CHP Kdz. Ereğli İlçe Eğitim Sekreteri E. Çiğdem Kılıç, 10 Kasım nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Neden üzülürüz 10 Kasımlarda? Atatürk öldü diye. Elbette ki böyle bir insanın daha uzun yaşaması Türkiye için çok daha hızlı bir gelişme sağlardı” dedi.

Açıklama şu şekilde:

“Dünyanın düzeni  bu insanlar doğar, yaşar ve ölürler. Kimileri hayatta kayda değer bir şey yapmadan yaşarken, kimileri ise adını altın harflerle yazdırarak  tarihe iz bırakırlar.

Mustafa Kemal de bir insandı. Doğdu, yaşadı ama herkesten farklıydı.

Bizler daha ilkokul çağında öğrenmeye başlarız  O’nun adını . Önce doğum tarihi, 29 Ekim, 23 Nisan ve 10 Kasım. Bu tarihler yapılan devrimlerin, uğrunda verilen mücadelenin, öğrendikçe büyüyen, düşündükçe anlam kazanan dönüm noktalarıdır.

Bağımsızlığın ve özgürlüğün önemi, onları kaybettiğimiz de daha iyi anlaşılır.

Hiç çabalamadan hakları verilen kadınların kadın haklarının önemini anlaması için, biraz daha geniş düşünmesi gerekir. Atatürk’ü anlamak ve yaptıklarını kavramak için önce var olanın değerini anlamalıyız.

Sonrasında ise elimizdekilerin yokluğunda neler olabileceğini, tüm bunların nasıl bir ortamda yoktan var edildiğini…. İşte o zaman, bizi bizden çok düşünen bu lider, üstün zekası ve yetenekleri ile bizi kendisine hayran bırakır.

Neden üzülürüz 10 Kasımlarda ? Atatürk öldü diye. Elbette ki  böyle bir insanın daha uzun yaşaması Türkiye için çok daha hızlı bir gelişme sağlardı.

Daha kısa zamanda daha da büyük işler başarılabilir, dünyadaki gelişim yarışına daha ileri bir şekilde devam edebilirdik. Ancak Atatürk bir insandı. İnsan ömrünün sınırları ile sınırlıydı yaşam süresi.

Bu sürede gereken kadarını yaptı ve gitti. Bu yüzden Atatürk’ün ölümüne üzülmek yerine birer Atatürk olmak gerekir.

10 Kasım ölüm yıldönümüdür. Sevilen bir kimseyi kaybetmenin acısıdır. Ancak 10 Kasımlarda Atatürk’ü aramak, yaşıyor olmasını dilemek tembelliktir, çalışmayı başkasından beklemenin işaretidir.

O yapacağını yaptı, şimdi sıra genç, yaşlı bizlerde.

Kazanımlarımıza sahip çıkıp, geliştirmek, çalışmak, ilerlemek hatta koşmak bize düşüyor.

Cehalet ve gericilikle mücadele etmeliyiz.

Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”