CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk,  Ülkenin Fındık,  buğday ve bakliyat üretimi gibi  Ulusal ekonomide ve küresel ekonomide söz sahibi olduğu  tüm alanlarda gerileme kaydettiğini belirterek" Türkiye sadece tüketen değil, üreten bir ülke olmalı, Türkiye sahip oldukları toprakları pazarlayarak değil, bu toprakları İsrail gibi ve diğer ülkelere gelsinler buralara üretim yapsınlar bizde onların ürettiklerini yiyerek beslenelim değil,  kendi toprakları üzerinde kendi üretimini gerçekleştirerek ancak  hayatta kalabilir,  Ülkenin geleceği ve bağımsızlığı ancak bu şekilde sağlanabilir" dedi.
Köktürk  Alaplı ve Gümeli Beldesi  Arıcılar Derneğinin düzenlediği  Gümeli Balı tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada "Sanayileşmiş ülkeler yeniden  kendi tükettikleri ürünlerinin  beslenme değerlerini imal etme, üretme, bunun  için hatta gerekirse diğer ülkelerden toprak satın alma, kiralama yoluna  giderken maalesef biz sanayileşme adına tarımımızı unutur hale geldik" dedi.
Köktürk, yaptığı konuşmada şunları kaydetti.
"Bugün bal tanıtımı nedeniyle toplandık. Bal tanıtımı  Ulusal gıda projesinin aslında  bir parçası, biliyorsunuz Dünyada şu an  önümüzdeki 2015 ve 2020  yıllarında tam anlamında bir kuraklık ve beslenme yetersizliğinin gündeme geleceği çok yoğun bir şekilde  konuşuluyor. Bu nedenle sanayileşmiş ülkelerde bile tarım gerçekten çok önem arz ediyor. Maalesef sanayileşmiş ülkeler yeniden  kendi tükettikleri ürünlerinin  beslenme değerlerini imal etme, üretme, bunun  için hatta gerekirse diğer ülkelerden toprak satın alma, kiralama yoluna  giderken maalesef biz sanayileşme adına tarımımızı unutur hale geldik. Fındığımızdan tutun da, buğdayımıza ve bakliyatımıza kadar gerçekten Ulusal ekonomide ve küresel ekonomide söz sahibi olduğumuz tüm alanlarda gerilediğimizi görüyoruz. Türkiye hepimiz biliyoruz ki tarım konusunda kendi kendine yetebilen ender ülkelerden biri idi. Ama bakıyoruz ki  Ülkemiz  3 milyon ton buğday ithal etmek zorunda  kalmış , 1.5 milyar dolar civarındaki para  buğday ithalatı karşılığı dış ülkeler verilmiş, bakliyatta Kanada'dan ileri durumda iken şu anda ithal eder hale gelmişiz. Fındıkta Dünya piyasalarının %75'ine egemen olmamıza rağmen  maalesef kendi fındığımızı bu ülkenin yükü haline getirmişiz. Bir dönem yüz akımız olan otomotiv sektöründe 1.5-2 milyar dolar gelir elde edilirken, kendi emeğimiz, alın terimiz ve kendi ürettiğimiz  fındıktan nerde ise 2 milyar dolar gelir elde etmemize rağmen, ekonomiye önemli bir girdi sağlayan fındığımıza sahip çıkamadık.
Türkiye sadece tüketen değil, üreten bir ülke olmalı, Türkiye sahip oldukları toprakları pazarlayarak değil, bu toprakları İsrail gibi ve diğer ülkelere gelsinler buralara üretim yapsınlar bizde onların ürettiklerini yiyerek beslenelim değil,  kendi toprakları üzerinde kendi üretimini gerçekleştirerek ancak  hayatta kalabilir,  Ülkenin geleceği ve bağımsızlığı ancak bu şekilde sağlanabilir.
Bal da  bunlardan bir tanesi bal gerçekten  Ülkemiz için çok önemli bir ürün biz buraya gelerek balın nasıl üretildiğini bir kez daha gördük. Arıların nasıl bir emek ile bal ürettiğini gördük. Ben burada arıların bal üretmek için gösterdiği çabasının  burada bir örnek olduğunu gördüm. Çünkü Arılar bu işleri tek olarak yapmıyorlar. Arılar emekleri birleştirerek bu şaheseri hep birlikte yapıyorlar. Bu anlamda da Alaplı ve Gümeli Arıcılar Derneğini ve Gümeli Halkını kutluyorum.  Arılardaki işbirliği, çalışkanlık  ve sahip çıkma duygusu Gümeliye'de hakim olmuş. Gümeli de ki bal üreticileri bir araya gelerek emek ve çabalarını birleştirmişler ve birbirlerine sahip çıkmışlar ve bu markayı kazanmışlar. Bu markanın ardında Gümeli deki saygın insanların, değerlerinin ve  üreticilerin imzası var.  Bir doğa harikası olan eşsiz doğa güzelliğine sahip olan Gümeli'nin markası olan bu bal ben inanıyorum ki  Zonguldak'ta değil Tüm Türkiye'de marka haline gelecektir. Bizlerde bu konuda her türlü desteği sağlayacağız"