CKD Zonguldak Şube Başkanı Gülhan Çetin, yaptığı açıklamasında şunları söyledi: "Geçtiğimiz sene kayıtlara geçen 474 gibi dehşet bir rakam ile ülke olarak Kadın Cinayetlerinin bir yenisine daha engel olamadık.. Söze gelince isyan ve eylem işbirliği ile sesini yüksek çıkararak bağıranlar, 2019 yılında 474 kadın katledilirken neredeydiler? Şeyma Yıldız, Şule Çet, Emine Bulut, Özgecan Aslan ve daha niceleri. En yakınları tarafından katledilen kadınlar, önce baba sonrasında koca hakimiyetine girerek mutlak bir sahipleri oluyor. Birey oldukları unutulmuş , unutturulmuş çaresiz kadınlar.Kendi hayatlarına kendilerinin karar verme hakkı çok görülen , özgüllükten soyutlanmış “eşya” gibi görülen kadınlar hak mücadelesine girdiklerinde ölümle yüzleşiyorlar.Geçtiğimiz günler de kadın cinayetlerine bir yenisi daha eklendi. Babası tarafından 16’sında, hayatının baharında namus bahanesiyle öldürülüp acımasızca yol kenarına atılan Şeyma Yıldız onlardan biri oldu ne yazık ki. 21. yüzyılda “Bir erkeğin kız arkadaşı olması nasıl normal ise tersi de mümkün. Bir baba tarafından kadının yaşam hakkının sonlandırılmasının hiçbir bahanesi ve hiç bir gerekçesi olamaz. Kadın cinayetlerini gelenek görenekle açıklayan, katli yapanın bahanesini de kimi zaman haklı bulduğunu beyan ederek meşrulaştıran zihniyetin bir an önce gerekli politikalar sağlanarak değiştirilmesi gerekmektedir. Devletin ‘namus’ cinayetlerine karşı net, tavizsiz bir tutum alması oldukça gerekli olup, mutlak çözüm politikalarından ilki olmalıdır. Ayrıca, namus cinayeti kisvesi altında işlenen kadın cinayetlerini İslami bakış açısıyla değerlendiren ve bu katli haklı bulan bir kitlenin olduğu da yadsınamaz. Dini açıdan, gelenek görenek ve örf ve adetlerin arkasına sığınarak bir kadının yaşam hakkını elinden alan namus bekçilerine ağırlaştırılmış hapis cezaları verilecek bile olsa, bu durum yeterli olamayacak olup bir süre sonra bir kadının yaşam hakkı daha elinden alınacaktır.Bir erkek 'cinsiyet' rollerine göre farklı şekilde eğitilerek büyütülmüş ise toplumun kendisine öğrettiği ve inandığı ahlaki inançlar yüzünden bir kadını öldürmeyi kendisinde hak görecektir. Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak, kadın cinayetleri bireysel bir olay değil, toplumsal bir sorundur diyoruz.. 13 yaşındakilerin cinsel köle yapıldığı, ilkokul çağındaki kızlarımızın gelin edildiği, kadınlarımızın iş yaşamında ötelendiği, siyasi yaşamda vitrin malzemesi sayıldığı ülkemizde, her birimizin tek tek kendi sorumluluğumuzu anımsamamızın vakti çoktan gelmiştir. Cinsiyetçi devlet, tecavüzcüyü kravat taktığı ve uslu görümlü savunma verdiği için koruyan yargı ve kanunlar, kadının yolunu tıkayan politikacılar istemiyoruz. Üstümüzdeki tüm baskılara isyan ediyor, devletin tüm resmi kurumlarını kadın cinayetlerini önlemek için göreve çağırıyor ve diyoruz ki, hiçbir zaman susmayacağız. Ahlak ve namus denince sadece kadından konuşmaya başlayan herkes, önce kendini bir irdelemeli.Namus beyinde başlar diyor, işlenilen tüm kadın cinayetlerini kınıyoruz" dedi.