Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1993 yılından beri Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanan 3 Mayıs’ta Türkiye Gazeteciler (TGC)
  Cemiyeti bir açıklama yayımladı.  TGC "Ülke barışının sağlanabilmesi için cezaevinde bulunan 159 gazeteci bir an önce serbest bırakılmalıdır. İnanıyoruz ki zor dönemler geçecek, gazetecilere reva görülen bu zulüm bitecek, buna sebebiyet veren siyasiler elbet bir gün gidecek ama gazetecilik hep var olacak” ifadeleriyle görüşlerini ifade etti.  

Basın Konseyi Yüksek Kurulu’ysa, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde Silivri’de toplanıyor. Tutuklu gazetecilerinin eşlerinin de katılacağı toplantı, Silivri Cezaevi’ne en yakın nokta olan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde saat 12.00’de başlayacak.  

Türkiye Gazeteciler Sendikası ise Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü bakımından tarihinin en kötü dönemini yaşadığını ifade ederek Dünya Basın Özgürlüğü gününde cezaevindeki gazeteci ve yazarların serbest bırakılması için yine sokağa çıkacaklarını açıkladı.

DİSK Basın İş’ten yapılan açıklamada ise "Basın özgürlüğünün demokrasi için, insan haklarının tanındığı bir düzen için ön koşul olduğunu hep söyledik. Tutuklu gazetecilerle, yargılanan gazetecilerle, kalemi makinesi elinden alınan gazetecilerle Türkiye’de yaşayan her yurttaşın da söz hakkı bir kısıtlanmış oluyor. Basın kuruluşlarının kapatılmadığı, gazetecilerin baskıya maruz kalmadığı bir ülke için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz" dendi. 

"Özgür basın tutuklu"

Uluslararası basın ve insan hakları kuruluşları 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bu yıl özellikle Türkiye’de basın mensuplarının durumuna dikkat çekti.

Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yayınladıkları mesajlarda, Türkiye'deki tutuklu gazetecilere destek verdi.

Uluslararası Af Örgütü Almanya Şubesi tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'de tutuklu bulunan bütün gazetecilerin serbest bırakılması talep edildi.  

Açıklamada, dünyanın bir çok ülkesinde basın özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların günlük hayatın bir parçası haline geldiği belirtilerek, özellikle Türkiye'deki duruma dikkat çekildi.

Af Örgütü Almanya şubesi Genel Sekreteri Markus N. Beeko, "Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye'deki kadar çok gazeteci hapiste değil. ‘Özgür basın' tutuklu durumda” dedi.

"156 yayın kuruluşu kapatıldı"

Uluslararası Af Örgütü'nün açıklamasında 15 Temmuz'daki darbe girişiminden bu yana en az 156 yayın kuruluşunun kapatıldığı, yaklaşık 2 bin 500 gazetecinin işini kaybettiği hatırlatıldı. Darbe girişiminden beri 120 gazetecinin tutuklandığı belirtilerek, çoğu hakkında iddianamenin bile henüz hazırlanmadığına dikkat çekildi.

Viyana merkezli Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Kıdemli Savunu ve İletişim Direktörü Steven Ellis de, Türkiye’de cezaevinde bulunan gazetecilere hitaben açık bir mektup yayınladı. Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan mektupta, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde “dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarınız, yalnız olmadığınızı ve unutulmadığınızı bilmenizi istemektedir” ifadesi kullanıldı.

Mektupta, Meslekleri nedeniyle hapsedilen gazetecilerin davalarının, eleştirileri susturmak ve hesap verebilirliği engellemek için Türk hükümetinin bir çabası olduğu belirtilerek, "Türkiye’de gazetecilik yaptığı için hapiste olan her gazeteci serbest kalan kadar mücadeleye devam edileceğine” dikkat çekildi.