CHP Kdz.Ereğli İlçe Başkanı Eylem Ertuğrul, 23 Kasım tarihi itibariyle Türk Lirası'nın Amerikan Doları karşısında erime öyküsünü ibretle ve endişeyle takip ettiklerini açıkladı.

Ertuğrul, yazılı açıklamasında,  sürece ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Haftaya düşüşle başlayan doların 23 Kasım Salı günü itibarıyla yeniden yükselişe geçtiğini, Eylül ayından bu yana hızlı bir yükseliş grafiği sergileyen doların, tarihî zirvesi olan 11,35'e kadar yükseldikten sonra haftayı 11,25 liradan tamamlamıştı. Bu açıklamayı kaleme aldığım saatte ise 12,800 liranın üzerine çıkmış durumda. Biz; “Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.” dediğimizde; “Siz maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?” gibi tuhaf ve anlaşılması güç cevaplarla bizlere yüklenenler dahi piyasalarda geride bıraktığımız hafta en çok dolardaki yükselişi konuştu.  Sadece geçen hafta 9,20’nin üzerine çıkarak tarihî zirvesine tırmanan dolar, diğer ülke para birimlerinden de negatif ayrışmaya devam etmişti. Öyle ki 1 Bulgar Leva’sı dahi 6 liranın üzerine çıktı.

YÜZDE 10'UN ÜZERİNE ÇIKTI

Aslında dolarda yaşanan bu son yükseliş hareketi Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınarak yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirildiği tarihte başladı. Ağbal-Kavcıoğlu değişikliği öncesinde 7,20 TL olan dolar, 1 ay hariç ‘istikrarlı’ bir şekilde yükselişini sürdürdü. Merkez Bankası’nın eylül ayında sürpriz bir şekilde 100 baz puanlık indirime gitmesi yukarı yönlü hareketi hızlandırmıştı. Faiz kararı öncesinde 8,30 TL seviyelerinden işlem gören dolarda, son 1 aylık artış yüzde 10’un üzerine çıktı. Bütün bunlar olurken, kendisini ekonominin uzmanı olarak lanse etmeye çalışan Cumhurbaşkanı ne yapıyordu?Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun görüşmesinin ardından 13 Ekim Çarşamba gecesi 3 Para Politikası Kurulu (PPK) üyesinin görevden alınması ve yerine yeni isimlerin atanmasıgibi işlerle uğraşıyor ve dolarda alımları hızlandırıyordu. Öte yandan 21 Ekim’de yapılacak PPK toplantısında faiz indiriminin beklentilerin üzerinde olabileceğine yönelik endişeler de döviz piyasası üzerinde negatif baskı oluşturuyordu. O tarihten bu yana başta Cumhurbaşkanı olmak üzere iktidarın tüm yöneticilerini uyardık. ABD’de açıklanan Tarım Dışı İstihdam verisinin beklentilerin çok altında ve enflasyon verisinin yüzde 5,40 ile yüksek gelmesinin, doların küresel piyasalarda değer kaybını hızlandırma ihtimalini tüm aklı başında ekonomi uzmanları anlattılar. Geride bıraktığımız hafta Türkiye’nin dışındaki diğer gelişmekte olan ülke para birimleri dolar karşısında değer kazanırken, bu uyarılara kulaklarını tıkayan AKP iktidarı yüzünden Türk Lirası erimeye devam etti.

"ÖNCE ÜLKEYE GÜVEN GETİRECEĞİZ"

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bizlere; “Yarın iktidara gelseniz siz neleri başarabileceksiniz?”, sorusunu soranlara ısrarla; “Önce ülkeye güven getireceğiz.”, diyoruz. Türkiye bugün dünya ülkelerinin gözünde güven ve itibar kaybeden bir ülke haline gelmiştir. Türk Lirası’nın değer kaybetmesindeki öncü sebep de üç büyük kredi derecelendirme kuruluşundan ikisinin kredi notumuzu "yatırım yapılamaz" seviyeye indirilmesidir. Bunun en önemli etkisi, belli bir formatta yatırım yapan büyük fonların ülkeden çıkışı olarak karşımıza çıkmıştır.Zira bazı büyük fonlar, üç büyük kurumdan ikisi tarafından "yatırım yapılamaz" notu alan ülkelere yatırım yapmıyor. Yatırım yapma düşüncesinde olanlar da paralarını da yavaş yavaş çekiyorlar. Özellikle Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody's'in kararından sonra fon çıkışlarının yavaş yavaş başlaması paramızın Dolar'a karşı değerini çok sert düşürdü.  İşin daha vahim yanı dolar kurunda çıkışın sürebileceğinin görülmesi.Ekonomi yönetiminde herhangi bir doğru hamlenin olmaması durumunda 2018 yılından farklı olarak dolardaki çıkışın bir süre daha devam etmesi olasılıkların başında gösteriliyor. Belki de bu hasar, 1 doların kalıcı olarak 10 liranın üzerinde kalmasına da sebep olacak.

"DIŞA BAĞIMLI HALE GELDİK"

Evet, bu ülkede hiçbirimiz benzin içmiyor, çocuğumuz da maaşımızı dolarla almıyoruz. Ancak üretimden gelen gücünü kaybettiği için dışa bağımlı bir ülke haline gelen Türkiye’de AKP iktidarı limanlarımıza yanaşan her gemiye tonlarca dolar sayıyor, Çekya gibi ülkelerden ithal ettiği bakliyat ürünlerini bile dolarla alıyor. Çok övünülen yolların, köprülerin, havaalanlarının garanti paralarını ülkenin başına bela edilen firmalara dolarla ödüyor. Asgari ücretliyi, emekliyi, dar gelirliyi perişan bırakıyor. Önceleri bu gemi su alıyor, diyorduk. Artık gemi alabora oluyor. Türkiye göz göre göre batıyor ve bu basiretsiz iktidar koskoca ülkenin ekonomik çöküşünü seyre devam ediyor. "