Kdz. Ereğli basın dünyasında haftalık yeni bir gazete daha çiçek açtı. Basın sektörü olarak bir çok il ve ilçeleri geride bırakan Kdz. Ereğli'de yeni gazetenin sahibi ise bildik ve tanıdık biri. Basın sektöründe çok uzun yıllar muhabirlik ve sayfa editörlüğü yapan, her hafta onlarca gazetenin tasarımı ve haberlerini tek başına gerçekleştirme başarısını yıllardır gerçekleştiren Serpil Demir, Ereğli SAHİL Gazetesi'nin imtiyaz sahipliğini üstlendi.Gazetenin Sorumlu Yazıişleri Müdürlüğü görevini de yürütecek olan Serpil Demir, 2012'nin son gününü kuruluş tarihi olarak basın dünyasına yazdırdı. Demir'in, bilgi ve birikimiyle farkını farklılığı ile ortaya koyacağı inanıyoruz. Serpil Demir,  gazetenin ilk sayısındaki Biraz Geç Kaldık Ama! başlıklı yazısında ise gazetecilik aşkını şöyle kaleme aldı.

Biraz geç kaldık ama!..
Merhaba, Yıl 1994.  Aylardan Ekim.  Lise-den arkadaşım, kan kardeşimin vasıtasıyla, gençlik başımda duman havasıyla, o zamanların en popüler gazetelerinden Şirin Ereğli Gazetesi ile  tanıştım.  Ga-zete  sektörü ile tanışmam bir tesadüf, geçici bir hevesti o zamanlar. 18 yıl ön-ce Bismillahirrahmanirrahim diyerek  başladığım bu sektörde kalışım belki kaderimdi. Bilinmez!.. Geçici bir hevestiya bizimkisi,1 ay, 2 ay, 3 derken 7 yılı devirivermişiz Şirin Ereğli Gazetesi'nde.  Merhum Şadan Sönmez'in Kulis Kazanı köşesi ilgi odağıydı gerek siyasilerin, gerekse ki sokaktaki vatandaşın.  Rahmetli Şadan abi itinayla hazırlardı haberlerini. Kendi hazırlardı karanlık odada haber fotoğraflarını. Ne meşakkatli bir işmiş yahu!.. İki bilgisayarımız vardı; Biri Şadan abinin bir diğeri ise mizanpajcıların. Bize zor gelirdi bilgisayar karşısına oturup, değil haber, yazı yazmak .  Öğle arası bilgisayarlar boşalınca ben geçiyordum bilgisayara, sağolsun Tahsin Erel yazı yazmasını öğretiyordu. Kısa bir zaman sonra F klavyeyi sular seller gibi kullanmaya başlamıştım.  Şadan Sönmez'in Şirin Ereğli ile yollarını ayırmasıyla birlikte iş başa düşmüştü. Haydi habere!.. O basın toplantısı, bu  miting derken, bakmışız iyiden iyiye bu sektöre adım atmış değil, içine girivermişiz. Birazda kanımızda varmış galiba gazetecilik. Rahmetli dayım gazeteci Avni Saka'da, Merhum Turan Kayalı'nın  Memleket Gazetesine büyük emeği geçenler arasında.  İlk girdiğim gün öğrendiğim gazeteciliğin 5 N 1 K kuralları haricinde,  Şirin Ereğli Gazetesi'nin kurucusu Bedri Erel'den de mesleki terbiye dersleri aldım. İyi ki de almışım.

* * *

Geçici bir heves olarak başladığım bu sektörde bir bakmışım kendimi Önder Gazetesi'nde buluvermişim. Kandillili hemşerim Eyüp abi (Bektaş)'tan habercilik konusunda feyzler aldım, Gazeteci Yaşar Uysal'dan mesleki kültür. Dedikodu yerine haber üretme dersleri aldım. Ne yazık ki  bazı sorunlar nedeniyle ara vermek zorunda kaldım. Bir-iki günlüğüne yardıma gittiğim Damar Gazetesi ise son durağım oldu. Anladım ki geçici bir heves olarak başladığım bu meslek benim evim, yuvam olmuş. Madem evlenmişim bu meslekle; neden bir de çocuğum olmasın!.. Ahhh o SAHİL yok mu o SAHİL. 94 yılından bugüne gelişen ve değişen Şirin Ereğli'mizin sahili de; Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık'ın  sihirli parmaklarıyla adeta değişmişti. O yıllarda taş yığınları, köhne ve pislik içinde olan Ereğli sahili, bugün ressamlara, şairlere ve yazarlara ilham kaynağı oldu. Benim gazeteme de isim EREĞLİ SAHİL. Bismillahirrahmanirrahim diyerek başladığımız bu meslekten kopamayacağımızı anladık. Bir kere almışız gazetedeki mürekkep, şirin ilçemizin sahilindeki deniz kokusunu. Allah bu yolda yüzümüzü kara çıkartmasın.   Haydi VİRA BİSMİLLAH.