Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Salih Alemdar ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte 55-10 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sakıncalarını anlatabilmek için dün Sağlık İl Müdürlüğünün binasının önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması yapan Salih Alemdar'a GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, GMİS Genel Başkan yardımcısı Dursun Oğuz, Türk Enerji-Sen Zonguldak Şube Başkanı Selami Yoğurtçu, Türk Sağlık-Sen Zonguldak Şube Başkanı Abdurrahman Uysal ve sendika üyeleri destek verdi. Kamu-Sen İl Temsilcisi Salih Alemdar, basın açıklamasında şöyle konuştu:

"YARDIM ALAN KIZ ÇOCUKLARINA
YAŞ SINIRI GETİRİLDİ"
"Sosyal güvenlik reformu aldatmacasıyla bir yılı geride bıraktık. Hem ekonomik hem de hizmet sunumu anlamında bakıldığında geçen bir yılın vatandaşlarımızdan neler alıp götürdüğü görülecektir. Hatırlanacağı gibi Konfederasyonumuz, bu  kanunun vatandaşlarımızın emeklilik ve sağlık haklarını budayacağını; emekli olmayı zorlaştıracağını, sağlığı paralı hale getireceğini söylemişti. Kanunun sakıncalı maddelerinin yeniden düzenlenmesi için basın açıklamaları, mitingler, eylemler gerçekleştirdik. En son 14 Ocak 2008 tarihinde Türkiye Kamu-Sen'in yaptığı bir saatlik iş bırakma eylemi, sağlık hizmetlerinde vatandaşlarımızın cebine el atılacağını vurgulamak ve hükümeti bu niyetinden vazgeçirmek içindi. Bir yıl içinde; Emeklilik yaşı 60'tan 65'e çıktı. Başka geliri olan dul eşe bağlanacak ölüm aylığı oranı yüzde 75'ten yüzde 50'ye düşürüldü.20 ay askerlik borçlanması için ödenecek para 2 bin 772 TL'den 4 bin 440 TL'ye yükseltildi. Yaşla sınırlı olmaksızın ana-babalarından sağlık yardımı alan kız çocuklarına yaş sınırı getirildi. Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edeceklerin emekli maaşlarının kesilmesi kararlaştırıldı. Asgari ücretin üçte biri kadar geliri olan, 18 yaşın üstündeki herkesten -eğitim görmemeleri kaydıyla- Genel Sağlık Sigortası adı altında prim alınmaya başlandı."
"SEÇİM ÖNCESİ UYGULAMALARIN CEZASI VATANDAŞA KESİLİYOR"
"Sağlık hizmetlerinin sunumunda alınan katılım payları artırıldı. Sosyal güvenlik açıklarını azaltmak üzere yapıldığı iddia edilen bu düzenlemelere rağmen, bu konuda başarılı olunamadı ve yılsonuna kadar Sosyal Güvenlik Kurumunun açığının 50 milyar TL'yi geçeceği ifade ediliyor. Seçim öncesinde siyasi rant sağlamak için yapılan uygulamaların cezası yine vatandaşa kesilmekte, yanlış yönetimden kaynaklanan sosyal güvenlik açıkları bizlere ödetilmeye çalışılmaktadır."
