CHP Zonguldak İl Başkanı Osman Yayla, yaptığı yazılı açıklama ile kamu emekçilerine 2010 yılında verilecek zammı eleştirdi.
Yayla, hükümet tarafından %2+2 oranındaki bir maaş artışının ciddi bir rakam olmadığını savunan açıklamasında, "Emeklilik camiasının da yapılan haksızlığın demokratik hesabını mutlaka soracağını kimse unutmamalıdır. Açlık ve yoksulluk sınırı içinde yaşam mücadelesi veren kamu çalışanlarımızı Devlet artık elinden tutmalıdır" dedi.
Taleplerin hükümetin önünde olduğunu ve daha fazla geç kalınmadan çalışanların yüzünün güldürülmesini vurgulayan CHP Zonguldak İl Başkanı Osman Yayla, açıklamasında şunları kaydetti:
"Tüm Türkiye ve bizler kamu emekçilerine 2010 yılında verilecek zammı ve diğer sosyal hakları belirleyecek süreci dikkatle izlemekteyiz. Gelinen noktada Hükümet tarafından %2 + %2 oranında bir maaş artışı önerildi ki elbette bu ciddi bir rakam olamaz. Olamamalıdır. Zira böyle bir zam, maaşlara aylık sadece 15-20-30-40 TL olarak yansıyacaktır. (çalışanların çok büyük kesimine ) Buda çalışanımızın öncelikle onurunu zedeleyecektir. Maddi anlamda da zaten bir değeri yoktur. İşçi ve bağ-kur emeklilerine 2009 yılı (2.) yarı için verilen aylık %1.8'lik zammı, siyasi irade asla baz almamalıdır. Emeklilik camiasının da yapılan haksızlığın demokratik hesabını mutlaka soracağını kimse unutmamalıdır. Açlık ve yoksulluk sınırı içinde yaşam mücadelesi veren kamu çalışanlarımızı Devlet artık elinden tutmalıdır. Onu kucaklamalıdır. Masa başına oturtulan sendikalarımızın sesine kulak verilmelidir. Şu anda tam zamanıdır. Süreç işlemektedir. Talepler hükümetin önündedir. Daha fazla geç kalınmadan çalışanlarımızın yüzü güldürülmelidir. Yaralara merhem olabilecek bir zammı bu ülke insanı kesinlikle duymak istemektedir.  
İŞÇİ MAĞDUR, EMEKLİ PERİŞAN
Diğer taraftan grevli toplu sözleşme hakkı olan bir sendikalaşma mutlaka sağlanmalıdır. Bu yönde yasal düzenleme yapılmalıdır. NİCE AÇILIMLARIN GÜNDEME GETİRİLDİĞİ BU DÖNEMDE en demokratik bir hak talebini kimse duymazlıktan gelemez. Grevsiz, toplu sözleşmesiz sendikanın oturtulduğu pazarlık masasında kuvvetler dengesinden bahsedilemez. Sendika vardır. Demokratik hiçbir yaptırım, gücü yoktur. Burada pazarlıktan bahsetme imkânı olamaz. Masadaki memur, yakınmaları ile kalır başka bir şey elde edilemez. Nitekim yıllardır buna tanığız. Öyle ise sendikaların çağdaş dünyaya yaraşır, demokratik yaptırım gücü olabilmelidir. Buda grevli toplu sözleşme hakkından geçer. Bir ramazan ayı içindeyiz. Barışa, kardeşliğe, güler yüzlere çok çok ihtiyacımız var. İşçi mağdur, emekli perişan işsizlik oranı %15'lerde, memur çırpınıyor, bıçak kemiğe dayanmıştır.  Hükümet bir yerden başlamalıdır. 
Ulusun bel kemiği memur camiamıza sahip çıkılmalıdır. Siyasi iradenin bu konudaki tutumunun ne olacağını sabırsızlıkla bekliyoruz."