Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği Yürütme Kurulu üyesi Mahir Akşan, eğitimde tarihin en kapsamlı tasfiye ve siyasal kadrolaşma operasyonu gerçekleştirildiğini söyleyerek, “Çaycuma’da 13 okul müdürüne 75’i’ altında puanlar verilip bulundukları eğitim kurumlarında görev yapmaları engellendi” dedi,


“Çaycuma’da görev yapıp ancak rotasyon sonucu ilçemizden ayrılan şube müdürleri, okul müdürlerine yaptığı çalışmaları iyi bildikleri gerekçesiyle puan verirken; iki ay önce Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü görevine başlayan İlçe Milli Eğitim Müdürünün okul müdürlerini yeterince tanımadan puan vermesi ise büyük bir çelişkidir. Not verenler, verdikleri her olumlu ve her olumsuz notun gerekçesini belgeye dayalı olarak hukuk devleti gereği ortaya koymak zorundadır. Bizler çocuklarımıza, öğrencilerimize onurlu bir gelecek bırakacağız. Ya sizler?” vurgusunu yapan Akşan sözlerine şöyle devam etti:
 

DAYATMACI POLİTİKALAR


“10 Haziran 2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren “Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” sonrasında Türkiye çapında bütün eğitim kurumlarında 4 yılı dolduran eğitim yöneticilerinin görevlerinin yerlerine yenilerinin atanması ile birlikte sona ereceği açıklanmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, tamamen üst düzey eğitim yöneticilerinin değerlendirmelerine dayanan, eğitim kurumları yönetici değerlendirme sonuçlarını dün açıklamıştır. Açıklanan sonuçlara baktığımızda sendikamızın bugüne kadar eğitim yöneticilerinin performans değerlendirmesine tabi tutulması ve atanma biçimleri ile ilgili olarak yapmış olduğu bütün tespit ve eleştirilerin ne kadar haklı olduğu görülmektedir.

Yıllardır eğitim kurumlarını tıpkı bir “şirket” gibi yönetmek, okullarımızı “ticari işletme” haline getirmek için uğraşan MEB, tüm ülke çapında başlattığı siyasal kadrolaşma operasyonu ile başta Eğitim Sen üyesi okul müdürleri olmak üzere, bugüne kadar karşısında engel olarak gördüğü bütün eğitim yöneticilerini tek tek tespit ederek ayıklamıştır. MEB, eğitim yöneticilerini tamamen siyasi iktidar çizgisinde olan kişilerden oluşturarak, piyasacı ve dayatmacı politikalarını yukarıdan aşağıya “emir-komuta” zinciri içinde hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bakanlığın bu kadar kapsamlı bir tasfiyeye yönelmesi, aynı zamanda kendi başarısızlığının itirafı niteliğindedir.

Eğitim yöneticileri değerlendirme sonuçlarına göre görevden alınan ve görev süresi uzatılan okul müdürlerinin sendikal aidiyetine baktığımızda, eğitimde tarihin en büyük tasfiye operasyonu ve siyasal kadrolaşma girişimi ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır. Türkiye çapında başta Eğitim Sen üyesi okul müdürleri olmak üzere, yandaş sendika üyesi olmayan okul müdürlerinin çok büyük bir bölümü görevden alınmış, beklenildiği gibi yandaş sendika üyelerine alan açılmıştır. Piyasacı eğitime giden yolda bir adım daha atılmıştır.

 

TAMAMININ MÜDÜR OLMASI ENGELLENDİ

Çaycuma’da Eğitim Sen üyesi okul müdürlerinin tamamına 75’in altında puanlar verilerek bulundukları eğitim kurumlarında görev yapmaları engellenmiştir. Bu güne kadar görev yaptıkları kurumlarda büyük bir özveriyle ve başarıyla görevlerini sürdüren, haklarında hiçbir şaibeye yer bırakmayacak kadar onurlu ve her dönemde dik durmayı başarmış, velileri, öğrencileri ve kurumlarındaki eğitim emekçileri tarafından sevilen saygı duyulan üyemiz okul müdürü arkadaşlarımız dün itibariyle milli eğitim müdürü ve şube müdürlerinin hak, hukuk, liyakat vs. İlkeleri hiçe sayarak yaptıkları puanlamalar sonucu görevleri sona erdirilmiştir.


Çaycuma’da görev yapıp ancak rotasyon sonucu ilçemizden ayrılan şube müdürleri, okul müdürlerine yaptığı çalışmaları iyi bildikleri gerekçesiyle puan verirken; iki ay önce Çaycuma Milli Eğitim Müdürlüğü görevine başlayan İlçe Milli Eğitim Müdürünün okul müdürlerini yeterince tanımadan puan vermesi ise büyük bir çelişkidir. Not verenler, verdikleri her olumlu ve her olumsuz notun gerekçesini belgeye dayalı olarak hukuk devleti gereği ortaya koymak zorundadır.

