Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanı Sadık Kar yeni anayasa ile ilgili görüşlerini madde madde açıklarken, “Yeni anayasa teklifi çerçevesinde üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli unsurlardan biri de Yargı Bağımsızlığıdır. Yargı, ne Yasama’nın ne de Yürütme’nin etkisinde kalmayacak şekilde düzenlenmelidir.” Dedi.

 

Sadık Kar “Son 10 yıldır ülkemizin gündeminde olan Anayasa değişikliği ve son 5 yıldan beridir seslendirilen ve şu anda gündemin zirvesine oturan başkanlık sisteminin hakkındaki görüşlerimizi sizinle paylaşmak istedik.” Başlıklı açıklamasına şöyle devam etti:

 

Saadet Partisi prensip olarak “Başkanlık Sistemi”ne karşı değildir. Burada sistemin yapısı işleyiş esasları çok önemlidir.

Saadet Partisi bu konuyu büyük bir titizlikle ele almış, uzman akademisyenler, STK temsilcileri, kanaat önderleri ve araştırma kuruluşlarıyla görüşerek tekliflerine başvurmuş, milletimizin ihtiyaç ve beklentilerine en uygun bir sistemin oluşmasına gayret etmiştir.

 

Saadet Partisi olarak Başkanlık Sistemi, ya da bugünkü ifadesiyle Cumhurbaşkanlığı sistemi konusundaki düşüncelerimiz ve tekliflerimiz hem kamuoyu ile zaman zaman paylaşılmış, hem de bizzat Genel Başkanımız tarafından Sayın Cumhurbaşkanına iletilmiş ve şifahi olarak da dile getirilmiştir.

 

Saadet Partisi olarak bizler; “Birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek”, “Demokratik anlayışımızı olgunlaştıracak”, “Ülke istikrarına katkı yapacak” her türlü girişimi önemli buluyoruz. Yeni anayasa çalışmalarını da bu çerçevede değerlendiriyoruz.

 

YENİ ANAYASA VE CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNE İLİŞKİN TESPİT, DEĞERLENDİRME VE ÖNERİLER

 

- Yeni dönemin millet nezdindeki itibarını, “ yasama, yürütme ve yargı” arasındaki “uyum ve denge” belirleyecektir. Bu üç erk arasındaki ilişki, “denge ve denetleme” prensibi çerçevesinde, birinin diğeri üzerinde herhangi bir hakimiyet ya da vesayet oluşturmasına imkan vermeyecek şekilde düzenlenmelidir.

 

-İcranın tek elde toplandığı Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde istikrar en önemli avantajlardan biridir. Hükümeti kuramama ya da kurulmuş hükümetin güvenoyu ile düşürülmesi gibi kaygılar olmayacağı için güçlü bir icraat imkanı ortaya çıkacaktır. Ancak, güçlü bir Yürütme organı ile doğru orantılı olarak güçlü bir Yasama’nın varlığı Hükümetin faaliyetlerini denetleme ve dengeleme noktasında yeni sisteme güç katacaktır.

 

-Güçlü bir Meclis’in en önemli şartı ise temsilde adaletin azami düzeyde sağlanmış olmasıdır. Toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği, görüş ve tekliflerini ifade etme imkanı bulduğu bir Meclis, millet nezdinde bugünkünden çok daha demokratik ve saygın hale gelecektir.

 

-Güçlü bir Meclis için, “Siyasi Partiler Kanunu”ndaki seçim barajları tamamen kaldırılmalıdır. Böylece, TBMM , gerçek manada “Milli iradenin yegane tecelligahı” olma özelliğini kazanacaktır.

 

-Bu ve benzeri gerekçeler nedeniyle meclisin, kanun yapma, bütçeyi onaylama, değiştirerek onaylama ve denetleme hakkı mutlaka korunmalıdır.

 

-Özellikle başlangıçta da belirttiğimiz gibi TBMM’nin kendi iradesinin dışında feshine imkan tanıyacak her türlü düzenlemeden mutlak suretle uzak durulmalıdır.

 

-Milli Savunma, Adalet ve İçişleri gibi bazı önemli ve stratejik bakanlıklara atanacak isimlerin TBMM’nin onayına sunulması, sadece TBMM’de değil, millet nezdinde de Hükümet’e saygınlık katacaktır.

 

-Bakanlıkların önemli ve hassas konular başta olmak üzere belli aralıklarla TBMM’ni bilgilendirmesi icranın güvenilirliğine olumlu katkı yapacaktır. Bu amaçla Milletvekillerinin sözlü ve yazılı soru önerge verme haklarının korunmasında büyük fayda vardır.

 

-Yine görevi sırasında haklarında ciddi suçlama bulunan Bakanlar için “gensoru” benzeri soruşturma ve hesap sorma mekanizmasının varlığı, TBMM’nin millet adına denetleme anlayışının bir gereği olarak görülmelidir.

 

-Yeni düzenleme ile gündeme gelen “Partili Cumhurbaşkanı”, kamuoyunda haklı bir endişe neden olmuştur. Gerçekten de Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin kesilmemesi, Anayasa’nın amir hükmü olan, “Tarafsızlık” ve “Eşitlik” ilkesine gölge düşürmekle kalmayacak, toplumun bütününü kucaklama noktasında eksiklik olarak algılanacaktır.

 

-Yeni anayasa teklifi çerçevesinde üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli unsurlardan biri de Yargı Bağımsızlığıdır. Yargı, ne Yasama’nın ne de Yürütme’nin etkisinde kalmayacak şekilde düzenlenmelidir. “Adalet mülkün/devletin temelidir”. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde, haktan, hukuktan, adaletten bahsetmek mümkün değildir. Yargı bağımsızlığı, ülkede huzurun, barışın, kardeşliğin tesisi için olmazsa olmaz bir husustur. Takdir edersiniz ki herhangi bir organ veya kişinin etkisinde kalma ihtimali olan, ya da başka bir güce bağımlı olan hukuk sistemi hiçbir zaman adil olmaz.

 

Yukarındaki tespit ve önerilerimizi hem bir vatandaş, hem de siyasi sorumluluğumuzun gereği olarak yerine  getiriyoruz.