Sevgili Kadın Arkadaşlar,

Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü…1857 yılı 8 Mart'ında Amerika'da, Eşit işe eşit ücret, sekiz saatlik iş günü ve insanca yaşam istemiyle mücadele eden dokuma işçisi kadınlar, bu haklı istemlerinin bedelini yaşamları ile ödediler. Onların canları pahasına verdikleri mücadele anısına, 1910 yılında, Kopenhag'da toplanan Sosyalist Kadınlar Kongresi, 8 Mart'ı Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan etti

..Asırlardır sürmekte olan kadınların eşitlik mücadelesi, bugün de tüm gücü ile devam ediyor. Kadınlar, eşit haklar için verdikleri mücadele ile kendi tarihlerini yazıyorlar. Biz onlardan öğrenerek bugünün mücadele yöntemlerini geliştirmeye çalışıyoruz. Kadın mücadelesinin bize sunduğu öğretiler arasında önemli bir yeri örgütlülük alıyor. Tüm insanlık gibi onun bir unsuru olan kadınlarımız da bireysel çabaların yeterli olmadığı, güçlünün karşısına güçleri birleştirerek çıkmak gerektiği bilinci ile hareket ettiler.  1908'li yıllarda Osmanlı'da kadınların kurduğu ilk örgüt, öncülüğünü Fatma Aliye Hanım'ın yaptığı Cemiyet-i İmdadiye idi. Kadınlar, ilk örgütlerini Rumeli cephesinde savaşan erkeklere yardım amacı ile kurdular.   1909 da Halide Edip'in önderliğinde Teali İslam Cemiyeti kuruldu.Bu dönem çok sayıda kadın derneği kuruldu. Örneğin Nezihe Muhittin, aralarında  Hilali Ahmer Kadınlar Merkezi'nin de bulunduğu çok sayıda kadın derneğine öncülük yaptı. Yalnızca  kadın haklarını savunmak için kurulan ilk dernek, Osmanlı Kadınları Müdafaai Hukuk Cemiyeti'dir. Cemiyet, kadınların yoksulluğunun azaltılması ve çalışma  yaşamına katılması  amacını güden bu derneği, işgal yıllarında, ülkenin bağımsızlığına kavuşmasını tek amaç edinen kadın dernekleri izlemiştir. Bu derneklerin ilki, 18 Mayıs 1919'da kurulmuş olan Alaşehir Kadınlar Cemiyeti'dir. En etkin ve yaygın olanı ise Sivas Valisi Reşit Paşa'nın  eşi Melek Hanım ve arkadaşlarınca  kurulmuş olan Sivas Anadolu Kadınları Müdafaai Vatan Cemiyeti'dir. Tarihimiz, kadınların yurt savunması ve ülke çıkarlarını kadınlık durumunun da önünde tuttuğunun örnekleri ile doludur.

Nitekim, Kurtuluş Savaşımızın ardından, kadın hakları mücadelesi gelişmiş, bu amaçla çok sayıda kadın örgütü kurulmuştur. Bugün çeşitli alanlarda çalışan kadın dernekleri, hem ülkenin bağımsızlık mücadelesine hem de buna paralel gelişecek kadının insan hakları mücadelesine katkı sunmak için çalışmaktadırlar. Ülke sorunlarına ilişkin çabalarının en belirgin örneği, büyük bir dayanışma ve kolektifle oluşan özellikle laiklik konusundaki kararlılıklarını gösteren 15 Şubat 1997'de gerçekleştirilen Şeriata Karşı Kadın Yürüyüşü, 4 Kasım 2006 Cumhuriyet İçin Halk Yürüyüşüve 2007  yılına damgasını vuran Cumhuriyet Mitingleri dir. Kadınlar, Kurtuluş Savaşımızın devrimci geleneğini, alanları doldurarak sürdürmeye devam etmektedirler. Son on yıl ağırlıklı olarak yasal haklar mücadelesine sahne olmuştur. Ailenin Korunması Yasası, Medeni Yasa,  TCY ve İş Kanunu değişikliklerinde, kadın platformları, etkin rol oynadılar. Yasaları, kadın erkek eşitliği temelinde geliştirme mücadelesi verdiler. Önemli kazanımları da oldu. Nevar ki bugün, kadınların tüm kazanımları kaybedilme tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Eğitim haklarından, yaşama haklarına uzanan bir alanda yasal değişiklikler ve fiili uygulamalarla kadınlar yeniden eve kapatılmaya çalışılıyor.Yeni bir 8 Mart'ta, emeklerimizin ürünü olan kazanımlarımızı ellerimizden almak isteyen bir iktidarla karşıkarşıyayız. Şimdi bizi daha etkin bir mücadele bekliyor. İnsanlığın ve cumhuriyet devrimlerinin mirası, bize yol göstermeye devam edecek. Birliğimizi ve kararlılığımızı yeni bir mücadele döneminde yeni bir sınavdan geçireceğiz ve mutlaka başaracağız. Bu inançla 8 Mart kutlu olsun, diyorum.

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Merkezi adına

Şenal Sarıhan