"TEK ÇATI ALTINDA SOYGUN BÜYÜYEREK DEVAM EDİYOR"
"Tek çatı altında toplanan kurum çalışanları ayrımcılıktan, sendikal baskılardan bıkmış durumdalar. Kurumun oluşumunun üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen tam 4 başkan değişti. Adına reform denilen aldatmaca, son bir yıl içinde sosyal devlet ilkesinin son kırıntılarını da alıp götürmüştür. Sosyal Güvenlik Kanunu ile hastanelerin paralı olacağını, muayenelerde, tedavilerde, kullanılan araç gereçlerde ve ilaç bedellerinde vatandaşlarımızın cebinden çıkacak paranın artacağını söylemiştik. 14 Ocak 2008 tarihi Salı günü işe 1 saat geç başlarken, Sayın Başbakan bizi yalan söylemekle ve vatandaşları kandırmakla suçlamıştı. O gün bizleri yalan söylemek ve vatandaşları kandırmakla suçlayan Sayın Başbakana sormak gerekmez mi? "Şimdi sağlık kuruluşlarına giden her SGK üyesi bu kuruluşlara para ödüyor. Artık sağlık hizmetleri paralı hale geldi. Sağlık kuruluşlarının aldığı Tedavi Katılım Payının ilk uygulanması hakkındaki ilk düzenleme 31 Aralık 2008 tarihinde yapılmıştı. Bu tarihteki düzenlemeye göre sağlık kuruluşlarında alınan Tedavi Katılım Payı miktarlarını az bulan AKP bu düzenlemeyi 18 Eylül 2009 tarihinde yürürlükten kaldırarak, aynı tarihli yeni bir düzenleme ile Tedavi Katılım Paylarını artırmış Sağlık kurum ve kuruluşlarındaki ayakta tedavilerine ilişkin hekim ve diş hekimi muayenelerinden birinci basamak sağlık kuruluşları ve aile hekimliği muayenelerinden 2 TL alınıyor. Devlet hastanelerinde ve özel sağlık kuruluşlarında muayene başına 3 liralık indirime rağmen; Devlet Hastanesine 5 TL, Özel Sağlık Kurumlarına 12 TL katkı payı ödüyoruz. Ayrıca eczaneye gittiğimizde reçete başına 3 TL alınıyor. Tedavilerde ve kullanılan araç gereçlerde katılım payı adıyla alınan paralarda artırıldı. Üstelik bu paraların çoğu bizim haberimiz olmadan maaşlarımızdan otomatik olarak kesiliyor. Madem hastaneye her gidişimizde para ödeyeceğiz, neden bir de sağlık sigortası primi ödüyoruz? Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de kişi başına yıllık 4 muayene yapılıyor. Başka bir deyişle yılda ortalama dört kez doktora gidiyoruz. Muayene katılım payı, reçetelerden alınan 3 TL, ilaç ve tedavi katılım payları ile birlikte 70 milyon nüfustan yıllık toplam en az 10 milyar Lira gasp ediliyor. Yani yılda kişi başına ortalama 143 TL'miz hastanelerde biz farkına varmadan cebimizden alınıyor. Dört kişilik aileden kesilen para yıllık 572, aylık 48 TL. En düşük memur maaşına yapılan zam ortalama 37,5 TL. Bir taraftan kaşıkla verirken, diğer taraftan kepçeyle gözümüzü oymaya çalışıyorlar. Hastaneye adım attığımız andan ilacımızı alıncaya kadar yolunacak kaz muamelesi görüyoruz. Sağlık kuruluşlarının bu uygulaması su sonucu ortaya çıkarıyor; tedavi hastalıktan daha acı verici hale geliyor."
"Siyasi irade hastaneleri "Deli Dumrul Köprüsü"ne dönüştürmüştür. Sağlık kuruluşlarına girenden de, çıkandan da artık para alınmaktadır. Bizler hastanelerin ticarethane mantığıyla işletilmesini asla kabul etmiyoruz. Deli Dumrul dayatmasıyla alınan katılım paylarının sona erdirilerek, sosyal devlet ilkesinin tam olarak hayata geçirilmesini istiyoruz. Sağlıktaki bir yıllık bu uygulamalar halka reform diye yutturuluyor. Türkiye Kamu-Sen bu reform yutturmasına asla razı gelmeyecektir".4 Halkımıza ve tüm kamu çalışanlarına sesleniyoruz. Sağlık kuruluşlarında bu aldatmaca reform mantığı devam ettiği sürece, ileride sağlık hizmetlerinin tamamı paralı hale gelecektir. Bu zihniyete şimdi dur denilmezse, gelecekte bizleri çok daha zorlu günler beklemektedir. Bu uygulamalarla AKP sosyal devletten yana değil, soygun devletten yana olduğunu gösteriyor. Sağlık kuruluşlarındaki bu soygun ortadan kalkmadıkça; bizler bugün İl Sağlık Müdürlüklerinin, yarın Sağlık Bakanlığı, bir sonraki gün Başbakanlığın önünde olacağız.