Koronavirüs, ekonomi, işsizlik ve 81 ilin Baro örgütlerini ayağa kaldıran gelişmeler…

Bu haftanın en önemli konusu sanırız; “Savunma Yürüyüşü”

Tüm avukatlar adına sadece “Baro”ların başkanları, baroların yapılarının değiştirilmesinin planlandığı yasal düzenlemeye karşı seslerini duyurabilmek için yürümeye, Ankara’ya ulaşmaya çalışıyor, ancak engelleniyorlardı…

Sonunda ‘Savunma Yürüyüşü’nün ikinci gününde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yapılan görüşmenin akabinde Ankara’ya girişlerini engelleyen polis barikatı kaldırıldı ve 81’ilin Baro Başkanı Anıtkabir’e ulaştı…

Cuma gününden bu yana yürüyen başkanlar Anıtkabir’i ziyaret ettiler ve sosyal mesafeye dikkat ederek hep birlikte fotoğraf çekildiler. Başkanların amacı ise baro yapılarının değiştirilmesini hedefleyen ve Fethullahçı örgütlenmenin daha önce baroların sesini kısmak için yapmak istediği söz konusu yasal düzenlemeyle ilgili taleplerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne iletmek. Ankara’da yapacakları değerlendirme toplantısından sonra ise Baro Başkanları kentlerine geri dönecek…

“Baroları parçalamayı, avukatların seslerinin kısılmasını hedeflediği” öne sürülen yasal düzenleme çalışmaları sanırız daha çık tartışmalara neden olacak…

Gündem böyleyken Doğu ve Güneydoğu’daki yerel gazetelere sık sık bölgede artan “şüpheli kadın intiharı” haberleri düşüyor…

Evet maalesef hiçbir şey, ne koronavirüs, ne de başka hiçbir sorun kadın cinayetlerini durdurmuyor… Tersine kadın cinayetleri sürekli artıyor. Hemen her gün en az bir kadın öldürülüyor. Ve de, istatistiklerde kadın cinayetlerinin azaldığı gibi görülen Doğu ve Güneydoğu’da şüpheli kadın intiharları artıyor…

Üç kentte 11 şüpheli kadın ölümü

Son 35 gün içerisinde Ağrı’da beş, Mardin’de dört ve Diyarbakır’da iki kadının şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği ve hepsinin de kayıtlara ‘intihar’ olarak geçtiği belirtiliyor…

Art arda yaşanan bu şüpheli kadın intiharları üzerine HDP milletvekilleri konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıdılar. Çünkü intihar ettiği ileri sürülen kadınların çoğunun vücutlarında darp izleri bulunuyordu…

Üstelikte hepsi; kadın cinayetlerinin azaldığı ileri sürülen pandemi sürecinde “intihar” etmiş diye kayıtlara geçti bu kadınların ölümü…

Üç kadın vekil; Mardin Milletvekilleri Ebru Günay ile Pero Dündar ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir konuyu korkusuzca TBMM’ne taşıdılar. Üç kadın vekil; şüpheli biçimde yaşamını yitiren kadınların büyük çoğunluğunun vücutlarında darp izleri olduğuna dikkat çekerek araştırma komisyonu kurulmasını istedi:

“Şüpheli biçimde yaşamını yitiren kadınların büyük çoğunluğunun vücutlarında darp izleri ve şiddet gördüklerine dair bulgular söz konudur. Aynı şekilde aileler de yaşamını yitiren çocuklarının eşlerinden, eşlerinin ailelerinden şiddet gördüğünü, otopsi raporlarında öldürülmüş olabileceklerine dair emareler bulunduğunu beyan etmiştir. Bu ölümler intihar bile olsa, bu kadar kısa sürede bunca kadının intihara sürüklenmesi dahi tek başına incelenmesi ve araştırılması gereken bir durumdur. Bu realiteye rağmen kadınların şüpheli biçimde yaşamını yitirmesiyle ilgili kapsamlı bir soruşturma açılmadığı gibi hem Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı hem de söz konusu illerin Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri hiçbir girişimde bulunmamış ve konu hakkında herhangi bir açıklama dahi yapmamıştır…”

Kadın cinayetlerinin yanı sıra “intihar” olduğu iddia edilen şüpheli kadın ölümlerinin de ciddi bir şekilde arttığına dikkat çekilen önergede kadın vekiller, “Şüpheli ölümler başta olmak üzere gittikçe artan kadına yönelik her türlü şiddetin, kadın cinayetlerinin ve kadın intiharlarının araştırılması, kadınları intihara sürükleyen nedenlerin tespit edilmesi ve tüm bunlar için önleyici politikaların tartışılması amacıyla bir araştırma komisyonun kurulması elzemdir” çağrısında bulundu…

Ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde şüpheli kadın ölümleri başta olmak üzere kadına yönelik artan her türlü kadına şiddete karşı bir araştırma komisyonunun kurulması ve ilgili tüm bakanlıklarla yapılacak koordineli bir çalışmayla kadına yönelik şiddeti önleyecek tedbirlerin alınması, uygulanması gerekir, diye düşünüyoruz.

Umarız ki; söz konusu önerge TBMM’nde ciddiyetle değerlendirilir ve böyle çalışma yapacak komisyon kurularak, olumlu sonuçlar alınır…

İyi haftalar

Umut Vakfı