Atatürk Düşünce Derneği (ADD) tarafından 88. Yılında Cumhuriyetimiz ve Kemalizm Gerçeği konulu konferans düzenlendi.

ADD tarafından Zonguldak Genel Maden İşçileri Sendikası Salonu'nda 88. Yılında Cumhuriyetimiz ve Kemalizm Gerçeği konulu konferans gerçekleştirildi. Konferansa; Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Zonguldak İl Başkanı Tümer Peker, CHP Zonguldak Merkez İlçe Başkanı Tarık Coşkun, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz ve eşi Şereften Açıkgöz, sivil toplum örgütü başkanları ve vatandaşlar katıldı. Konferansta, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından ADD Zonguldak Şube Başkanı Şükran Karahasan açılış konuşmasını yaptı.

KUTLAMA YAPMAK HİÇBİRİMİZ İÇİN GEÇERLİ DEĞİL

Ardından konferansa konuşmacı olarak katılan Tevfik Kızgınkaya, 88. Yılında Cumhuriyetimiz ve Kemalizm Gerçeği konulu konferans verdi. Kızgınkaya, Cumhuriyetimizin 88. yılı coşkuyla kutlamak için bir araya gelecektik ama son bir aydır öylesine olaylar yaşıyoruz ki, bir günde teröre 24 şehidimiz, ardından aynı gün 5 emniyet görevlisi, 3 yurttaşımız, dikkatimizden kaçtı orada Kars'ta bir trafik teröründe 8 tane gencecik öğrencimiz hayatını kaybetti. Sayılarla değerlendirmeye başladık olayların büyüklüğünü küçüklüğünü. Van'da yaşadığımız deprem, depremde yıkılan binaların öldürdüğü insanlarımız. Bütün bunlar olduğu zaman kutlama yapmak hiçbirimiz için geçerli değil. Ama üzüldüğüm acı gerçek cumhuriyetimizin 88. yılıyla ilgili törenlerin iptal edilmesi.

KUTLAMA TARAFTARI DEĞİLDİK

Türk ulusu en acılı dönemde acıyı paylaştığı gibi kutlamanın nasıl yapılacağını en iyi bilen ulustur ve yaptık. Türkiye'nin bir çok yerinde biz cumhuriyete saygımızı ve bağlılığımızı davul zurna çalmadan da nasıl yapılacağını bilen insanlarız. Bütün bunları yaşamasaydık da, aslında cumhuriyetin 88. kuruluş yılını kutlama taraftarı değildik. Benim derdim aslında içinde bulunduğumuz durumda kutlamaktan öte biraz sorgulamaya biraz düşünmeye gereksinimiz olduğunu düşünüyorum. Bütün bunları yaşamasa da yine bu mantık içerisinde sizlerle karşı karşıya gelecektik. Atatürk'ün çok sevdiğim bir sözüdür, 'Gerçekleri konuşmaktan korkmayınız' der. Gerçekleri konuşmaktan korkmamak işin birinci koşulu.

GÜVENLE BAKABİLİYOR MUYUZ?

Tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik temelinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti 88 yıl sonra bu temeller üzerinde yükseliyor mu? Tam bağımsızlığın temeli olan ekonomik bağımsızlığa sahip miyiz? Ulusal egemenliğin temeli olan iç barışımızı ve ulusal birliğimizi sürdüre biliyor muyuz? Demokratik laik cumhuriyetin ve sosyal hukuk devletimizin geleceğine güvenle bakabiliyor muyuz? Ne yazık ki bugün bu sorulara evet yanıtını veremiyoruz. Bu günlere bir gündemi geldik? O zaman biz nerede yanlış yaptık? Hiç bunu düşündük mü? Bizim bunu sorgulamaya ihtiyacımız var.

İKİ DAMLA GÖZYAŞI AFFEDİLİYOR

Çok duygusal bir toplumuz. Birisi ne kadar çok büyük kötülük yaparsa yapsın karşımızda iki damla göz yaşı dökse affediyoruz. İkincisi çok unutkan bir toplumuz. Dünü çok çabuk unutuyoruz. Dünü çabuk unuttuğumuz için bugün yaşadığımız sorunları sadece sonuçlarıyla tartışıyoruz. İşte deprem oldu 100 kişi öldü. Şimdi binayı kim dikti, kim yaptı gibi şeyler konuşuluyor. Daha önce neredeydiniz? O binaların daha sağlam olmasını neden sağlamadık? Yani her şey başımıza geldikten sonra tutuyoruz sonucu tartışıyoruz. Sonucun tartışmasında da bir tane suçlu arıyoruz, o suçluyu asıyoruz kendimizi kurtarıyoruz dedi.