Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Sekreteri Ayşegül Papila; Köy ünstitülerinin aydınlanmanın ve üretken eğitimin en büyük projesi olduğunu ifade etti.

Papila yazılı açıklamasında şöyle dedi:

Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar, eğitimin ve kalkınmanın öncelikle ?Köylü milletin efendisidir.? anlayışı ile köylerden başlaması gerektiği fikrini benimsemişlerdir. 70. Yıldönümünü kutladığımız Köy Enstitüleri olgusu, dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiye?nin dünya eğitim tarihine kazandırdığı en özgün eğitim projelerinden biri olarak döneme damgasını vurmuştur.

Cumhuriyetin ?Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma? hedefine varmak, çağdaş bir toplum yaratmak için planlanan Köy Enstitüleri, eğitimcinin ülkenin gelişimindeki rolünü anlatması bakımından oldukça iyi bir örnektir. Kalkınmış bir toplumun ihtiyacı olan yetişmiş iş gücü, bu kurumlarda sanatla, edebiyatla ve çağdaş olan tüm yeteneklerle harmanlanarak Türkiye?nin her bir yanına cesaret, iddia, inanç ve bitmek bilmeyen bir umutla yayılmışlardır. Köy Enstitüleriyle birlikte aydınlanma yurdun her yanına taşınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti?nin ilk on beş yılında cumhuriyet heyecanı, aydınlanma devrimi ülkede rüzgar estirmiş, halkı ve ülkesi için gelecek kurgulayan bir öğretmen, bir aydın modeli yetiştirmiştir. Öyle ki, çok kısa zamanda yetişen öğretmenlerin etkisi bugün bile toplumda varlığını göstermektedir.

Cumhuriyeti aydınlanma hedeflerinin ürünü olan Köy Enstitüleri;
?    Yüzyıllardır biriken feodal toplumun üretim ve yaşam biçimini ortadan kaldırmaya,
?    Köylünün eğitilmesini, gelişmesini,   çağdaşlaşmasını ve kalkınmasını sağlamaya,
?    Bilimsel ve felsefi anlamda laik eğitimin başlatılmasına,
?    Ataerkil toplumdan çekirdek aile toplumuna yönelmeye,
?    Ezberci değil, analitik düşünen-sorgulayan birey yetiştiren demokratik ve üretici eğitimin başlatılmasına
?    Özgür iradeyi geliştirerek biat kültüründen kurtulmaya
öncülük etmişlerdir.


Türkiye?nin içinde bulunduğu koşullarda Köy Enstitüleri muhteşem bir proje olarak uygulamaya alınmış, Hasan Ali Yücel?in çağdaş bakanlık anlayışı, İ.Hakkı Tonguç?un ilerici, toplumcu anlayışıyla, Hasanoğlan?da yakılan ateş, Cılavuz, Beşikdüzü, Çifteler, Düziçi gibi Köy Enstitülerinde yıldız gibi çoğalarak ve parlayarak bütün ülkeyi aydınlatmaya başlamıştır.

Hasan Ali Yücel?in ?Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar.? diyerek milli ve özgün bir proje olduğuna işaret ettiği Köy Enstitüleri, pek çok yabancı bilim adamının da dikkatini çekmiş, akademik çalışmalara konu olmuştur. UNESCO da bu modeli gelişmekte olan ülkelere tavsiye etmiştir.

Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak ancak çağdaş, üretken ve demokratik eğitim yöntemini ulusal eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştirmekle olur. Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir. İşte o zaman Atatürk?ün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği ?Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür? nesilleri yetiştirebiliriz.

Eğitim-İş olarak amacımız; tüm yurtta Cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, o heyecanı çalıştığımız okullarda yaşatmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir.