CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer birisi bana 400 milletvekili vermediniz, o nedenle ben sizi tekrar tekrar seçime götüreceğim' diyorsa ona dersini vermek de sizin göreviniz, vermek zorundasınız, demokrasi bunu gerektirir" dedi.

 

KILIÇDAROĞLU STK’LARI DİNLEDİ

Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta bir otelde iş adamları, esnaf odaları ile ticaret ve sanayi odası temsilcilerine yönelik düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, 1 Kasım'da herkesten sandığa giderek oyunu kullanmasını istediklerini söyledi. Bu seçimlerin diğerlerine benzemediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Bu seçimlerde demokrasiyi oylayacağız. Bu ülkede yoksulluk olsun mu, olmasın mı onu oylayacağız. Türkiye'de demokrasi mi olsun, baskıcı bir yönetim mi olsun, onu oylayacağız. Anayasayı bir kişiye mi uyduracağız yoksa o kişiyi anayasaya mı uyduracağız, bunun için mücadele edeceğiz, sandığa gideceğiz" diye konuştu.

 

“VATANDAŞ GÖREVİNİ YAPTI SİYASİLER GÖREVİNİ YAPMADI”

Yeniden seçime gidilmesinin gerekçesini herkesin kendisine sorması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Eğer birisi bana 400 milletvekili vermediniz, o nedenle ben sizi tekrar tekrar seçime götüreceğim' diyorsa ona dersini vermek de sizin göreviniz, vermek zorundasınız, demokrasi bunu gerektirir. Vatandaş oyunu kullandı, görevini yaptı vatandaş. Kim görevini yapmadı, siyasiler yapmadı. Sayın Davutoğlu'na görev verildi, hükümeti kuramadı, sıra bizdeydi. Anayasaya göre, teamüllere göre bize verilmesi lazımdı. Hükumeti kurar mıyız, kurmaz mıyız, endişe ya CHP hükumeti kurarsa. CHP hükumeti kurarsa ne olurdu? Asgari ücret net bin 500 liraydı. Taşeron işçilik bitmiş olacaktı, herkesin kadrosu olacaktı ama bunlar gerçekleşmedi, bize görev verilmedi. Sandılar ki mağdur edebiyatı yapacağız, bizim öyle bir düşüncemiz yok."

 

SANAYİCİ, ESNAF ŞİKAYETÇİ

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomide, dış politikada, eğitimde ve her alanda ciddi sorunları olduğunu savunarak "Zonguldak'ı düşünün, eskiden insanlar Zonguldak'a çalışmaya gelirlerdi, şimdi tam tersine göç veriyor burası. Yaşlılar kentine dönüştü. Sanayicisi şikayetçi, esnafı şikayetçi, 'ne olacak' diyorlar. Anadolu'nun içi boşalıyor. Zonguldak'ı bu hale düşüren ekonomik politikaları uygulamaya koyan iktidara ders verilmesi lazım" ifadesini kullandı.

 

"BU MİLLET ŞANTAJA BOYUN EĞMEZ”

İktidarın kandırılma mevkisi olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Orada ortak aklın egemen olduğu, ülkenin sağlıklı yönetildiği, bu konuda kararlı insanların görev yaptığı bir alandır hükumet ama bu tablo yok. Her gün şehitler geliyor, şu soruyu Zonguldaklılar sorsun 'düne kadar gelmiyordu da 7 Haziran'da sonra neden gelmeye başladı'. Sizin önünüze şantajı, acıyı, gözyaşını koyuyorlarsa  'bana oy vermezsen bunlar olur' diyorsa benim bildiğim bu milletin Kuvayı Milliye geleneği vardır, şantaja boyun eğmez bu millet." 

