CHP Parti Meclisi üyesi ve  Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak maden işçilerinin 4 Ocak 1991 tarihinde Ankara yürüyüşünün yıldönümünde yaptığı açıklamada, olayı 12 Eylül'den sonra uygulanan neo liberal uygulamaların ağırlığına bağladı. Köktürk, o dönemde emekçilerin haklı taleplerinin göz ardı edildiğini belirterek zorlu direnişin hayata geçtiğini ifade etti.
Köktürk açıklamasında şunları söyledi: Yüz binlerin Ankara yollarına doğru çıktığı kararlı yürüyüş ve hak arama mücadelesi Türk ve dünya emek mücadelesinin müstesna sayfasında yerini almış, Zonguldaklının madencisiyle, esnafıyla, köylüsüyle, kadınıyla, erkeğiyle onurlu mücadelesini tarihe kazımıştı.
Bu mücadelenin gerekçelerine baktığımızda:
•Maden iççisinin emeğine sahip çıkma,
•KİT'lerin haraç mezat satılması ve bu sürecin devamı olarak TTK'nın küçültülmesine, kapatılmasına, özelleştirilmesine karşı çıkma,
•TTK'nın üretiminin düşürülmesine, üretim işçisi açığının artırılmasına karşı çıkma, •1980'lerden sonra bilinçli olarak ithalatın özendirilerek, iç piyasadaki koklaşabilir kömür ihtiyacının dışarıdan ithal edilerek karşılanmasına karşı çıkma,
•Ulusal maden politikasına sırt dönülmesine karşı çıkma
•Aynı zamanda kömürle bütünleşmiş bir kent olan Zonguldak'ın yok edilmesine karşı çıkma…
Anlayışıyla, emsali görülmemiş, şanlı bir direniş gerçekleşmiştir. Aynı zamanda emekle birlikte demokrasi mücadelesi de verilmiştir.
Bugün baktığımızda hem maden işçimiz, hem Zonguldak'ımız, hem de ulusal kaynaklarımız açısından sürecin hangi boyutlara geldiğini ve o günkü direnişin ne kadar anlamlı olduğunu çok daha net bir şekilde görüyoruz.
2012 yılı itibariyle; çalışan sayısı 10 binlerin altına düşürülmüş, üretimi 1,5 milyon tonun altına düşürülmüş, kölelik düzeninde bile görülmeyecek performans denetimi burnuna dayatılmış, açlık ve yoksulluk sınırının altında maaş alan bir maden işçisi, göç alırken, göç veren, intihar oranları rekorlar kıran, genel müdürlükleriyle il müdürlükleri kapatılan, genel bütçeye verdiğinin yarısını bile alamayan bir Zonguldak, cari açığı 80 milyar doları aşmasına, yer altında 1,5 milyar tonu aşan taşkömürü rezervi bulunmasına rağmen, her yıl 3 milyar dolar ödeyerek dışarıdan kömür alan boğazına kadar borca batmış, iktidara muhalif gazetecilerin, siyasetçilerin, öğrencilerin terör örgütü üyesi suçlamasıyla caze evlerinde çürütüldüğü bir Türkiye karşımıza çıkıyor…   

Böyle bir tablo karşısında; onurlu maden işçisinin öncülüğünde tüm Zonguldak halkı tarafından gerçekleştirilen, Büyük Yürüyüşün anlamını çok daha iyi kavrıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle; Büyük Madenci Yürüyüşünün 21 yıldönümünü büyük bir onurla anıyoruz.
Bu onurlu yürüyüşün lideri Rahmetli Şemsi Denizer olmak üzere, yürüyüşü gerçekleştiren, katkı sağlayan, emek veren tüm madencileri ve madencilere sahip çıkan tüm halk kesimlerini yürekten sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz.