- Baston üreticisi Karadeli:
- "Bazı şeyleri düşünmemek için bastona sımsıkı sarılıyorum. El yapımı baston yapıyorum ve bu haldeyken bir işi yapıp beğenildiği zaman muazzam mutlu oluyorum. Burada fizik tedavimi kendi kendime yapıp, baston işiyle kendimi ruhen tedavi ediyorum"

 

Devrek’de iş kazasında omuriliği zedelenen ve kısmi felç geçiren 37 yaşındaki Sinan Karadeli, kardeşinin kaporta dükkanında kendisi için oluşturulan alanda el işlemeli bastonlar yaparak, sıkıntılarından kurtulmaya çalışıyor. 

 

OPERATÖRDÜ

Yaklaşık 15 yıl önce Antalya'nın Elmalı ilçesindeki mermer ocağında kepçe operatörü olarak çalıştığı sırada iş kazası geçiren 37 yaşındaki Karadeli, omuriliğinin zedelenmesi sonucu kısmi felç oldu. Bir yıl boyunca hastanede tedavi gören ve 7 ameliyat geçiren Karadeli, diz kapağından aşağısı tutmadığı ve ayak bilekleri işlevini yerine getirmediği için uzun süre fizik tedavi gördü. 

 

“AYAKTA KAL”

Koltuk değnekleri yardımıyla dengede durabilen Karadeli, bir yakınının tavsiye ettiği baston yapımı kursuna kendini iyi hissetmek ve moral bulmak amacıyla eşinin desteğiyle katılmaya karar verdi.  Kursta tanıştığı bir kişinin engelli kardeşi için aldığı bastonun üzerine yazdırdığı "Ayakta kal" cümlesinden etkilenen Karadeli, kurs bitiminin ardından kardeşinin kaporta dükkanında kendisi için oluşturulan alanda el işlemeli bastonlar üretmeye devam etti.  Azmiyle örnek olan ve engelleri "Bana moral veriyor." dediği baston yapımı sayesinde aşan Sinan Karadeli, üretmenin mutluluğunu da yaşıyor.   

 

“BASTON YAPIMINA SIMSIKI SARILDIM”

İki çocuk babası Karadeli, yaptığı açıklamada, yaşadığı sıkıntılara rağmen mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmediğini söyledi. Hayatını omurilik felçlisi olarak sürdürmeye devam ettiğini belirten Karadeli, "Fizik tedaviye devam ettim. Ailem bana çok yardımcı oldu. Benim için zor bir süreçti. İlerisi için, 'Durumum ne olacak' diye düşünmeye başlamıştım. Fazla bir beklentim yoktu. Ta ki doktora diş tedavisine gittiğimde, eşimle orada tanışana kadar. Eşimle tanıştıktan sonra benim için başka bir hayat başladı." dedi. 

 

“AĞABEY YANIMA GEL”

Karadeli, bir yakınının tavsiyesi üzerine baston kursuna gitmeyi eşinin destekleriyle karar verdiğini anlatarak, şöyle devam etti: "Ağaç işlemeciliğini sevdiğim için baston yapımına hemen ısındım ve sımsıkı sarıldım. Kurslar bittiğinde yine devam ettim. Kardeşim kaporta dükkanı açmıştı. Bana, 'Ağabey yanıma gel, sana orada bir köşe yapayım. Orada çalış.' dedi. Şimdi baston yapımını burada devam ettiriyorum. Öğlen gelip 4-5 saat çalışıyorum. Eğer bu işi devam ettirmezsem psikolojik ve fiziksel olarak hasta olurum diye düşünüyorum. Doktorlarıma, 'Baston yapmaya başladım' dediğim zaman bana, 'Bu işe devam et. Psikolojik ve spor açısından sakın bırakma' diyorlar."

 

“KENDİMİ RUHEN TEDAVİ EDİYORUM”

Karadeli, baston yapımıyla ilgilendiğinde yaşadığı sıkıntıları ve sağlık sorunlarını unuttuğunu aktararak, şunları kaydetti: "Bazı şeyleri düşünmemek için bastona sımsıkı sarılıyorum. El yapımı baston yapıyorum ve bu haldeyken bir işi yapıp beğenildiği zaman muazzam mutlu oluyorum. Burada fizik tedavimi kendi kendime yapıp, baston işiyle kendimi ruhen tedavi ediyorum. 'Baston işi olmasa ben ne yapabilirim' diye düşünüyorum. Evde oturup kalacağım, bir gün, iki gün oturacağım. Bu sefer de mutsuz, hayattan zevk almayan bir insan olup etrafıma, eşime, çocuğuma yansıtacağım. Çalışan bir vatandaş gibi evden çıkıp geliyorum buraya. Arkadaşlarımla sohbet edip, çay içiyorum. Onlar yetiyor bana."

 

“AYAKTA KALMALIYIM DİYE DÜŞÜNDÜM”

Engeline rağmen üretimde bulunmak için çaba sarf ettiğini vurgulayan Karadeli, kendi gibi engelli olanların kesinlikle yılmaması ve muhakkak bir şeylerle uğraşmaları gerektiğini belirtti. Karadeli, kurs sırasında yabancı uyruklu biriyle tanıştığını anlatarak, "Bu kişi oradan bir baston aldı. Bir kağıda yabancı dilde bir şeyler yazdı. 'Bunu bastona yaz' dedi. Ben de yazdım ama ne yazdığını merak ettim. Arkadaşıma, 'Bana ne yazdırdı?' diye sordum. O da bana, 'Onun, senin gibi engelli genç bir kardeşi var. Ona hediye edecek bu bastonu. Oraya, 'Ayakta kal' diye yazdırdı' dedi. Bu benim çok hoşuma gitti. 'Ben de ayakta kalmalıyım' diye düşündüm. O slogan benim sloganım oldu. Başıma bir şey geldiği zaman 'Ayakta kal' cümlesi aklıma gelir." ifadelerini kullandı. 

 

(Anadolu Ajansı)