 

“DEVLETİN RAYINA YENİDEN OTURMASI LAZIM”

Kılıçdaroğlu, ülkede bir yönetim boşluğu olduğunu ileri sürerek, "Başbakan kim belli değil,  Cumhurbaşkanı kim belli değil. Cumhurbaşkanının anayasal sınırları içerisinde çalışması lazım, Başbakanın da başbakanlık yapması lazım, bu kadar basit. Bir kişi başbakanın görevine müdahale ederse olmaz, doğru değildir. Örtülü ödeneği iki kişi kullanacak, Başbakandan gizli örtülü ödeneği, Cumhurbaşkanı nasıl kullanacak, ben merak ediyorum? Başbakandan gizli örtülü ödenek mi olur? Başbakan devletin bütün sırlarına vakıftır, niye orada örtülü ödenek var ayrıca. Devletin geleneğinde böyle bir şey yoktur, çivisi çıkan bir devletle karşı karşıyayız. Devletin yeniden rayına oturması lazım" değerlendirmesinde bulundu.  "Hiçbir Allah'ın kulu çıkıp da 7 Haziran sonrası CHP iyi bir politika izledi' diyemez, eğer vicdanı varsa" şeklinde dili sürçen Kılıçdaroğlu, "Bir sonraki seçimi hiç düşünmedik. Ülkenin bu kadar problemi varken partilerin birbirleriyle kavga etmesini de istemedik" dedi.

 

SEÇİM BİLDİRGELERİNİ ÖRNEK ALDILAR

Kılıçdaroğlu, seçim bildirgelerinin örnek alınmaya başlandığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Baktılar ki CHP doğru tercihler ortaya koymuş. Biz memnunuz, şikayetçi değiliz. CHP'ye olan güveni perçinlediler. Çünkü onlar da artık,  'en iyisini CHP yapar, en iyi bildirgeyi CHP hazırlar. Bizim çalışmamıza gerek yok, oradan örnek alırız' diyorlar, alsınlar. Aynı güveni halktan bekliyoruz. Bize güvenin. Biz cebimiz için değil, bu ülkenin çocukları için çalışacağız. Sanayicimizin güven içerisinde, can ve mal güvenliği içinde üretim yapmasını, istihdam yaratmasını istiyoruz, onların önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Yerin altında kömür var, yer üstünde de işsiz var, o kömürü o işsizlerle beraber çıkaracağız, ekonomiye değer olarak kazandıracağız. Bin kişi deniliyorsa bin, 5 bin kişi deniliyorsa 5 bin kişiyle."

 

KİŞİ BAŞI GELİR HEDEFİ 30 BİN DOLAR

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, iktidarlarında Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayacaklarını aktararak "İpek Yolu'nun merkezi olacak Türkiye. Denizi olmayan ülkelerin limanı olacak Türkiye. 200 milyar dolarlık bir yatırım hedefliyoruz, Merkez Türkiye Projesiyle. Tekno park düşünüyoruz Anadolu'da, kişi başı gelir hedefimiz 30 bin dolar" diye konuştu.

 

“NE EKSİĞİMİZ VAR?”

Türkiye'nin orta gelir ve orta teknoloji tuzağına yakalandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından Türkiye'yi kurtarmalıyız. Üniversitelerin bilgi üretim merkezine dönüşmesi lazım. Bilgi toplumunu yakalayamazsak Türkiye kan kaybeder. Güney Kore'den önce otomobil üreten ülkeyiz, bugün bizim otomobilimiz yok ama Güney Kore'nin dünya çapında 3 markası var. Ne eksiğimiz var? Ülkesini düşünen siyasetçi eksiğimiz, geleceği iyi okuyamayan siyasetçi eksiğimiz var. Asıl sorun o. Eğitim sisteminin tepeden tırnağa değişmesi lazım, eğitim sistemini değiştireceğiz. Öğretmen toplumun lideri ve önderi olmak zorunda. 300 bin atama bekleyen öğretmen var, çocuklarımız öğretmen bekliyor. Bu tabloyu değiştireceğiz."

