"Bu ülkenin birliğine, beraberliğine, bu ülkenin selametine, zenginliğine, herkes bilsin ki kim kötü düşünürse bu millet, bu devlet onun yanına bırakmaz. Ey Kandil'dekiler size sesleniyorum, şu kadar yüreğiniz olmadığını, alçak uşak olduklarınızı, it gibi oradan havladığınızı biliyoruz ama buraya gelmeye cesaretiniz olmadığını da biliyoruz. Az zamanınız kaldı, bunu bilesiniz"

 

 

"Biz MHP ile güzel bir uzlaşma yaptık. Kılıçdaroğlu peki Allah'ınızı severseniz kiminle uzlaştı? Kimle ittifak etti? PKK, FETÖ ile ittifak etti mi? Ardından Almanya, Hollanda'yı, ne kadar bizim dışımızda bizim üzerimizde baskı kurmak isteyen varsa, hepsini arkasına aldı mı? Buradan söylüyoruz. İster PKK, ister FETÖ, ister DEAŞ, ister Hollanda, ister Almanya, ister PYD, ister YPG kim olursa olsun topunuz gelin"

 

 



İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu ülkenin birliğine, beraberliğine, bu ülkenin selametine, zenginliğine, herkes bilsin ki kim kötü düşünürse bu millet, bu devlet onun yanına onu bırakmaz." dedi.

 


 

"TERÖRİZME KARŞI..."

 Soylu, Kdz.Ereğli'de AK Parti Kdz.Ereğli İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen mitingde, çok badirelerden ve sıkıntılardan geçildiğini, milletin üzerine oynanmayan oyun kalmadığını söyledi.  Türkiye'yi, aziz milleti terbiye etmeye çalışanların olduğunu dile getiren Soylu, "Şunu ifade etmek isterim, bizi terbiye etmeye çalıştılar. Bizi öyle terbiye etmeye çalıştılar ki darbelerle terörizmle anarşizmle enflasyonla ekonomik krizlerle siyasal kaoslarla kıyafetlerimiz, inançlarımız, değerlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz, ananelerimiz üzerinden, kardeşi kardeşe düşürerek terbiye etmeye çalıştılar." diye konuştu.

 


"TERBİYE ETMEYE ÇALIŞANLAR..."

Soylu, 16 Nisan'ın sadece bir referandumun adı olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Bize terbiye etmeye çalışanlara karşı 'Bu vatan bizimdir, bu toprak bizimdir.' diyen bir haykırışın o güçlü sesidir. 16 Nisan neyin haykırışıdır biliyor musunuz? Patron millettir, millettir, millettir. 25 bin dolara ulaşmamızı istemiyorlar, enflasyonun yüzde 5'in altına düşmesini, faizin yüzde 4'ün altına gelmesini istemiyorlar. Savunma sanayisinde yaptıklarımız onları çıldırtıyor. Bizim adım atmamızı, zenginleşmemizi, evlatlarımızın kaliteli bir eğitimle buluşmasını istemiyorlar. Başımıza çorap örüp, sürekli ensemizde boza pişirmek, yıllardan beri onların kendi alışkanlıkları haline gelmiş."

 



"AFRALARINDAN, TAFRALARINDAN..."

Kendileri için "Tek başına hükümete gelemediniz. Yine düştünüz, hükümet kuramıyorsunuz." denildiğini hatırlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hani yüzde 10'un üzerinde oy alıp da afralarından, tafralarından, fiyakalarından, cakalarından o vazgeçmeyenler var ya. O tehditle oy alanlar, musluklardan kan akıtarak oy alanlar, milleti tehdit edenler... Çocukların okuluna adam gönderip, 'Annenize babanıza selam söyleyin, oy vermezlerse onlara gereğini yaparız' diyenler. Onlar evlere pusulalar gönderdiler, milletimizi tehdit ettiler, ürküttüler, korkuttular. Onlardan bir tanesi ne dedi, yüzde 10'u alınca havaya girdi. 'TC'yi tükürüğümüzle boğarız' dedi, şimdi nerede? Kodeste. Şimdi sadece o mu? Hayır. Neymiş sırtını PYD'ye yaslayacakmış. Neymiş, sırtını PKK'ya yaslayacakmış. Yasla şimdi duvara da görelim nereye yasladığını? Bu ülkenin birliğine, beraberliğine, bu ülkenin selametine, zenginliğine, herkes bilsin ki, kim kötü düşünürse bu millet, bu devlet onun yanına bırakmaz."






