Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, 16 Nisan Pazar günü (yarın) yapılacak anayasa değişikliği referandumu için seçmenleri, sandığa mutlaka giderek, tek adam sistemine “hayır” demeye ve ardından sandıklara sahip çıkmaya çağırdı.

Kuruluşundan bu yana çok badire ve krizler atlatan ülkemizin belki de en sıkıntılı dönemini yaşadığını söyleyen Milletvekili Turpcu, “bu referandum, bir memleket meselesidir, ülkenin bütünlüğü ve Cumhuriyet’in varlığı meselesidir. 16 Nisan Referandumunda oy pusulasındaki kahverengi, toprağın rengi vatandır. Vatanın geleceği ve güvenliği için sizin `hayırlı` oylarınıza ihtiyacı var” ifadelerini kullandı. 

Milletvekili Turpcu açıklamasının devamında şunları söyledi:



“CUMHURBAŞKANI DANIŞMANLARININ EYALET SİSTEMİ VE REJİM DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN AÇIKLAMALARI”

“Referandum öncesi, Cumhurbaşkanı Danışmanlarının eyalet sistemi ve rejim değişikliğine ilişkin yapmış olduğu açıklamalara bir bakalım, ülkenin ne şekilde bir tehlike altında olduğunu görelim: 

Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Mehmet Uçum; `Sessiz değil halkımız gümbür gümbür bir Devrim yapıyor farkında mısınız? Halk kendi Devletini kurmak için adım atıyor.`

Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Adnan Tanrıverdi; ` Eyalet sistemi getirilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin taşra teşkilatı ve devletin yönetim şekli tekrar düzenlenmelidir. Bu sistem hem Kürtlerin ve diğer etnik grupların özerklik isteklerini kapsayacak hem de devlete bağlılık ve aidiyet duygusunu artıracak şekilde oluşturulmalıdır. Her bakanlık kendine bağlı en fazla 6 veya 10 birimi layıkıyla sevk ve idare edebilir. 81 vilayet merkezden dirayetle yönetilemez.`

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Reha Denemeç: `Evet çıkarsa 2019'dan sonra oluşacak yeni Meclis'in en büyük görevi anayasayı tümden değiştirmek.`

Bunlara Cumhurbaşkanı Başdanışman Şükrü Karatepe`nin `Önce Evet Sonra Eyalet” sözlerini ve AKP Bursa Milletvekili İsmail Aydin`in, TBMM çatısı altında `Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan ilk dört maddesinin değiştirilebileceğini` söylemini kattığımızda, yapılan açıklamaların münferit değil, aksine sistemli şekilde yapılan açıklamaların bir devamı olduğunu görüyoruz.

Anayasa değişikliğinin içeriğini AKP`liler anlatamayınca, yada istemeden de olsa ülkeyi bekleyen tehlikeleri ağızlarından kaçırıp, toplumsal tepki görünce, AKP Milletvekillerinin dün canlı yayına çıkmaları kendi üst yönetimlerince yasaklandı.





“EYALET KURMA YETKİSİ VAR!”

“Bu değişiklik paketi 18 madde gibi görünse de 70 anayasa maddesini değiştiriyor ve Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerini düzenleyen 104. Maddede yapılan bir değişiklikle Başkan’a `yürütme yetkisine ilişkin konularda kararname çıkarma` yetkisi veriliyor. Bunu tek başına yapabiliyor.  Aynı şekilde 123. Maddede yapılan bir değişiklikle de `kamu tüzel kişiliği kanunla veya Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulur` ifadesi getiriliyor. Yani Başkan kararnameyle kamu tüzel kişiliği de oluşturabiliyor. Buna göre Başkan bir kararnameyle illeri birleştirebilir; eyalet de dahil olmak üzere yeni bir yerel yönetim sistemi kurabilir!”



“EYALETLERE BÖLÜNMEMENİN TEMİNATI ŞAHISLAR DEĞİL, ANAYASADIR”

“Her şey çok net, bunu kendileri de biliyor.  Cumhurbaşkanı danışmanları arka arkaya referandumun asıl hedefini ortaya koyan itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu. Danışmanların eyalet sistemiyle ilgili sözlerinden duyduğu büyük rahatsızlığı Sayın Bahçeli de dile getirdi. Bu tepkiye karşılık Sayın Cumhurbaşkanı: `benden böyle bir şey duydunuz mu?` yanıtını verdi. Eyaletlere bölünmemenin teminatı şahıslar değildir. Üniter devlet yapısının bozulmasının mümkün olmadığı bir anayasadır. Yetkiyi verdik ama kullanmaz diye bir mantık olmaz. Bir başkan yapmaz, diğeri gelir yapar! Bununla birlikte biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın 29 Mart 2013 tarihinde katıldığı bir programda söylediği `güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalıdır` sözlerini de hatırlıyoruz. Ne Sayın Cumhurbaşkanının, ne de danışmanlarının eyalet sistemi açıklamaları yeni değil!”



“VATANIN GELECEĞ
İ VE GÜVENLİĞİ İÇİN SİZİN `HAYIRLI` OYLARINIZA İHTİYACI VAR”

“`FETÖ vatan hainidir, emperyalistlerin piyonudur` dedik, bize karşı çıktılar, ama sonunda biz haklı çıktık. `Çözüm süreci başımıza bela olur, teröristler güçleniyor` dedik,  haklı çıktık. `Ergenekon, Balyoz ülkemizin milli ordumuzu dağıtmak için bir kumpastır` dedik, haklı çıktık. `4+4+4 eğitim sistemini çökertir` dedik, haklı çıktık. `Mültecileri bu şekilde kontrolsüz ülkenin dört bir yanına dağıtmayın, sorun yaşarız` dedik, haklı çıktık.

Şimdi de diyoruz ki başkanlık sevdası ülkemizi paramparça eder. Biliniz ki yine biz haklıyız.

Bunun için deneme yanılma şansımız yok! Tek kişiye bu kadar yetki veren hangi ülke mutlu? Suriye, Irak örnekleri ortada. Bu ülkeler bölündü, bu ülkelerin her bölümünde başka bayrak dalgalanıyor. Suriyeli çocukların cesetleri bizim sahillerimize vuruyor!

Önümüzde tuzaklarla dolu bir Anayasa değişikliği bulunuyor. Yasama, yürütme ve yargıyı tek kişiye bağlamak, tek kişiye bütün yetkileri vermek yapılacak bir hatada ülkeyi felakete sürüklemek anlamına gelecektir.  16 Nisan`da sadece kendiniz için karar vermeyeceksiniz, ülkemiz için, çocuklarınız, torunlarınız, doğacak olan evlatlarınız için karar vereceksiniz.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırma ve tek adam rejimini kurma hayallerini bozacak tek şey referandumda `hayır` demektir. 16 Nisan Referandumunda oy pusulasındaki kahverengi, toprağın rengi vatandır, beyaz da onun kefenidir. Vatanın birliği, bütünlüğü, geleceği ve güvenliği için sizin `hayırlı` oylarınıza ihtiyacı var.”