 

“SORUNLARI ÇÖZMEK ZORUNDAYIZ”

Kılıçdaroğlu iş dünyasıyla yaptıkları toplantıda "Siz oyunuzu CHP'ye vermek zorundasınız" dediğini belirterek "Bakın lütfen bize oy verin demiyorum, vermek zorundasınız,  can ve mal güvenliğinizin korunmasını istiyorsanız. Ben Türkiye'yi düşünüyorum. Benim bir derdim yok. Çocuklarımın da hiçbir derdi yok. Bizim ne ihale, ne cebimizi doldurma derdimiz var. Benim derdim, bu ülkede üniversiteyi bitirmiş iş arayan milyonlarca genç, onların sorunlarını çözmek zorundayız" şeklinde konuştu.

 

“YANDAŞ DEĞİL ÖNEMLİ OLAN VATANDAŞTIR”

Türkiye'nin bir üretim merkezine dönüşmek zorunda olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bir ülkenin saygınlığı üretimle eş değerdir. Üretirseniz olur, emekle üreteceksiniz bunu. Bakın gittiğim her OSB'de bana dediler ki biz nitelikli ara eleman bulamıyoruz. Bizim programımızda var,  iş garantili eğitim. Bütün OSB'lerde yatırım meslek lisesi kuracağız. Çocuk 2'nci sınıftan sonra fabrikada stajını yapacak, mezun olunca iş başı yapacak. Biz Türkiye'yi bu kadar çok düşünüyoruz. Bizim için yandaş değil, esas olan vatandaştır, vatandaşı düşünüyoruz."

 

UZLAŞMA KÜLTÜRÜNE VURGU

Kılıçdaroğlu, siyasete uzlaşma kültürü getirdiklerini vurgulayarak "Avrupa'ya bakın, bütün gelişmiş ülkelere bakın yarısından fazlası koalisyonla yönetiliyor. Sıfırdan yeniden başlamak durumundayız. Dış politikayı yeniden inşa etmek zorundayız. Sayın Davutoğlu'na söyledim, Mısır ile neden kavga ediyoruz? Ne derdimiz var? Ro-Ro seferlerini kaldırdı, bizim tırlar ancak İran üzerinde gidebiliyor, Suudi Arabistan'a ve Katar'a, oysa denizden gideceklerdi, son derece ucuzdu. Mısır'da o iktidar gitmiş, öbürü gelmiş. O Mısırlıların sorunu benim değil ki" değerlendirmesinde bulundu.   Konuşması sırasında başının etrafında sinek uçuşan Kılıçdaroğlu, "Güzel bir sineğimiz var" diye espri yaptı. Kılıçdaroğlu, daha sonda Kozlu ilçesi ve kent merkezinde seçim otobüsüyle dolaşarak, halkı selamladı.

 

“DİKTA YÖNETİMİNE İZİN VERMİYORUM”

Kılıçdaroğlu, CHP'nin  Çaycuma ilçe merkezindeki mitinginde, Türk milletinin 7 Haziran sonrası bir tablo ortaya koyduğunu belirterek, "Milletimiz, 'ben tek başına bir partiye iktidar yetkisi vermedim. Baskıcı, dikta yönetimine de izin vermiyorum. Tek başına çözemez bir araya gelip şu gerginlikleri bitirip kavgayı bitirip adam gibi bir hükümet kurun' dedi. Bu mesajı aldık" diye konuştu.

 

7 HAZİRAN SONRASI NE DEĞİŞTİ?

1 Kasım'da seçime gidileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Sormanız gereken soru şu, 7 Haziran tarihinden sonra ne değişti de terör bu kadar azdı, dolar, faiz niye bu kadar yükseldi? Bu sorunları düşünüp cevabını kendi vicdanınızda sorgulayıp sandığa öyle gideceksiniz. Bu seçimler sıradan seçimler değil. Bu seçimde bir tercihte bulunacağız. Demokrasiden yana mı baskıcı rejimden yana mı işin özü budur. Türkiye'nin itibarını korumak için yeni bir dış politikadan yana mı, yoksa Türkiye'nin dünyadan soyutlandığı farklı bir dış politikadan yana mı, Cumhuriyetten yana mı, diktadan yana mı tercihiniz budur? Hiçbir zaman bir vatandaşıma şu partiye oy verdin demedim. Geldiğimiz nokta herkesin düşünmesi gereken noktadır. Eğer Cumhuriyet giderse dikta yönetimi gelirse farlı bir Türkiye tablosu çıkacaktır. Cumhuriyetin temel özelliği nedir? Herkese eşit fırsat sunmasıdır."

