Dok Gemi İş Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, Kdz.Ereğli tersaneler bölgesinde gerçekleştirilen eylemleri değerlendirirken işçilere hitaben, "Haklıyken haksız duruma düşmeyin" önerisini yaptı.

Başbakan'a tersanelerde yaşanan sıkıntıları aktardıklarını, yarım kalan gemilerin tamamlanabilmesi için devletin kredi desteğine ihtiyaç olduğunu belirten Nalbantoğlu, "Bu kredi ile 6 ayda yarım kalan gemiler tamamlanabilir. 6 Ay sonra da sektör düzelirse yeni siparişler alınır" dedi.

Gazeteniz Önder'in Sorumlu Müdürü Mustafa Kemal Bektaş ile görüşen Nalbanoğlu, tersane işçilerinin eylemini de şu sözlerle değerlendirdi: 'Ankara sesimizi duysun diyorlar', Ankara'ya sesini duyuracakları yer sendikadan geçer. Türkiye bir kanun devletidir. Kanun devletinde kanunu işletecek mercilere müracaat olmalıdır bu da sendikadır.

Türkiye Liman Dok ve Gemi Sanayi İşçileri Sendikası Genel Başkanı Necip Nalbantoğlu, Kdz.Ereğli tersaneler bölgesinde son dönemlerde meydana gelen eylemleri değerlendirdi. Gazetemiz Sorumlu Müdürü Mustafa Kemal Bektaş ile görüşen Nalbantoğlu sektörün yaşadığı sıkıntıları Haliç'de gerçekleştirilen gemi indirme töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a anlattıklarını, devletin yarım kalan gemilerin tamamlanabilmesi için kredi des teğinin sağlanması ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Devletin mutlaka yarım kalan gemilerin tamamlanabilmesi için kredi desteği vermesine ihtiyaç var. Bu kredi ile hiç olmazsa yarım kalan gemiler tamamlanır, 6 ay süre kazanılır. 6 Aylık süre sonunda işler düzelirse de yeni işler alınabilir. İnşallah 2011'in ilk aylarında önceki dönemler gibi başarılı günlere dönebiliriz. Bakın Tuzla'da 35 bin çalışan işçiden 12 bin rakamına düştü. Bu çok ciddi bir olaydır. Aynı şekilde E-reğli'de de Yalova'da da aynıdır, sektörün gö-rüntüsü bu" dedi.

SENDİKALI OLUN TAVSİYESİNDE BULUNDUM
Ereğli'de tersane işçilerinin gerçekleştirdiği eylemi değerlendiren Nalbantoğlu, "İşçi arkadaşlarımız yerden göğe kadar haklılar. Ama arkadaşlarımıza tavsiyem şu, haklılıklarını ortaya çıkaran eylemlerde kendilerini haksız duruma düşürmesinler. "Ankara sesimizi duysun diyorlar", Ankara'ya sesini duyuracakları yer sendikadan geçer. Türkiye bir kanun devletidir. Kanun devletinde kanunu işletecek mercilere müracaat olmalıdır bu da sendikadır. Bugüne kadar yaptığım tüm konuşmalarda sendikasız işyerlerine sendikalı olmalarını tavsiye ettim. A, B, C sendikası diye bir isim zikretmeden bu tavsiyelerde bulundum. İşçiler bir sendika şemsiyesi altında olurlarsa o sendikanın o sektörde yaşadığı tecrübelerden yararlanırlar. Hukuk danışmanlarımız var onlardan faydalanırlar. İşçilerimiz Ereğli'de eylem yaptı, karayolunu kısa süreliğine ulaşıma kapattılar.

UÇAK KAÇIRALIM ÖNERİSİ YAPTILAR
Bölge mülki amiri bunlar hakkında bir yasal işlem başlatırsa bir tarafta alacakları için davaları takip edecekler diğer taraftan da başka ceza almamak için başka platformda kendilerini savunacaklar. 300 kişinin 300 fikri olur, bunları söylerken hukuktaki karşılığındaki düşünmez, 'biz haklıyız' derler. 1989 senesinde ilk bahar eylemlerini başlatan sendika, 1980'den sonra grevin kelimesi konuşulmazken Tuzla'da 11 ay 7 gün süreyle grev yapan bir sendikanın başkanı olarak, sesimizi duyurmak için uçak kaçıralım demişlerdi. Böyle sivri fikirler her zaman çıkar, akıllıca hareket etsinler bizden faydalansınlar. Türkiye'de ses getirmenin başka yolları da vardır, bunları denemeliler. Akıllı insanlarla örgütlü toplumlarla yetkili müesseselerle birlikte olmaları gerekiyor. Ben bu zamana kadar arkadaşlarımızı aramadım irtibata geçmedim. Sendikamızı ararlarsa görüşürüz. 
2 Hukuk müşavirimiz var onları da göndeririz gerekirse davaları takip ettiririz, alacaklarını en kısa zamanda almalarının takipçiliğini yaparız?