 

DÜŞÜK PUAN İDDİASI

Üyelerimize düşük puan verilirken, yandaş sendika üyelerine bol kepçeden yüksek puanlar verilmesi şaşırtıcı değildir. İller genelinde yapılan değerlendirme sonuçlarına bakıldığında özellikle Eğitim Sen üyesi okul müdürlerinin tek tek belirlenerek görevlerine son verilmiş olması ve çok az sayıda üyemizin müdürlüğe devam etmesi, eğitim yöneticilerine yönelik olarak yapılan “performans” değerlendirmesin ne kadar “objektif” ve “adaletli” olduğunu göstermektedir.

Tüm kamu kurumları gibi, okullar da siyasi iktidarın “arka bahçesi” haline getirilmek istenmektedir. MEB’in bugüne kadarki pratiği ve dün açıklanan sonuçlar okulları iktidarın arka bahçesi haline getirmek isteyenlerin farklı düşünce ve renklere asla yer vermek istemediklerini göstermektedir.
Değerlendirme sürecinde birçok ilde üyelerimize ve yandaş olmayan diğer sendika üyelerine yönelik “sendika değiştirme” yönünde tekliflere ve şantajlara göz yumulmuş, bu konudaki şikâyetlerimiz dikkate alınmamıştır. Türkiye’nin çeşitli illerinde bazı müdürlerin bu baskılara boyun eğerek, yandaş sendikaya üye yapıldığı bilinmektedir.

 

GÖZÜ KARA UYGULAMA

Başından sonuna siyasal kadrolaşma operasyonu olarak gerçekleştirilen eğitim yöneticilerinin değerlendirilmesi ve görevlendirilmesi uygulamaları, hukuktan, adaletten ve objektiflikten yoksundur. MEB, son kadrolaşma operasyonu ile “adrese teslim” görevlendirmeler yaparak bir kez daha siyasi iktidarın en stratejik kurumu olduğunu göstermiştir.

Siyasi iktidarın en temel hukuk kurallarını çiğneyerek, gözü kara bir şekilde uyguladığı yönetici atama girişimlerinin birer birer yargıdan dönmesi, eleştirilerimizin ne kadar yerinde olduğunu göstermektedir. Örneğin Bursa İdare mahkemesi, verdiği bir kararla “şube müdürlüklerinde görevlendirilen 22 personelin tamamının aynı sendikanın üyesi olmaları dışında bir kriter gözetilmediği” iddiası ile yapılan şube müdürlüğü atamalarının tamamını iptal etmiştir. Bu durum Türkiye genelinde yapılan ve dün açıklanan müdür atamalarında da benzer bir şekilde gerçekleşmiştir. Şube müdürlerinin atamaları üzerindeki şaibe bulutları daha dağılmadan, eğitim kurumu müdürlerinin atanmasında MEB eliyle yapılmak istenen tasfiye operasyonuna karşı sendikamız gerekli hukuksal girişimleri başlatmıştır.

 

ŞEFFAF ŞEKİLDE AÇIKLANMALI

Eğitim müdürlerinin değerlendirilmesi ile ilgili şaibelerin ve adaletsizliklerin ortaya çıkması için eğitim kurumu müdürlerinin tamamının aldıkları puanlar şeffaf bir şekilde yayınlanmamıştır. Sisteme giren her eğitim yöneticisi yalnızca kendisine verilen toplam puanı görmekte, her biri siyasi iktidarın “emir eri” gibi hareket eden ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürlerinin verdiği puanlar değerlendirme sonuçlarında görünmemektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı ve milli eğitim müdürlükleri, müdür görevlendirmelerinde attıkları adımların ve verdikleri puanların şaibeli olmadığını, adil ve hakkaniyete uygun davrandıklarını düşünüyorlarsa, bütün illerin değerlendirme ve puanlama sonuçlarını şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır. Açıklanacak sonuçlar, okul müdürlerine yönelik değerlendirmelerin yöneticilik başarılarına göre mi, siyasi referanslara göre mi yapıldığı daha net görülecektir.

Eğitim Sen, kurulduğu günden bugüne eğitim yöneticilerinin Bakanlık tarafından, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, siyasi tercihlere göre belirlenmesi ve atanmasına karşı çıkmış, eğitim yöneticilerinin bütün eğitim bileşenlerin katılımıyla yapılacak seçimler ile kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesini savunmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim yöneticilerinin siyasi iradenin belirlediği idari makamlar tarafından belirlenmesi konusunda neden bu kadar ısrarcı olduğu, dün açıklanan değerlendirme sonuçları ile bir kez daha görülmüştür.

 

HER TÜRLÜ HUKUKSAL ve ÖRGÜTSEL MÜCADELE


Sendikamız objektiflikten ve hakkaniyetten uzak bir şekilde yapılan değerlendirmeler sonucunda görevleri sona erdirilen Eğitim Sen üyesi okul müdürlerine verilen puanların iptaline karar verilmesi istemiyle davalar açacaktır.

Eğitim Sen olarak, somut hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, tamamen soyut ve politik değerlendirmelerle düşük puanlar verilerek üyelerimizin yöneticilik görevine son verilmesine asla seyirci kalmayacağımız, bu konuda her türlü hukuksal ve örgütsel mücadeleyi yürüteceğimiz bilinmelidir.

Bizler çocuklarımıza, öğrencilerimize onurlu bir gelecek bırakacağız. Ya sizler…”

 

(Haber Merkezi)