uygulanmadığı, uygulanması için Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nda kapsamlı değişikliğe gidilmesi gerektiği belirtildi.
Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa’nın milletlerarası antlaşmaların uygunluğuyla ilgili 90′ıncı maddesini yeterince kullanmadığına vurgu yapılan raporda, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının Türk hukukuna yansımasına engel olduğu savunuldu. ‘Devlet merkezli’ olarak tanımlanan 1982 anayasasının tüm siyasi ve sivil aktörlerle işbirliği içinde değiştirilmesi çağrısında bulunuldu.

‘BAZI YASALAR OTOSANSÜRE NEDEN OLUYOR’
Raporda; Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nun bazı maddelerinin ifade ve basın özgürlüğü önünde engel oluşturduğuna ve medya çalışanlarını otosansüre ittiğine vurguda bulunuluyor.

DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEN MADDELER
Rapora göre, ifade ve basın özgürlüğü ihlallerinin önüne geçilmesi için Türk Ceza Kanunu’nun şerefe karşı suçlar (madde 125), suç işlemeye tahrik (madde 214), suçu ve suçluyu övme (madde 215), halkı kin ve düşmanlığa teşvik ve aşağılama (madde 216), kanunlara uymamaya tahrik (madde 217), suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220), gizliliğin ihlali (madde 285), Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301) ve halkı askerlikten soğutma (madde 318) konularındaki hükümlerinin AİHM kararları temelinde gözden geçirilmesi gerekiyor.
Avrupa İnsan Hakları Komiserliği, Terörle Mücadele Kanunu’nun açıklama ve yayımlamayla ilgili 6′ıncı, terör örgütleriyle ilgili 7′inci ve soruşturma ve kovuşturma usulüyle ilgili 10(d) maddelerinin de yine AİHM kararları uyarınca değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.

‘BASIN KANUNU GAZETECİLERİ KORUMUYOR’
Şiddete teşvik kavramının da AİHM standartlarına çekilmesi gerektiğinin belirtildiği raporda, Basın Kanunu “gazetecileri yeterince korumadığı”, Radyo ve TV’lerin Kuruluş ve Yayınları hakkındaki 6112 sayılı kanun ise 6′ıncı maddesinin içeriği nedeniyle eleştiriliyor. Raporda, RTÜK tarafından bazı radyo ve TV’lere getirilen yayın durdurma kararlarının AİHM’den geri döndüğü de hatırlatılıyor.

‘YÜKSEK MAAŞLI KÖŞE YAZARLIĞI ARAŞTIRMACI GAZETECİLİĞİ ENGELLİYOR’
Avrupa İnsan Hakları Komiserliği, medya çalışanlarının sosyal haklarının düzenli biçimde ihlal edildiğine de dikkat çekiyor. Yazılı basında “aşırı derecede yüksek maaşlı köşe yazarı bulunduğu, bunun da araştırmacı muhabir gazeteciliğin önünü tıkadığı” görüşü dile getiriliyor. Gazetecilerin ve insan hakları savunucularının, “sindirme girişimlerine karşı korunması ve onlara yönelik cinayet ve saldırıların etkin biçimde soruşturulmasını sağlamak için tedbirler alınması” isteniyor. Avrupa İnsan Hakları Komiserliği, tüm gazetecilerin çalışma hayatıyla ilgili haklarına saygı gösterilmesini de istiyor.

HÜKÜMETİN YANITI
Türk hükümeti ise rapora gönderdiği yanıtta yeni Anayasa hazırlığının TBMM gündeminde olduğunu bildirdi. Ankara, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Komiserliği’ne gönderdiği yanıtta, hükümetin değişim sürecine devam etmek ve ifade özgürlüğünün alanını genişletmekte kararlı olduğunu dile getirdi.
Raporu kaleme alan Avrupa İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammerberg, ifade ve basın özgürlüğü konusunda incelemelerde bulunmak üzere 27-29 Nisan tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etmişti. Avrupa İnsan Hakları Komiserliği, Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’ne bağlı çalışıyor. Komiserliğin hazırladığı raporlar AB için de referans oluşturuyor.

(Basın İlan Kurumu)