"TERÖRLE MÜCADELE EDİYORUZ"

"Bugün özerklik ilan edeceğinizi ifade edin de alalım boyunuzun, posunuzun ölçüsünü." diyen Bakan Soylu, şunları kaydetti: "Terörle mücadele ediyoruz. Hiç merak, endişe etmeyin. Bu kış tam 6 ay boyunca evlatlarımız dağlardan bir adım şehre inmediler. Bine yakın sığınağı tarumar ettiler o Gabar'da, o Cudi'de, o Bestler derelerde, o Tendürek dağlarında her yerde ama her yerde bizim evlatlarımız aslanlar gibi onları kovaladılar, onlar da fare gibi kaçtılar, fare gibi. Zannettiler ki istediğimiz gibi borumuzu öttürürüz. Öyle bir şey yok. Öyle istediğin yerde istediğin kişiye han kurdurmazlar. Bu memleketin birliğini milletin kardeşliğini, birliğini, kardeşliğini ortadan kaldırabilmek için kimin maşalığını yaptıklarını biliyoruz. Bu memlekette bir daha kimse PKK'nın adını almayacak. Kandil'den it gibi havlıyorlar. Neymiş oradan diyorlar ki, 'Hayır' verin. Oradan baskı kurmaya çalışıyorlar. Ey Kandil'dekiler, size sesleniyorum, şu kadar yüreğiniz olmadığını, alçak uşak olduklarınızı, it gibi oradan havladığınızı biliyoruz ama buraya gelmeye cesaretiniz olmadığını da biliyoruz. Az zamanınız kaldı, bunu bilesiniz."

 



"KILIÇDAROĞLU PEKİ KİMİNLE UZLAŞTI?"

Yeni bir sistemi milletin önüne getirdiklerini belirten Soylu, "Biz MHP ile güzel bir uzlaşma yaptık. Kılıçdaroğlu peki Allah'ınızı severseniz kiminle uzlaştı? Kimle ittifak etti? PKK, FETÖ ile ittifak etti mi? Ardından Almanya, Hollanda'yı, ne kadar bizim dışımızda bizim üzerimizde baskı kurmak isteyen varsa, hepsini arkasına aldı mı? Buradan söylüyoruz. İster PKK, ister FETÖ, ister DEAŞ, ister Hollanda, ister Almanya, ister PYD, ister YPG kim olursa olsun topunuz gelin." diye konuştu.

 



"BÜTÜN DERTLERİ BU"

"Tek bayrağa kim hayır diyorsa, yasak koyarız." diyen Soylu, şöyle konuştu: "Şimdi bir taraftan bunlar, bir taraftan PKK. Ey Kılıçdaroğlu, siyaset yapabilirsin, siyaset ortaya koyabilirsin. Her türlü fikri söyleyebilirsin, her türlü düşünceyi ortaya koyabilirsin. Ama memleketin beka meselesi olunca biraz durman lazım. Bu ülkemizin geleceğinin meselesidir. Bizim terörün belini kırmak üzere olduğumuz bir zaman dilimi içerisinde, eğer terör örgütünün değirmenine can suyu taşıyorsa, ey Kılıçdaroğlu, bu millet, bu dünyada öteki dünyada da bunun hesabını senden sorar. Bunların işi gücü bu ülkede yapılan hizmetlerin önüne kesmek, bunların işi gücü milletin değerleri ve medeniyetiyle yarına düşmesini engellemek. 'Aman millet bunu kaybederse, yeni bir millet anayasası yapılırsa bu ülke büyür, bu ülke zenginleşir, bu ülke güçlü olur ve kuvvetli olur.' Bütün dertleri bu. Türkiye ayaklarının üzerinde durmasın, Türkiye 21. asrın başında başladığı bu yükselişi devam ettirmesin. Türkiye kendini bulmasın, kimliğiyle, karakteriyle birlikte geleceğe adım atmasın. Bütün dertleri bu."

 



"OĞLUM NE OLUR GİTME?"

Yeni sistem milletin iradesine tabi olanların, başarılı olanların sistemi olacağını ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlar istiyorlar ki bizim dediğimizi yapan meclis olsun. Hayır. Meclis güçlü olacak ve milletin dediğini yapacak. Güçlü, kuvvetli bir meclis olacak. Milletin dediğini gerçekleştiren, kanun yapan ve hükümet ile millet arasında köprü olan bir meclis olacak. Şimdi bir de takmışlar 18 yaşındaki gençlere. Öyle mi? İşte 24 yaşında mebus olmaz,  23'de, 22'de, 21'de, 20'de, 19'da 18'de, olmaz değil mi? Ama 15 yaşında Çanakkale'de şehit olur değil mi? Kurtuluş savaşında şehit olur değil mi? Veya 15 Temmuz akşamı, 'oğlum ne olursun gitme' diyen annesine, 'Ana memleketimi istila etmeye çalışıyorlar. Hakkını helal et, ben şehit olmaya gidiyorum' diyen olur değil mi, olur. Avrupa'nın yüzde 73'ü, 18 ile 21 yaş arasında milletvekilliği yapıyor. Niçin yapıyor acaba? Derdi ne? Bunu gelişmiş ülkeler yapacak ama bunu biz yapmayacağız? Niçin yapmayacağız? Hatırlar mısınız yıllarca bu ülkede başörtülüleri meclise sokmadılar. Neden, 'olmaz' dediler onlardan milletvekili. Neden, çünkü kadınların bir kısmını dışarıda bırakalım, diğerlerin bir kısmını dışarıda bırakalım. Biz bu memleketi nasıl büyüteceğiz, dışarıda bıraka bıraka.Nasıl büyüteceğiz, nasıl zengin olacağız, nasıl özgür olacağız, nasıl geleceği güçlü ve kudretli ve kuvvetli iri adımlarla büyük adımlarla gideceğiz. Onların bu oyunlarını bozmak millet iradesi ile mümkündür ancak."

 

 

(Haber: Mustafa Kemal Bektaş)