 

BÜTÜN VATANDAŞ EŞİT

Kılıçdaroğlu, Cumhuriyette kimsenin etnik kimliği, yaşam tarzının sorgulanmayacağını vurgulayarak, bütün vatandaşların eşit olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Size şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Sizlerle gittiğimiz her yerde göğsünüz kabararak söyleyebilirsiniz. Kimsenin etnik kimliğini sorgulamayan, yaşam tarzını sorgulamayan bir parti var. Cumhuriyete herkesin sahip çıkması lazım. Türkiye'ye kandırılan hükümet değil onurla hizmet edecek hükümet lazım. Türkiye'nin beklentisi budur. Bu seçimlerde sandığa giderken iyi düşünmemiz lazım. Cumhuriyetten, demokrasiden, özgürlüklerden yana oy kullanmamız lazım. Sandığa giderken iyi düşünmemiz gerekiyor. Terör sorunu CHP dışında kimse çözemez" dedi. 


HERŞEYE “HAYIR” DİYEN BİR PARTİ

"CHP dışında şehit yakınlarına ve gazilere bu kadar ulvi yaklaşan ikinci bir siyasi parti de yoktur" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Cumhuriyet Halk Partisi, sorunları çözecek tek partidir. Bunu inanarak söylüyorum. MHP'ye teklif götürdük, her şeye hayır dedi. Her şeye hayır diyorsan neden seçime giriyorsun? Koalisyon demokrasilerde uzlaşma kültürünün gereğidir. Elbetteki farklı partiler ve düşünceler olacak. En azından asgari müştereklerde buluşmak zorundayız. Avrupa'daki bütün ülkelerde koalisyon var. Bütün ülkeyi yönetiyorlar." 

 

KILIÇDAROĞLU SOKAĞA DÖKTÜ

Kılıçdaroğlu, mitingin ardından Çaycuma Belediyesi tarafından yapılan pazar yerinin açılışını gerçekleştirdi, Gökçebey ilçesine geçerek vatandaşlara hitap etti.  Kılıçdaroğlu Devrek ilçesinde de vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada ise halk için çalıştığını belirterek, "Cebimi doldurmak gibi bir düşünmem yok. Aldığım siyasi terbiyede, aldığım aile terbiyede aldığım eğitimde kul hakkı yemek gibi bir şey kitabımda yok. Sadece ve sadece bu güzel ülkemiz için çalışıyoruz. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, herkesin evinde huzurla oturduğu, karnının doyduğu, kavgasız, kavgası olmayan, barış içerisinde yaşadığımız güzel bir Türkiye. Bütün beklentim, çabam bunun için" diye konuştu. 

 

“KAVGA VE GERGİNLİKLERİ BIRAKALIM”

"Türkiye'nin neresinde bir sorun varsa çözüm adresi CHP'dir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. İktidarı rahatlıkla eleştirebilsinler diye düşünüyorsak. Hiç kimsenin inancıyla, kimliğiyle derdimiz yoktur. Biz insanı Allah'ın yarattığı en değerli varlık diye kabul ediyorsak. Gidip oyunuzu CHP'ye vereceksiniz. Yeni bir başlangıç yapmak zorundayız. Eskiyi ve eski anlayışları da bırakalım. Türkiye'de kavgaları, gerginlikleri bırakalım. Yeni bir süreç başlatalım. Bu ülkeyi gül gibi yönetebiliriz. Bölgesinin lideri yapabiliriz. Dış politikamızı yeniden gözden geçirebiliriz. Türkiye büyüyecekse ve dünyada söz sahibi olacaksa bunun yolu öğretmenden ve eğitimden geçiyor. Eğitimsiz bir toplumun büyümeye gelişmeye şansı yoktur. Bilgi toplumunu yakalamak zorundayız."

 

(Anadolu Ajansı)